Zanaat Nedir
Zanaat Kelimesi çok sık kullanılan bir terimdir. El becerisi ve sanat olarakta kabul edilebilir. Eski dilde bir meslekte uzmanlaşan o mesleğin erbabı olan kişilere Zanaatkar Denilirdir. Bugün sizlere Zanaat Konusu ile ilgili bilgiler sunacağız.
Zanaat: El becerisi ile yapilan belirli iş.
[1] Maddi ihtiyaçları karşılamak için yapılan öğrenimle birlikte tecrübe gerektiren
pratik bilgi ve el ustalığı ile yapılan iş
[2] İnsanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan öğrenimle birlikte deneyim
beceri ve ustalık gerektiren iş
sınaat.
Zanaat Nedir Zanaat Hakkında Bilgi?
İnsanların maddî ihtiyaçlarını karşıla*mak için yapılan eğitim ve tecrübe gerekti-
ren işe zanaat adı verilir. Zanaatın hUner marifet anlamı da vardır. Bir işle
bir mes*lekle uğraşan yahut bir işte ustalığı ve ma*hareti olanlara da “sanatkâr” denilir.
İbn Haldun insanların geçim yolların*dan söz ederken çiftçilik
sanat (zanaat
h it*fa) ve ticareti tabiî geçim yolları olarak zik*reder. Ona göre zanaatlar genellikle insan toplumlarının göçebelikten medenî şehir hayatına (bedevîlikten hadarîliğe) geçme*leri ile birlikte ortaya çıkar. Dolayısıyla za*naat şehir hayatının tabii bir sonucudur.
İbn Haldun zanaatleri üç kısma ayırır:
1-ister zarurî olsun ister olmasın insanların geçimi ile ilgili olan zanaatlen Dokumacı*lık ipekçilik
marangozluk
demircilik gibi.
2- İnsanın özel iğini teşkil eden düşünceye âit ilim ve zanaatler: İstinsah cilt
müzik
şiir ve ilim tahsili gibi
3- Siyasete (sevk ve idare) mahsus olan zanaatler: Askerlik gi*bi.
İbn Haldun ayrıca zanaatleri (sanatları) basit ve mürekkep olarak ikiye ayırır. Za*rurî ihtiyaçlarla ilgili sanatları basit
lüks (kemâli) ihtiyaçlarla ilgili olan lan da mü*rekkep sanallar olarak ifâde eder. Halkın kaygusu sadece zarurî ve hayatî İhtiyaçları*nı temin düşüncesine yönelirse marangoz*luk
demircilik
terzilik
kasaplık
dokuma*cılık gibi basit zanaatler ortaya çıkar. Me*deniyet gelişip halk lüks olan şeyleri iste*meye başlayınca zanaatlerde de gelişme ve çeşitlenme görülür. Daha zarif ve kalitesi üstün işler yapılmaya başlanır. Kuyumcu*luk
ipek dokumacılığı
ciltçilik
hattatlık
tezhip
mûsikî ve şiir böyledir.
Osmanlılar iş
zanaat anlamında “hirfet” (çoğulu “hiref”) kelimesini de kullanmış*lardır. Osmanlılar devrinde
çeşitli zanaat kolları ve bu zanaatlere mensup olanlar için
eski Ahi geleneklerine bağlı kalınarak bazı usûl ve kanunların tanzim edildiği görülür. XIX. yüzyıl sonlarında istanbul’a gelen Fransız mozaikçisi ve ressamı Pretextat Le-comte 1903 yılında yayınlanan ‘Arts et Metiers en Orient’ adındaki eserinde Türki*ye’de karşılaştığı zanaatlerden çinicilik
hâkk
mâden işleri
dökmecilik ve bakırcı*lık
camcılık
taş yontuculuğu
nakış
ka*lemkârlık
halıcılık
kumaş ve kadifecilik
saraçlık
kunduracılık
silâh işçiliği
ahşap işleri
telkari
cevahircilik
mühür yapımcı*lığı
minekârlık
tesbihcilik
kayık imâli
lo*kum
helva ve şekerleme yapımı hakkında bilgi vermektedir. Anonim bir Ka-nunnâme-i ehli hiref te ise kasaplar
aşçı*lar
başçılar
işkembeciler
börekçiler
şer*betçiler
lokmacılar
bakkallar
yoğurtçu*lar
helvacılar
akideciler
terziler
astarcı-lar
abacılar
dellallar
iplikçiler
esirciler
papuççular
eskiciler
debbağlar
mumcu*lar
oduncular
kumaş boyacıları
hamamcı*lar ve berberlerden bahsedilmektedir.
Eski Türk geleneğinde her zanaatin bir “piri” (ilk ustası) olduğu kabul edilir. Bu inanışa göre terzilerin pîri îdris (a.s.) ma*rangozların pîri Nuh (a.s.)
debbağlann pîri ise Ahi Evran’dır. Bazı peygamberler ve din büyüklerinin bu anlayış içinde çeşitli zana-atlerin pirleri olarak düşünülmeleri
hemen bütün zanaatleri bünyesinde toplamış olan Ahi teşkilâtına (daha sonra esnaf loncaları*na) dinî bir karakter de kazandırmıştır. Eski zanaatkarların
yaptıkları işlere dinî bir vecd içinde sarılmalarının bir nedeni de bu inanıştır.
Günümüzde zanaat denilince genellikle küçük sanatlar anlaşılır. Şiir müzik
resim
heykel
hat
tezhip gibi zanaatler ise “güzel sanatlar” kavramı içinde ele alınır. Sanayi
devriminden sonra zanaatler önemli ölçüde sarsılmıştır. Matbaanın istinsah ve hat sa*natını etkilemesi gibi. Modem endüstrinin tabii sonucu olarak ortaya çıkan seri imalât her ne kadar pek çok zanaatin ortadan kalk*masına veya zayıflamasına neden olmuşsa da
yeni bazı zanaatlerin ortaya çıkışı da yi*ne bu devirde olmuştur. Örneğin saraçlık ve nalbantlık bir çok yerde yok olmuş
fakat modem teknoloji bunların yerine otomobil tamirciliği
kaportacılık
boyacılık gibi yeni zanaatlerin teşekkülüne zemin hazırlamış*tır. Bu gelişmeler
Marksistler tarafından savunulan
büyük endüstri ve kapitalizmin zanaatlerle birlikte orta sınıfı yok edeceği tezini tartışılır hâle getirmiştir.
Osman ÇETİN
Bk: Ahilik Lonca
Zanaatkar Kime Denir
Zanaatkâr veya zanaatçı sermayeden çok nitelikli emeğini kullanarak mal üretiminde bulunan kişi.
Zanaatkâr zanaatle uğraşan kişi anlamına gelir. Zanaat ise Türkçe’de el ustalığı isteyen işler[1] anlamıda kullanılmaktadır.
Türkiye’de zanaatkâr deyimi daha çok esnafla birlikte esnaf ve zanaatkâr şeklinde kullanılmaktadır. Burada esnaf
görece küçük bir sermayeyle daha çok emeğini kullanarak mal ya da hizmet üreten kişi anlamındadır. Zanaatkâr deyimi ise esnafa göre daha dar kapsamlı olup
maddi ya da estetik ihtiyaçları karşılamak üzere mal üreten esnaf anlamına gelmektedir.
-
Zanaat nedir - sanatçı ile zanaatkar arasındaki fark
27 Şubat 2012 Pazartesi
yazildi.
Tweetle
Sponsorlu Bağlantılar |
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.