Selin Barlas geçen sene Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncu'nun beraber yaptıkları Tarihin arka odası programından ayrılan Pelin Batu'nun yerine programa katılmıştır. Önceki hafta kendisine yapılan saygısızlıklara daha fazla dayanamayarak programdan ayrılmıştır. Kendisinin yerine gazeteci Zeynep Özkartal getirilmiştir.
Ayazağa Işık lisesini bitimiştir. Boğaziçi Üniversitesi Tarih bölümü mezunu olup aynı alanda master yapmayı planmaktadır. Annesi amerikan babası Türk'tür. (gaziantep) Çok iyi derecede ingilizce bilmektedir.
Ayrıca Gazeteci Mehmet Barlas'ın yeğenidir.
Hayvan ve doğa sevgisi ile tanımakta olup liberal fikirleri ile dikkat çekmektedir.
Tarihin arka odasında Tarih ukalası, belge işbortacısı Murat Bardakçı ile muhafazakar tarihçi, osmanlı hayranı, anti modern Erhan Afyoncu'nun saygısızlıklarına sürekli maruz kalan Barlas, bir çok programda hayvanlara doğaya çevreye olan duyarlılığı yüzünden eleştirilmekte, sık sık sözü kesilerek haksızlığa uğramaktadır.
Habertürk TV'de ekrana gelen ve Murat Bardakçı, Erhan Afyoncu ile Selin Barlas'ın sunduğu Tarihin Arka Odası programı dün gece ilginç anlara sahne oldu.
Örnekler:
İLGİNÇ HAYVAN MUHABBETİ
Ünlü tarihçi Nurhan Atasoy'un konuk olarak katıldığı programa, avcılık ve hayvanlar üzerine yapılan ilginç muhabbetler damgasını vurdu.
3 ADET TİLKİ VURDUK MESAJI
Programın katılımcılarından Selin Barlas'ın, üçüncü köprü güzergahında birçok tilkinin bulunduğunu söylemesi üzerine izleyiciden gelen "Orada 3 tilki vurduk" maili ortalığı karıştırdı.
Bunun üzerine Barlas canlı yayında hem gülme hem de ağlama krizi geçirirince, programın diğer sunucuları Erhan Afyoncu ile Murat Bardakçı da Barlas'ın üzerine daha fazla gitmeye başladı.
Selin Barlas, izleyiciden gelen mail ve Murat Bardakçı'nın şakalarına çok sinirlenirken, hayvan hakları üzerine de bir dizi açıklama yapmasına rağmen Bardakçı'nın şakaları bitmek bilmedi.
SİNİR EDEN İKİNCİ MESAJ
Son olarak, bir başka izleyiciden gelen "O güzergahta tavşan vurduk" mesajı Barlas'ı adeta çılgına çevirdi. Maili gönderen izleyici için "vicdansızlar" ifadesini kullanan Barlas canlı yayında adeta kriz geçirerek bir yandan güldü, bir yandan da ağladı.
Efsane geri dönüyor... Habertürk'ün çığır açan programı Tarihin Arka Odası yeniden ekranlarda...
Türkiye'ye tarihi sevdiren ve geçmişi her cumartesi akşamı evinize getiren Tarihin Arka Odası 21 Ocak'ta tekrar başlıyor.
Murat Bardakçı, Erhan Afyoncu ve Selin Barlas'ın sunduğu Tarihin Arka Odası yine her cumartesi 23.15'te Habertürk'te.
Pelin Batu, çok yakın arkadaşım. Murat Bardakçı’ya programa devam edemeyeceğini söylediği zaman “Sen olmayacaksan, senin gibi birini bul” demişler. O da beni önermiş.
İlginçti çünkü neticede ben de o programın bir izleyicisiydim. Murat Bey’e yanlış bir şey söylerseniz bedelinin ağır olduğunu biliyorum. Bu nedenle görüşmeye gittiğimde çok gergindim. Hani saçma bir şey söylersem fırça yer miyim diye…
Verdiği tavsiye sadece “Bu programa çıkacaksan unutma kendin gibi olacaksın. Evet, bu ‘show business’ ama kendin gibi olmazsan natürel olamaz!” Biraz da bu tavsiye nedeniyle başladığımdan beri üzülsem de sinirlensem de ekranda görüyorsunuz.
Annemin ailesi çok renkli, bir tarafı İtalyan asıllı, bir tarafı İsveç, bir tarafı başka bir şey… Haliyle çok hoşgörülü, farlı kültürlere meraklı biri. Babam da 15 yıl ABD’de yaşadı. Çok büyük bir aşkla evlendiler; ben ve kardeşim olduk.
Işık Lisesi’nde şahane bir tarih öğretmenim vardı. Onun sayesinde 14-15 yaşında yaz tatillerinde Yunanca dersleri almaya başladım. Tabii biraz da babamın birtakım antikaları var, üzerlerindeki Rumca yazıları okuyayım diye… Babam da gidip keyif için Osmanlıca öğrenmiş biri.
Sosyoloji ve iş idaresi eğitimi aldı. Buraya geldiğinde İngilizce eğitimler vermeye başladı. Şimdi CEO’lara sunum taktikleri ve iş İngilizcesi gibi dersler veriyor.
Çalışmadım ama tarihe olan merakım hep devam etti. Yeni bir kitap çıktıysa okudum, Osmanlıcam körelmesin diye elimden geleni yaptım.
Yönetmen yardımcılığı hakkında muhakkak bir eğitim görmeliyim ki hakkını vererek yapayım. Seslendirme ve çocuk kitapları yazma devam edecek gibi...
- Programdaki küslük dışarıda da sürüyor mu?Hakikaten çok alındıysam o küskünlük biraz uzuyor ama onlar da beyefendiler; gönlümü almayı biliyorlar. Neticede çatışacağız, hepimizin duruşu, yaşamı farklı. Onlara göre tabii biraz daha dik kafalı olacağım çünkü aynı yaşta değiliz. Kendi kendime “Selin çok uzatma, bu kadar huysuz olmaya gerek yok, büyü biraz” diyorum. O küskünlük hali de muayyen bir zaman sonra geçiyor.
Bazen acımasızlar ama inançlarının da son derece arkasındalar. Herhalde “Ben buna inanıyorum, buna da saygı göster, buna sen de inan” gibi bir duruşları var. Ben de son derece huysuzum kimi zaman… Oturup kendimi izlerken, bazen utançtan yerin dibine geçiyorum. Ama yapacak hiçbir şey yok. O sırada kendimi frenlemeye çalışsam olduğundan daha sevimsiz durum olacak. Akışına bırakıyorum...
Zamanı geldiğinde birbirleriyle de çok sert tartışıyorlar. Orada üçümüz de kendimize göre dominantız. Herkes alfa kişi. Sadece benimle değil, birbirleriyle de çok çatışıyorlar.
Neticede onlar dostlar, erkekler hem de Osmanlı tarihçileri. Haliyle kadını da hafifçe eziyorlar…
İzleyenler çok güzel şeyler yazıyor sağ olsunlar ama bazen ana avrat e-postalar geliyor. “Murat Bey niye bu kadar tersliyorsunuz ayıp değil mi?” diyorum. “Al” diyor çeviriyor bilgisayarı, terbiyesizlik! Nutkum tutuluyor. Hakikaten çileden çıkmakta bazen çok haklı.
Dedemle ilgili birtakım şeyler yazdım, bir araya getirdim ama kitap yapacak mıyım bilmiyorum. Tarihle ilgisi olmayan, Türkiye’de yarı yabancı büyümek, insan münasebetleri, aşk, meşk hakkında yazılarım var ve çevremdekiler okuyor. Beğeniliyor da.
Programa başlarken çok gergindim ve ilk çaldığım kapı onunki oldu. Bana yol gösterdi, çok yardımcı oldu. Amcamın ne düşündüğü benim için çok önemlidir, çok saydığım ve hayran olduğum biri. Umarım beğeniyordur, keyifle izlediğini, beğendiğini söylüyor.
- ‘Tarihin Arka Odası’ öncesinde yönetmen yardımcılığı dışında neler yapardınız? Bir gününüz nasıl geçer?
Deli gibi spor yaparım, yoga yaparım. Annemin babası İtalyan; o dile çok meraklıyım. İki-üç senedir ders alıyorum. Bunun dışında sokaklarda elimde mama ve su kaplarıyla görürsünüz beni. Sabah kalkar kalkmaz sokak hayvanları için çıkar, onlara yemek veririm. Senelerdir İngilizce ders verdiğim çocuklar var.
Hayır, tek başıma yaşıyorum. Kız kardeşim var, o evli.
Evet, kendisine pek bir meraklıyım.
Hayatımda ilk defa âşık oldum! Ondan önce birtakım hislerin pek farkında değilmişim. Biraz şuursuzca davranıyormuşum fakat otuz yaşında tanıştığım kişi ayaklarımı yerden kesti. Önceden nasıl bir âşıktım bilmiyorum çünkü âşık değildim ama şimdi kıskancım, onsuz olmak istemiyorum, gözüm başka kimseyi görmüyor. Aklımda o var ve bir senedir de böyle.
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.