En büyük ağır atlardan, en küçük hafif atlara kadar tüm at cinsleri ilkel Asya vahşi atından gelişmiştir. Bu atlar şekil ve büyüklük bakımından przewalski atına benziyordu ve Buz çağından Demir çağına kadar çok az değişim göstererek yayılmıştı. Diğer at türleri güneye itilmişlerdi ve insan etkisiyle evcilleştirilip değişik amaçlara uygun olarak üretilmişlerdi. Daha büyük cinsler savaşlarda arabaları çekmek için gerekliydi. Böylece bu atlar, boyutlarında büyümeyi sağlayacak şekilde üretildiler. Orta doğunu ve Kuzey Afrika’nın sert koşullarında güç ve dayanıklılık gerekliydi. Bu özellik bedevilerin ve Arap atlarının gelişiminde önemli bir rol oynadı. Bedeviler (çölde yaşayan göçerler); Arap atı cinsinin gelişiminde ve ilerlemesinde önemli yer aldılar. En hızlı ve dayanıklı kısrakları ellerinde tutmaya dikkat ettiler ve en iyi görünüşlü aygırlarla çiftleştirmek için bu kısrakları kullandılar. Daha büyük atlar, ortaçağda ulaşımda ve özellikle ağır zırhlı şövalyeleri taşımada gerekliydi. Koşum takımlarının ilk 11. yüzyılda kullanılmasına ve takımların atların arabaları daha etkili çekmesini sağlamasına rağmen, atlar endüstri devrimine kadar tarımda kullanılmadı. Koşum takımlarındaki ilerleme ve çiftlik makineleri çekiş gücü için bir talep doğurdu. Bunu ancak ağır atlar sağlayabilirdi. Son 200 yıl boyunca soğuk – kanlı atlar, ağır cinsleri geliştirdi (Shire, Clydesdale)
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.