Cinsiyet değiştirme ameliyatları yapan Prof. Dr. Melih Çulha, yaygın kanının aksine bunun bir tercih değil, hastalık olduğunu söylüyor.
Transseksüalizm kişinin kendi biyolojik cinsiyeti ile psikolojik cinsiyet kimliği ve toplumdaki cinsiyet rolü arasındaki uyumsuzluk olarak tanımlanıyor. Ergenlik çağına gelen kişide, biyolojik cinsiyeti konusunda sürekli rahatsızlık duyma, bunun uygun olmadığını düşünme, birincil ve ikincil cinsiyet özelliklerinden kurtulmak isteme ve karşı cinsin özelliklerini kazanma çabaları görülüyor.
Genellikle çocuklukta ortaya çıkıyor ancak klinik tablo ergenlik döneminde belirginleşiyor. Uzmanlara göre, erişkinlik döneminde hatta kişi evlenip çocuk sahibi olduktan sonra bile başlaması mümkün olabiliyor. Hasta çare arıyor, cinsiyet değiştirme ameliyatları ise etik ve yasal birçok konuyu gündeme getiriyor.
Prof. Dr. Melih Çulha, “Kadınlıktan erkekliğe, erkeklikten kadınlığa geçiş, prostat hastalıkları gibi toplumda görülen bir hastalıktır. Tamamen olmak istedikleri cinsin özelliklerini taşıyorlar veya onun için çaba gösteriyorlar” diyor. Hastalığı, ”Kendi cinsiyetini beğenmeme ve benimsememe” olarak özetleyen Kocaeli Üniversitesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Melih Çulha, bu durumun özenti gibi görülmemesi gerektiğinin söylüyor.
HOMOSEKSÜALİZM İLE KARIŞTIRILMAMALI
“Yaygın kanının aksine bu bir tercih değil, bu bir hastalıktır. Bazılarının homon dengesi bozuklukları bunu etkiliyor ama bu durum beyinle ilgili ruhsal bir hastalık, bir çeşit nevrozdur. Kendi cinsiyetinden memnuniyetsizlik yaşayan kişi sadece karşı cinse geçmeyi düşünür. Kadın bedeninde erkek rolünü, erkek bedeninde kadın rolünü benimser. Bu hastalık dünyada da yaygındır ve eski çağlardan beri vardır. Bunun bir özenti gibi görülmemesi lazım, bunlar hakikaten tedaviye muhtaç hastalardır. Homoseksüalizm ile transseksüalizmi karışırmamak lazım. Homoseksüalizmde özenti gibi faktörler etkili olabilir, kişi hem kadın hem erkek rolü üstelenir ve tedavi edilebilir. Ama transseksüalizm tamamen farklı, bu hastalarda psikiyatrik tedavi mümkün değil. Teşhis konduktan sonra ameliyat neredeyse tek seçenek oluyor.”
“Yaygın kanının aksine bu bir tercih değil, bu bir hastalıktır. Bazılarının homon dengesi bozuklukları bunu etkiliyor ama bu durum beyinle ilgili ruhsal bir hastalık, bir çeşit nevrozdur. Kendi cinsiyetinden memnuniyetsizlik yaşayan kişi sadece karşı cinse geçmeyi düşünür. Kadın bedeninde erkek rolünü, erkek bedeninde kadın rolünü benimser. Bu hastalık dünyada da yaygındır ve eski çağlardan beri vardır. Bunun bir özenti gibi görülmemesi lazım, bunlar hakikaten tedaviye muhtaç hastalardır. Homoseksüalizm ile transseksüalizmi karışırmamak lazım. Homoseksüalizmde özenti gibi faktörler etkili olabilir, kişi hem kadın hem erkek rolü üstelenir ve tedavi edilebilir. Ama transseksüalizm tamamen farklı, bu hastalarda psikiyatrik tedavi mümkün değil. Teşhis konduktan sonra ameliyat neredeyse tek seçenek oluyor.”
TIBBİ KURUL VE MAHKEME KARARI GEREKİYOR
Transseksüalizmin tedavisi uzun sürüyor, tedavinin büyük kısmını psikiyatri üstleniyor. Hayatlarını büyük ölçüde değiştirecek ameliyatın kesinleşmesi için, hastaların uzun süre psikiyatrik takibe alınması gerekiyor. Prof. Çulha, “Ameliyata tıbbi kurul karar veriyor ama öncelik psikiyatride oluyor. Tıbbi kurulda endokronolog, jinekolog, ürolog, plastik cerrah ve adli tabip yer alıyor. Kurul hastayı inceleyerek cinsiyet değiştirmesine karar veriyor. Daha sonra olayın adli tıp yönü başlıyor, hasta cinsiyet değiştirmek için mahkemeye başvuruyor. Mahkemeden olumlu karar çıkarsa cinsiyet değiştiriliyor ama bu süreç iki veya üç yılı buluyor” diye konuşuyor.
Transseksüalizmin tedavisi uzun sürüyor, tedavinin büyük kısmını psikiyatri üstleniyor. Hayatlarını büyük ölçüde değiştirecek ameliyatın kesinleşmesi için, hastaların uzun süre psikiyatrik takibe alınması gerekiyor. Prof. Çulha, “Ameliyata tıbbi kurul karar veriyor ama öncelik psikiyatride oluyor. Tıbbi kurulda endokronolog, jinekolog, ürolog, plastik cerrah ve adli tabip yer alıyor. Kurul hastayı inceleyerek cinsiyet değiştirmesine karar veriyor. Daha sonra olayın adli tıp yönü başlıyor, hasta cinsiyet değiştirmek için mahkemeye başvuruyor. Mahkemeden olumlu karar çıkarsa cinsiyet değiştiriliyor ama bu süreç iki veya üç yılı buluyor” diye konuşuyor.
TÜRKİYE’DE KADINLIĞA GEÇİŞ DAHA FAZLA
Hastalığın görülme sıklığı ile igili olarak, “Kadından erkeğe dönüşüm 450 binde bir, erkekten kadına dönüşüm 150 binde bir” diyen Prof. Çulha’nın verdiği rakamlara göre, Türkiye’de kadınlığa geçiş daha fazla. Ameliyatla cinsel organların ve cinsel hayatın tamamen değiştirildiğini belirten Prof. Dr. Melih Çulha, “Erkek olmak isteyen kadınlara kendi kol dokusundan penis, kadın olmak isteyen erkeklere de yine kendi dokusundan vajen yapıyoruz. Ameliyattan sonra normal fonksiyonların hepsi tabii ki devam etmiyor. Herşeyden önemlisi üreme fonksiyonları bitiyor. Yani kadının üreme organları tamamen alındığı zaman anne olma şansı kalmıyor” diyor.
Hastalığın görülme sıklığı ile igili olarak, “Kadından erkeğe dönüşüm 450 binde bir, erkekten kadına dönüşüm 150 binde bir” diyen Prof. Çulha’nın verdiği rakamlara göre, Türkiye’de kadınlığa geçiş daha fazla. Ameliyatla cinsel organların ve cinsel hayatın tamamen değiştirildiğini belirten Prof. Dr. Melih Çulha, “Erkek olmak isteyen kadınlara kendi kol dokusundan penis, kadın olmak isteyen erkeklere de yine kendi dokusundan vajen yapıyoruz. Ameliyattan sonra normal fonksiyonların hepsi tabii ki devam etmiyor. Herşeyden önemlisi üreme fonksiyonları bitiyor. Yani kadının üreme organları tamamen alındığı zaman anne olma şansı kalmıyor” diyor.
Cinsiyet değiştirme ameliyatında penis taktırmadığını söyleyen Beatie, kendisini yadırgayıp eleştirenlere, “Herkesin doğurma hakkı vardır” demişti.
İKİNCİ KEZ DOĞURDU, HEM ANNE HEM BABA OLDU
Prof. Çulha’nın sözleri Haziran 2009′da ikinci kez anne olan Amerikalı Thomas Beatie’yi hatırlatıyor. 10 yıl önce göğüslerini aldıran ve steroid tedavisi görerek erkek görünümüne kavuşan 34 yaşındaki Thomas Beatie, kadın üreme organlarını muhafaza ettiği için doğurabilmişti. Tüp bağlatma ameliyatı geçirdiğini, ancak günün birinde lazım olabileceği düşüncesiyle kadınlık organlarını aldırmadığını söyleyen Thomas Beatie, ismi gizli tutulan bir erkeğin spermiyle döllendiğini açıklamıştı.
Prof. Çulha’nın sözleri Haziran 2009′da ikinci kez anne olan Amerikalı Thomas Beatie’yi hatırlatıyor. 10 yıl önce göğüslerini aldıran ve steroid tedavisi görerek erkek görünümüne kavuşan 34 yaşındaki Thomas Beatie, kadın üreme organlarını muhafaza ettiği için doğurabilmişti. Tüp bağlatma ameliyatı geçirdiğini, ancak günün birinde lazım olabileceği düşüncesiyle kadınlık organlarını aldırmadığını söyleyen Thomas Beatie, ismi gizli tutulan bir erkeğin spermiyle döllendiğini açıklamıştı.
HASTALAR SONUÇTAN MEMNUN
Cinsiyet değiştirme ameliyatından sonra cinsel hayatın devam ettirilmesi için protez ve ilaç tedavisi uygulanıyor. Hastanın idrar yapmasını kolaylaştırıcı bir takım teknikler kullanıldığını belirten Prof. Çulha, cinsiyet değiştirme ameliyatlarının artık üniversite hastanelerinde daha fazla yapıldığını söylüyor.
Cinsiyet değiştirme ameliyatından sonra cinsel hayatın devam ettirilmesi için protez ve ilaç tedavisi uygulanıyor. Hastanın idrar yapmasını kolaylaştırıcı bir takım teknikler kullanıldığını belirten Prof. Çulha, cinsiyet değiştirme ameliyatlarının artık üniversite hastanelerinde daha fazla yapıldığını söylüyor.
“Cinsel hayatın ve diğer fonksiyonların oturması zaman alıyor ve süreç altı-yedi ameliyata kadar uzayabiliyor. Bu hastalık çözümsüz bir hastalıktır ve hasta bilerek bu zor sürece razı oluyor. Biz Kocaeli Üniversitesi’nde dört tane cinsiyet değiştirme operasyonu yaptık, hepsinden de başarılı sonuç aldık, hastalarımız da sonuçtan memnun. Bu ameliyatları Türkiye’de çoğunlukla özel çalışan plastik cerrahlar yapıyor ama bu maddi yükü kaldıramayacak hastalar için üniversitelerde de artık bu tür ekipler kuruluyor.”
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.