-

Orduda askerler neden intihar ediyorlar?

2 Aralık 2012 Pazar yazildi.
Sponsorlu Bağlantılar


İntihar edenlerin çoğunluğunu subaylar oluşturuyor. Yani TSK bünyesindeki en eğitimli, en gözde kesim. Bir subayın göreve başlaması için üniforma giydiğinden itibaren 9 yıl eğitim ve öğrenim görmesi gerektiğini ve karar mekanizmalarında subaylar dışında pek kimsenin sözünün geçmediğini düşünürsek konu gerçekten ciddidir. Tek bir sebep olmamakla birlikte subay-astsubay intiharlarının arkasında başlıca şu sebepler vardır.
Rütbeli askerlerin eğitim süreci baştan aşağı yanlıştır. Askeri liselere alınan çocuklar sıkı ve katı bir disiplin ortamında yetiştirilir. Bu gençlerin toplumla ilişkileri ve bağları kesilir. 15 yaşından itibaren milletten kopuk ve bambaşka bir zihniyet tarafından abluka altına alınır. Pek çok askeri lise talebesi sonradan ayrılmak istese de düşük ve orta halli aileleri tazminat yükünü kaldıramayacakları için çaresiz bir şekilde okumaya devam ederler. Harp Okulu ve Sınıf Okullarında bu hiçbir bilimsel temele dayanmayan eğitim ve zihin değiştirme süreci devam eder. Bu çocuklar millettinden, ailesinden, toplumun temel değerlerinden uzak bir hale gelirler. Ancak hayata atılmaları ile birlikte bu toplumda yabancı oldukları hissine kapılırlar. Aidiyet duyguları körelir. Psikolojileri bozulur ve yaşamdan giderek uzaklaşmaya başlarlar. Bu durum ailevi sorunları da beraberinde getirir. Özellikle bu girdaba kendini kaptırmış subay ailelerinde maalesef sorunlar bir türlü bitmez.
İkinci önemli husus Güneydoğu sendromudur. Bir çoğu ülkenin terörle anılan bölgelerinde uzun yıllar görev yapmak zorunda olan askerler, bu isimsiz savaşın piyonları oldukları için hayata küskündürler. Sürekli bir çatışma ve tehlike ortamı, ağır stres, sorumluluk yükü, hayattan beklentisi kalmama ve yaşadığına bir anlam verememe duygusu bu insanların omuzlarına biner. Kendini bu anlamsız akıntıya kaptıranlar daha şanslıdır. Ama bi kere 'ben ne yapıyorum burada'? sorusu zihinlere yerleşti mi söküp atmak çok zordur ve her geçen gün hayat daha anlamsız hale gelmeye başlar.
Diğer bir sebep ekonomik zorluklardır. Askerler için hep ekmek elden su gölden, masrafsız, bedava bir hayat yaşadıkları düşünülür. Kime sorsanız 'orduevleri çok ucuz, lojmanlar herkese yetecek kadar ve bedava' zannederler. Halbuki hiç de öyle değildir. Aksine diğer memurların bir çoğu ek iş yaptığı ve ayrıca bir gelir kaynakları olduğu halde askerlerin maaşlarından başka gelirleri yoktur. Üstelik maaşlarının önemli bir bölümü toplumdaki saygınlıklarını korumak için harcamak zorundadırlar. Bunun yanısıra kendi cebinden bölüğünün, taburunun işleri için para harcayan hiç de az değildir. Büyük Şehirlerde çalışmak durumunda kalan personel için ekonomik sıkıntılar had safhaya çıkar. Hele bir de eşler çalışmıyorsa geçinmek gerçekten zorlaşır.
Maddi zorlukların yanında askerleri ağır bir mesai beklemektedir. Terörle uğraşan ve sınırda, üs bölgelerinde kalanların 24 saatlik mesaisi dışında en ağır mesai batıda kıta ve karargahlarda yapılır. Başta terfi edebilmek için gecesini gündüzüne katan paşa ve kurmay subaylar olmak üzere pek çok birlik ve kurumda bitip tükenmek bilmeyen denetlemeler, tatbikatlar, evrak işleri yüzünden subaylar doğru dürüst bir dinlenme imkanı bulamazlar. Bayram seyran, haftasonu, gece, gündüz demeden Komutanların bitip tükenmek bilmeyen emirlerini yerine getirmeye çalışırlar. Ailelerine ve çoluk çocuklarına yeterli zamanı ayıramazlar..Tabi kendilerine de...
Ancak şu anda TSK'da en büyük stres kaynağı bu saydıklarımız değildir. En büyük stres 'Komutan' stresidir. İstisnalar olmakla birlikte pek çok paşa maiyeti için ciddi bir stres kaynağıdır. Daha üst rütbelere doğru gidildikçe bu stres daha da artar. Herkes kendi üstündeki  'pek çoğu ruhsal bunalım ve psikolojik rahatsızlıklar içinde olan- paşalardan ve paşa namzedi kurmay albaylardan çekinir. Tuğgeneral  tümgeneralden, korgeneral orgeneralden korkar. Genelkurmay Karargahında bile bu durum değişmez. 


Kürşat Bahadıroğlu

0 yorum :

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.

-