Son zamanlarda birbirinden kötü reklam filmlerine imza atan Turkcell Harranlı Emine temalı reklam filmiyle adeta kötü gidişin üstüne tüy dikti..
İzleyenlerin alaya aldığı reklam filminde Harranlı Emine ile Harvardlı Emily karşılaştırılıyor.
Turkcell'in acilen reklamlarını gözden geçirmesi gerekiyor. Son zamanlarda çektiği reklam filmleriyle sürekli eleştiri alan Gsm operatörü son reklam filmiyle de seriyi bozamadı.
Harranlı Emine ile Harvardlı Emily'nin kıyaslandığı reklamda baştan sona Harranlı Emine'nin ne kadar kötü bir hayat yaşamak zorunda olduğunu açıkça ortaya konmasına rağmen reklamın sonunda sadece bir videonun indirilme hızında Emine'nin sözde Emily'nin önünde yer alıyormuş gibi gösterilmesi izleyenleri isyan ettirdi. Videoyu daha hızlı indirmenin çağdaşlık, Türkcell kullanmanın medeniyetin ulaştığı son nokta olduğu mesajı verilmek istenen reklam filmi baştan sona rezalet bir düşüncenin ekrana yansıması gibiydi.
Bu insanları aptal yerine koyan kötü reklam filmine sosyal medyadan tepkiler gecikmedi.
Harvardlı Emily süt içti mışıl mışıl uyudu. Harranlı Emine süt içti hastaneye kaldırıldı.
Harranlı Emine okulda değil tarladaki, zorla evlendirildiği düğünündeki, kocasının onu döverkenki resimlerini nete daha hızlı koyabiliyor..
Harranlı Emine ile Harwardlı Emily.. Zihinsel engelliler icin masal kusagini izlediniz..
Turkcell'in Harvardlı Emily ile Harranlı Emine reklamı berbat, insanlari aptal yerine koyuyor resmen,keske sen yapsaydin reklami
Harranlı Emine okul yüzü görmeden çocuk yaşta gelin oluyor be bre zındık.bu nasıl salak bir reklam.tez kaldırılsın.dalganın bu kadarına pes
Harwardlı Emily 13 yaşında evlendirilmiyor, töre cinayetine kurban gitmiyor ama olsun, Harranlı Emine'nin videosu daha hızlı iniyor.
Harranlı Emine hayatının bir kısmında fiziksel şiddete maruz kalsada, emily nin videosu daha geç iniyoooorrr.. Nabeeer Emiy çatla da patla..
emily'nin okulu new england journal of medicine'ın çıktığı yerdedir, makalelerinin önemli bir kısmında da katkısı vardır, kütüphane bütçesi emine'nin okulunun toplam bütçesinden fazladır. emine'nin okulunun nejm'e erişimi yoktur; emine, emily'nin okulunun sağladığı ücretsiz internet içeriğiyle eğitim eksiğini kapatmaya çalışır. emily'nin okulunun bahçesinde "eter anestezisi ilk kez burada kullanıldı" diyen heykel vardır; emine'nin okulu anesteziyoloji asistanlarını, farmakoloji departmanı yetersiz olduğundan, farmakoloji rotasyonu için başka bir okula yollar. yani, önemli olan hızı değil, içeriği.
tüm yaşamı boyunca maruz kaldığı eşitsizlikleri bi videoyla aşan emine (ne izlediyse artık)
kardelen olacağına başbakan olursa muhtemeldir ki;
bir haftada ortaçağ, on beş günde yeniçağ, yemin ediyorum
bir aya kadar fransız devrimine kadar götürürüz biz bu işi..
turkcell in reklamlarında türkiye, anadolu, güzel anadolu, naif türk halkı, naif türk halkı ve güzel anadolu temasından nemalanmasını, anadoluya teknoloji getirip, bu imkansızlıklarla dolu bozkırları uygarlık düzeylerinden uygarlık düzeylerine atlatmasını anlatan reklam öyküsü dizisini bir üst seviyeye taşımasıdır. böyle gözümü kapatıp turkcelli hayal edince, anadolunun bir köşesinde, köylüyle halay çeken iki tane sarı anten geliyo lan gözümün önüne. o sırada da tüm köylüler bir yandan da kahkahalar eşliğinde cep tetelefonlarıyla konuşuyorlar falan.. bulunmaz nimet türkiye için. sanırım turkcell olmasaydı hala mektup falan yollanacaktı anadolunun birçok yerinde. bu yüzden bulunmaz nimet. öyle anlıyoruz.
çirkin bir reklam. sadece eşitsizliği, ufak bir "hizmet"le eşitliyormuş göründüğü için değil; reklam dünyasının "her şey olabilir!" tarzının artık iyice bayağılaştığını ve kandırmaca lüzumunu bile hissetmediğini gösteriyor. öyle müstehcen bir an ki bu, emily ile emine arasındaki "kültürel" farklara değinmeden sadece turkcell'in kendi hizmetinin çıplaklığına yönlendiriyor ve 'kendi'si dışında her şeyi parametre içinde kullanabileceği bir nesneye (karşılaştırma yapabilmek için bir numaraya) indirgiyor.
bu kısa filmle önyargıların (stereotype) yeniden üretilmesinden, bağlamsızlaşmanın getirdiği su köpüğü kıvamındaki oryantalizmden ve reklam öğesinin şişkin egosunun "hizmet alan / hizmet veren" ikiliğinde hep tercih ettiği taraftan bahisler açılmasından da bahsetmedik daha...
suç turkcell'in mi yoksa reklam sektörünün türkiye'de geldiği noktanın mı, emin değilim ayrıca.
akşam akşam beni sinirlendirmiş turkcell reklamındaki karşılaştırma. cahil cüheyla milleti kandırma üzerine bir yapım, harranlı emine internete piuuv saatte 500le girerken harvardlı emili dial up la bağlanıyor sanki, hala internet hızına bağlı reklamlar yapıyoruz o bile komiğime gidiyor öte yandan harran üniversitesinin çağdaş görünümünden etkilendim arkadan geçen kürek takımı gençler çimende uzanıyor zannedersin sabah akşam orda ulan iki üniversite bitirdim o sürede çok küçüçük bir zamandır o çimlerde oturmak, sonra garip liseliler zannediyor üniversite süper uuu çimler arkadan geçen kürekçiler falan asıl size geçiriyorlar haberiniz yok
daha bugün işyerimin londra'daki merkezi internet hızımızı sordu; 3.8 mb diyince adam kikirdedi telefonda. zira onlarda 90 küsur mb . acıdı bize de; sanal belleği biraz hızlandırmaya karar verdi.
akşam da bu reklamı izledim. hayat ne garip harranlı emilyler emineler falan!
bir kez daha şaşırtmayan kalitesiz turkcell reklamıdır.
bu ilüzyon mantığını anlamıyorum. internet hızlarımız ve haklarımız ortadayken neyin reklamını yapıyoruz. kaldı ki internetimiz daha iyi durumda olsa bile nedir bu eziklik psikolojisi. bu reklamda türkiyeyi baştan sona ezik ülke olarak konumlandırmış turkcell, tam tersini yapmaya çalışırken hem de.
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.