Sovyetler Birliği’nde porno devletin çözülmeye başladığı son yıllarına kadar tümüyle yasaktı. Yasak, pornografik tüm yayınları kapsıyordu ve yasayı çiğnemenin cezası 3 yıl hapis ve 3 bin ruble para cezasıydı.
Ancak, “black market” olarak tabir edilen, Sovyet devletinin denetleyemediği alanlarda yurtdışından getirilen veya Sovyetler’de çekilen filmler kapışılıyordu. Özellikle Kruşçev’in gulag’lardaki mahkumları salıvermesiyle birlikte büyüyen black-market, Rusya’da porno filmlerin yayılmasını sağladı.
NKVD’nin, yani bugünün KGB’sinin Sovyerler Birliği’ndeki karşılığı olan gizli ve açık istihbarat ve güvenlik servisinin liderlerinden olan Genrikh Yagoda’nın, de-Stalinizasyon döneminde yargılanmaktayken suçlandığı şeylerden biri “geniş bir porno arşivine sahip olmak”tı. Tıpkı onun gibi diğer bir istihbaratçı Nikolai Yezhov da aynı şeyle suçlanmıştı. Görüldüğü gibi “kaset siyaseti”, Sovyetler’de de etkiliydi.
Sovyetler Birliği’nin pornografiyi yasaklayan kanununun kapsamında çekilen film veya yayınlarda seksüel organların gözükmesi veya sevişme sahnelerini de kapsıyordu. Bu yasak, ilk olarak 1988 yılında, yani devletin dağıldığı yıllarda delindi. Vasili Pichul tarafından çekilen “Malenkeya Vera” isimli film, okuldan yeni mezun olmuş genç bir kızın hayat hikayesini anlatmaktaydı. 1988 yılında vizyona giren filmi tam 55 milyon biletli izleyici izledi! Bu izleyici oranıyla Malenkeya Vera, “Moskova Gözyaşlarına İnanmaz” isimli filmden sonra en yüksek gişe yapan ikinci Sovyet filmi olmuştu.
Bu arada, porno film çekilmesine izin veren ilk Müslüman çoğunluklu ülke Türkiye’dir. Türkiye’de 70’lerde yaşanan porno patlaması pek çok araştırmanın konusu olmuştur.
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.