Ünlü İngiliz yazar Charles Dickens yaklaşık bir asır süren ve toplamda 40 bine yakın romanın yazıldığı Victoria döneminde yaşamıştı. Ayrıca dönemin başlangıcında %20 olan şehirli nüfusu 1901’de Kraliçe Victoria öldüğünde %75 olmuştu. İngiltere nüfusu bu dönemde 20 milyondan 40 milyona çıkmıştı. Ailelerin 9-10 çocuğu olması sık rastlanan bir durumdu ve bu çocukların tamamı küçük yaşta madenlerde ya da fabrikalarda çalışıyordu. 1870’de parlamento 5 ile 13 yaş arasındaki çocukların okula gitmesini zorunlu kılan kanunu geçirene kadar da bu böyle sürdü ve çocuklar okula gitmedi. Yalnızca bir kısmı kiliselerin pazar günleri açtığı sunday schools’a gidip din eğitimi alıyorlardı.
İşte hem bu dönemin hem de ardından gelecek dönemlerin en etkili yazarlarından Charles Dickens böyle bir değişim döneminde dünyaya gelmiş ve eserler vermişti. Charles Dickens, ömrü boyunca yazdığı kitaplardan tam 40 milyon pound kazanmıştı. Bu kazandığı para öldükten sonra kitaplarının telifiyle elde edilen gelir değil, doğrudan yaşarken kazandığı paraydı.
Dickens’ın bu kadar para kazanması bir zorunluluktu. Tüm ailesi, babası nedeniyle borçları yüzünden hapse atılmıştı ve hapisten çıkmaları için birinin o borçları ödemesi gerekiyordu. Dickens, türlü işlerden sonra şansını yazarlıkta denedi ve dönemin ünlü bir yazarı olan Robert Saymour ile yaptığı ortak bir çalışma ile çok büyük paralar kazanmaya başladı.
Dickens’ın yazarlığının yanı sıra yazdıklarını pazarlama açısından da takdir edilmesi gereken bir yeteneği vardır. Bugün pembe dizilerden bildiğimiz, bir eserin sonunda merak uyandırıcı ve çarpıcı bir olayı yarıda keserek okuyucuyu hikayenin devamını öğrenmek için devam niteliğindeki eseri de satın almak zorunda bırakan ertelenmiş gerilim kavramını Charles Dickens geliştirmiştir. Charles Dickens, aynı kitabı tam dört kez aynı kişilere satabileceği bir yöntem geliştirerek hem kendini hem bağlı olduğu yayınevini zengin etmiştir.
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.