Şanlıurfa’da aczmendiler sokalara indi, "Bizlerin sabır sınırlarıyla oynamaya hakkınız yok" dedi.
Aczmendiler meydanlarda!
Şanlıurfa’da, bir grup aczmendi son zamanlarda sürekli kimlik kontrolü bahanesiyle polis tarafından durdurulduklarını ileri sürerek, ;kentmerkezinde yürüyüş yaptı. Kıyafetlerinden başka hiçbir farklılıklarının bulunmadığını söyleyen ve bu uygulamadan dolayı rahatsız olduklarını belirten aczmendiler, "Bizlerin sabır sınırlarıyla oynamaya hakkınız yok" dedi.
Yaklaşık 20 aczmendi, sabah saatlerinde Türkmeydanı Mahallesi’nde bulunan Aczmendi Dergahı adını verdikleri evden çıkarak kent merkezine doğru yürümeye başladı. Çok sayıda resmi ve sivil polisin takip ettiği aczmendilerin yürüyüşü çevrede bulunan esnaf ve vatandaşlar tarafından meraklı gözlerle izlendi.
2 KİLOMETRE YÜRÜDÜLER
Vatandaşlar da aczmendileri toplu halde ilk kez yürürken görmenin şaşkınlığını yaşadı. Uzun saç ve sakalları, sarıkları, kıyafetleri ve asaları ile peş peşe yürüyen aczmendiler, yaklaşık 2 kilometrelik yolculuğun ardından talebesi olduklarını söyledikleri Bediüzzaman Said Nursi’nin ölümünün ardından ilk defnedildiği yer olan Dergah Camii avlusuna geldi. Burada Bediüzzaman’ın ilk defnedildiği alanda toplu halde dua eden aczmendiler, daha sonra Haşimiye Meydanı’nda açıklama yaptı.
"RAHATSIZ OLUYORUZ"
Onlarca meraklı vatandaşın da takip ettiği aczmendiler adına gazetecilere açıklama yapan Hakan Çolak, kendilerinin de Türkiye vatandaşı olduklarını, ancak polis tarafından sık sık keyfi kimlik sorma bahanesiyle durdurulduklarını ileri sürdü. Sürekli önlerinin kesildiğini ve kimlik sorma bahanesiyle üzerlerinde baskı kurulduğunu iddia eden Çolak, şöyle konuştu:
"Bizi rahatsız eden yasal anlamda kimlik sorulması değil, nezaketten uzak bir tarzda, taciz ve tahrik eder bir hitapla muhatap olunmasıdır. Tepeden bakan, hakaretvari, hesaba çeker bir edayla bizlerle muhatap olunmasından rahatsız oluyoruz. Kıyafetinden başka hiçbir farklılığı bulunmayan bizleri tahrik ve taciz etme gayelerinin ne olduğunu anlayamıyoruz. Üzerimizdeki kıyafet Hz. Muhammed’in giydiği kıyafettir ve bu kimseyi rahatsız etmesin. Buradayız, kimliklerimizi toplayıp, sorgulamanızı yapın, sakıncalı birisi varsa kendi ellerimizle teslim edelim. Ama, böyle bir durum yoksa resmi görevinizi kötüye kullanmayın. Bizlerin sabır sınırlarıyla oynamaya hakkınız yok. Hizmet için varsınız, o halde hizmetinize bakın. Bizler gibi gönüllü asayiş memuru olan Nur talebeleriyle uğraşmayın."
Aczmendiler basın açıklamasının ardından bu kez yürüyerek 1 kilometre uzaklıktaki Köprübaşı semtinde bulunan İpek Palas Otel’e geldi. Aczmendiler, burada 1960 yılında Bediüzzaman’ın vefat ettiği ve ardından mescide çevrilen otel odasında namaz kılıp, dua ettikten sonra dağıldı.
Şanlıurfa’da, bir grup aczmendi son zamanlarda sürekli kimlik kontrolü bahanesiyle polis tarafından durdurulduklarını ileri sürerek, ;kent
Yaklaşık 20 aczmendi, sabah saatlerinde Türkmeydanı Mahallesi’nde bulunan Aczmendi Dergahı adını verdikleri evden çıkarak kent merkezine doğru yürümeye başladı. Çok sayıda resmi ve sivil polisin takip ettiği aczmendilerin yürüyüşü çevrede bulunan esnaf ve vatandaşlar tarafından meraklı gözlerle izlendi.
2 KİLOMETRE YÜRÜDÜLER
Vatandaşlar da aczmendileri toplu halde ilk kez yürürken görmenin şaşkınlığını yaşadı. Uzun saç ve sakalları, sarıkları, kıyafetleri ve asaları ile peş peşe yürüyen aczmendiler, yaklaşık 2 kilometrelik yolculuğun ardından talebesi olduklarını söyledikleri Bediüzzaman Said Nursi’nin ölümünün ardından ilk defnedildiği yer olan Dergah Camii avlusuna geldi. Burada Bediüzzaman’ın ilk defnedildiği alanda toplu halde dua eden aczmendiler, daha sonra Haşimiye Meydanı’nda açıklama yaptı.
"RAHATSIZ OLUYORUZ"
Onlarca meraklı vatandaşın da takip ettiği aczmendiler adına gazetecilere açıklama yapan Hakan Çolak, kendilerinin de Türkiye vatandaşı olduklarını, ancak polis tarafından sık sık keyfi kimlik sorma bahanesiyle durdurulduklarını ileri sürdü. Sürekli önlerinin kesildiğini ve kimlik sorma bahanesiyle üzerlerinde baskı kurulduğunu iddia eden Çolak, şöyle konuştu:
"Bizi rahatsız eden yasal anlamda kimlik sorulması değil, nezaketten uzak bir tarzda, taciz ve tahrik eder bir hitapla muhatap olunmasıdır. Tepeden bakan, hakaretvari, hesaba çeker bir edayla bizlerle muhatap olunmasından rahatsız oluyoruz. Kıyafetinden başka hiçbir farklılığı bulunmayan bizleri tahrik ve taciz etme gayelerinin ne olduğunu anlayamıyoruz. Üzerimizdeki kıyafet Hz. Muhammed’in giydiği kıyafettir ve bu kimseyi rahatsız etmesin. Buradayız, kimliklerimizi toplayıp, sorgulamanızı yapın, sakıncalı birisi varsa kendi ellerimizle teslim edelim. Ama, böyle bir durum yoksa resmi görevinizi kötüye kullanmayın. Bizlerin sabır sınırlarıyla oynamaya hakkınız yok. Hizmet için varsınız, o halde hizmetinize bakın. Bizler gibi gönüllü asayiş memuru olan Nur talebeleriyle uğraşmayın."
Aczmendiler basın açıklamasının ardından bu kez yürüyerek 1 kilometre uzaklıktaki Köprübaşı semtinde bulunan İpek Palas Otel’e geldi. Aczmendiler, burada 1960 yılında Bediüzzaman’ın vefat ettiği ve ardından mescide çevrilen otel odasında namaz kılıp, dua ettikten sonra dağıldı.
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.