KURAM: Kişisel Yapılar (Yorum) Kuramı
Kişisel Yapılar Psikolojisi, bireylerin hayatlarının anlamlarını yorumladıkları ve yeniden yapılandırdıkları farklı yollara odaklanır. Kelly’nin yaklaşımının genişliğinden dolayı, kişisel yapı kavramları ve metotları, bilişsel karmaşıklık, psikolojik rahatsızlık, yakın ilişkilerin çöküşü, mesleki karar verme, eğitim ve örgütsel davranış gibi konularda kullanılmaktadır.
George Kelly, bilişsel süreçlere kişinin işlevinde merkezi bir rol veren ilk kişilik psikologlarından biridir. Hümanist psikologlar, kişilerin kendileri ve kişilik değerleri hakkında neler istedikleriyle ilgilenirlerken, Kelly’nin kişisel yorum kuramı kişinin fenomolojisine daha bilişsel bir yaklaşım sağlar. Yine de Kelly, bilişsel bir kuramcı olarak anılmayı istememiştir. Kelly’e göre hedef kişilerin kendilerini ve sosyal dünyalarını yorumlamak ya da yapılandırmak için kullandıkları boyutları keşfetmek gerekir. Bu boyutlar kişinin kendi kişisel yorumudur ve Kelly’nin temel inceleme birimlerini oluştururlar (1955).
Kelly’nin kuramı “verimli ****for” olarak adlandırdığı mecazla başlar. Önceden beri bilim adamlarının ve terapistlerin insanlara karşı sık sık tuhaf bir tutum sergilediklerini yani kendilerinin oldukça iyi olduklarını düşünürken, deneklerini ya da müşterilerini hor gördüklerini fark etmiştir. Kendilerini akıl ve ampirizm güzel sanatlarıyla meşgul olarak görürlerken, sıradan insanları seksüel enerjilerinin ya da koşullanma vakalarının kurbanları olarak görme eğiliminde olmuşlardır. Ancak Kelly, Kansaslı öğrencileri ve çiftlik insanlarıyla olan deneyimleri sayesinde, bu sıradan insanlarında bilimle meşgul olduklarının ve onların da neler olup bittiğini anlamaya çalıştıklarının farkına varmıştır. Bu yüzden sıradan insanlar da bilim adamlarıdırlar.
Daha genel olarak Kelly, kişilerin sezgisel bilim adamları olarak görülmeleri gerektiğine inanıyordu. İnsanlar kuralcı bilim adamları gibi dünyayı gözlemler, dünya hakkında kendi kuramlarını oluşturur, test eder ve bu konuda kuramlar oluştururlar. İnsan denekler, tıpkı kendilerini gözlemleyen psikologlar gibi, davranış oluşturur ya da soyutlarlar; kendilerini ve dünyalarını kategorilere ayırarak, yorumlayarak, etiketleyerek ve yargılayarak. Kişiler, tıpkı bilim adamları gibi, gündelik yaşamda kendilerini engelleyen ve onları kendileri de dahil olaylar ve kişiler hakkında kendi yorumlarını oluşturmaya yönelten geçersiz kuramlarla da oyalanabilirler. Yetişkin olduğumuz zaman, dünyanın ve bizim onun içindeki yerimizin çok karmaşık bir modelini geliştirmiş oluruz, bu model Kelly’e göre bizim kişiliğimizdir.
George Kelly’nin Temel Varsayımı ve On Bir Sonucu
Kelly, geometriye düşkündü ve çok-boyutlu geometri ile ilgilenirdi. Kuramını formülize ederken Euclid’in Elementlerini model alarak bir temel varsayım ve on bir sonuç belirtmiştir.
Temel Varsayım: Bir kişinin bilgi işleme biçimi, olayları bekleyiş şekline göre psikolojik olarak yönlendirilir: Süreçlerle Kelly, deneyimlerimizi, düşüncelerimizi, duygularımı ve davranışlarımızı kastetmektedir. Bütün bunlar sadece gerçeklik tarafından değil, dünyayı, diğer insanları, kendimizi anlama çabalarımız tarafından belirlenir.
Yapılanma Sonucu: Bir kişi zihinde benzerlerini yapılandırmak suretiyle olaylarla ilgili beklenti geliştirir: Beklentilerimizi geçmiş deneyimlerimi kullanarak geliştiririz. Biz esasında tutucu yaratıklarız; şeylerin daha önce oldukları gibi olmalarını bekleriz. Deneyimlerimizde kalıplar, tutarlılıklar ararız. Yapılarımız dünya hakkında, onu yaşadığımız şekliyle sahip olduğumuz bakış açısını temsil ederler. Diğer yandan yapılarımız dünyayı deneyimlerimiz devam ettikçe nasıl yorumlayacağımızı belirtirler. Yapı sistemimiz bizim tarihimiz ve algılamaya yatkınlığımızdır.
Bireysellik Sonucu: Kişilerin olayları zihinlerinde yapılandırma biçimleri birbirinden farklıdır: Herkes farklı deneyimlere sahip olduğu için herkesin gerçeklik yapısı farklıdır. Kelly’nin kuramını kişisel yapılar olarak adlandırdığını hatırlayalım. Kelly, sınıflandırma sistemlerini, kişilik çeşitlerini ya da kişilik testlerini onaylamamaktadır.
Düzenleme Sonucu: Her kişi, olayları bekleyiş şekline uygun olarak zihindeki yapılar arasındaki sıralama ilişkisini kapsayan bir yapılandırma sistemi geliştirir: bazı yapılar başka yapıların altındadırlar. Bunun iki versiyonu vardır. Birincisi, sınıflandırmaya dayalı bir alt sınıflandırmadır (hayvan ya da bitki hayatındaki ağaçlar gibi). Bunun yanında kişisel sınıflandırmalar vardır (çam ağacı – yılbaşı ağacı). Ayrıca tanımlamaya dayalı, takımyıldızı olarak adlandırılan alt sınıflandırmalar vardır (kozalak veren – çiçek açan yaprak döken ağaçlar). Bu aynı zamanda önyargıların (biz iyiyiz, onlar kötü) temelidir. Bazı yapılar ise birbirinden bağımsızdır.
Bazen iki yapı arasındaki ilişki sıkıdır. Eğer bir yapı her zaman bir başka yapıyı tahmin etmede kullanılıyorsa, sıkı bir yapıya sahipsinizdir: bir kişiye bir etiket bulduğunuz anda otomatik olarak bu kişi hakkında başka şeyler varsayarsınız (gerçekçi insanlar). Eğer bu durum katılığa dönüşürse bu katılık patolojik olabilir (obsessive-compulsive). Bazen yapılar arasındaki ilişki gevşektir, bu yapıları kullanmanın daha esnek bir yoludur ve daha uygun davranmamıza yardım ederler (fantezi, rüya, yaratıcılık). Terapide de bu yaratıcılık çemberini kullanırız. Önce başarısız gerçeklik modellerimizi serbest bırakırız, yapılarımızın sürüklenmesine izin veririz, yeni bir biçim buluruz, onu daha sıkı bir şekle sokarız ve onu deneriz.
İkilik Sonucu: Bir kişinin yapılandırma sistemi sonlu sayıda iki değerli yapılardan oluşur: deneyimlerimizi “yapılar” şeklinde depolarız. Bu şeffaf şablonları dünyanın üzerine koyarız ve onlar bizim algılarımıza ve davranışlarımıza rehberlik ederler. Kelly bunları genellikle “kişisel yapılar” olarak adlandırmıştır. Bunların sadece ve sadece size özgü olduğunu vurgulamaktadır. Bir yapı, dünyayı nasıl gördüğünüzün küçük bir parçasıdır. Kelly, bunları ayrıca çift-kutuplu yapılar olarak adlandırmıştır (yin ve yang gibi). Carl Jung, dilbilimciler ve antropologlar da bu olguyu bir dilin ya da kültürün parçası olarak kabul ederler. Ancak Gestalt psikologları, ayrı şeyleri bir ya hep ya hiç zemininde farklı şeyler olarak düşünmediğimizi belirtmektedirler.
Birçok yapının ismi vardır ya da kolaylıkla isimlendirilebilirler (iyi-kötü). Ancak bunların isimlere ihtiyaçları yoktur, isimsiz de olabilirler. Yapılarımızın çoğu sözel-olmayan türdendir. Burada Kelly neredeyse bilinçli ve bilinçaltı bellek ayrımı yapmaktadır: isimleri olan yapılar daha kolay düşünülür ve bunlar hakkında daha kolay konuşulur. Bununla birlikte ismi olmayan bir yapı hala oradadır ve hayatımız üzerindeki büyük etkisini sürdürmeye devam eder. Bazen bir yapının ismi olsa da, kendimizi bir kutbun hiçbir şeyi ya da hiç kimseyi kapsamadığına inandırırız. Örneğin bir birey, dünyada gerçekten kötü insanlar olmadığını söyleyebilir. Kelly (bastırmaya benzer bir şekilde) bu kişinin bu kutbu batırdığını söylemiştir.
Kelly ayrıca çevresel yapılarla çekirdek yapılar arasında ayrım yapmaktadır. Çevresel yapılar dünya, diğerleri ve hatta bireyin kendisiyle ilgili yapılardır. Diğer yandan çekirdek yapılar, sizin için en önemli olan, bir ölçüde sizin kim olduğunu tanımlayan yapılardır. Kendinizi tanımladığını düşündüğünüz 10 ya da 20 sıfatı yazarsanız bunlar çekirdek yapıları temsil edebilirler.
Seçim Sonucu: Bir kişi ki değerli bir yapıdan birini seçerken sistemini genişletme ve tanımlama olasılığının en yüksek olduğunu düşündüğü alternatifi seçer: Gerçekliği bize en çok yardımcı olacağını düşündüğümüz şekilde yorumlamayı seçeriz. Genellikle seçimlerimiz maceralı bir seçenekle daha güvenli bir seçenek arasındadır. Hangisini seçeceğimiz hangisine ihtiyacımız olduğunu düşündüğümüze bağlıdır. Kelly özgür iradeye karşı belirleyicilik konusunda, özgürlüğü göreli bir kavram olarak görmektedir. Ne özgürüz, ne de değiliz; bazılarımız diğerlerinden daha özgürdür; bazı durumlarda daha özgürüz; bazı yapılar altında daha özgürüz.
Ranj Sonucu: Bir yapı sadece sonlu ranjdaki olayları beklerken uygundur: Bazı yapılar çok yönlüdür, daha geniş uygulama alanına sahiptirler (iyi-kötü neredeyse her şeye uygulanabilir). Diğer yapılar daha önemsiz ya da dardırlar (florasan-akkor).
Deneyim Sonucu: Kişinin yapılandırma sistemi, olayların benzerlerinin birbiri ardına yapılandırdıkça çeşitlilik gösterir: Şeyler geçmişte oldukları şekilde olmazlarsa, adapte olmak, yeniden inşa etmek zorunda kalırız. Bu yeni deneyimler gelecek hakkındaki beklentilerimizi değiştirir ve öğreniriz.
Modülasyon Sonucu: Kişinin yapılandırma sistemindeki çeşitlilik, uygun ranjında bu çeşitleri içeren yapıların geçirgenliğiyle sınırlıdır: Bazı yapılar esnektirler, geçirgendirler, geniş bir ranja açıktırlar (iyi-kötü). Diğer yapılar nispeten geçirgen değillerdir (florasan-akkor). Genişleme, yapılarınızın ranjını genişlettiğinizde gerçekleşir. Bazen olaylar sizi yapılarınızı daraltmaya zorlar. Buna daraltma denir. Genişleme ve daraltma daha çok duygusal şeylerdir. Depresyon ve manik durumlar bu şekilde anlaşılabilir.
Bölümlendirme Sonucu: Bir kişi yargısal olarak birbiriyle uyumsuz çeşitli yapılandırma alt sistemlerini ardı ardına kullanabilir: Kendi içimizde tutarlı olabiliriz. Nerdeyse hepimizin hayatta oynadığımız farklı roller vardır. Genellikle bu roller koşullarla ayrılmıştır. Ancak bazen çakışırlar ve tutarsız görünürler. İnsanların çoğu için bu tutarsızlıklar daha yüksek seviyelerde kaynaştırılırlar.
Benzerlik Sonucu: Bir kişinin uyguladığı yapılandırma deneyimi bir başka insanınkine ne kadar benziyorsa, bu kişinin psikolojik süreçleri de o kişininkilere o kadar benziyordur: eğer yapılandırma sistemimiz, gerçekliği algılayışımız benzerse, deneyimlerimiz, davranışlarımız ve duygularımız da benzer olacaktır. Zamanımızın çoğunu diğer insanlardan onay arayarak geçiririz. Kendimize benzeyen kişilerden destek bkleriz çünkü sadece onlar bizim gerçekten nasıl hissettiğimizi bilebilirler.
Toplumsallık Sonucu: Bir kişi bir başkasının yapılandırma süreçlerini ne derecede yapılandırıyorsa, o kişiyi ilgilendiren toplumsal süreçte de o kadar etkili oluyordur: bir başka kişiye benzer olmasak da onunla yine de ilişki kurabiliriz. Bu rol oynamanın önemli bir parçasıdır, çünkü bir kişinin rolünü oynadığınız zaman ya da birisiyle birlikte bir rol oynadığınız zaman ilişki kurmak için bu kişiyi anlamanız gerekir (George Herbert Mead)
PSİKOPATOLOJİ VE TERAPİ
Psikolojik Rahatsızlık: Sürekli çürütülmesine rağmen sıklıkla kullanılan herhangi bir kişisel yapıdır. Birey artık iyi beklenti geliştiremez ve dünyayla ilişki kurmak için yeni yöntemler öğrenemez. Kaygı ve düşmanlıkla doludur, mutsuzdur ve herkesi de mutsuz etmektedir.
Duygular: Kelly duyguları geçiş yapıları olarak adlandırmıştır çünkü onlar dünyaya ya da kendime bakmanın bir yolundan başka bir yoluna geçtiğimiz zaman yaşadığımız deneyimleri kapsarlar.
- Kaygı: aniden yapılarınızın iyi işlemediğini fark ederseniz ya da beklentileriniz gerçekleşmezse kaygı hissedersiniz.
- Tehdit: kaygı, sizin için en büyük öneme sahip olan çekirdek yapılarınızda gerçekleşen büyük değişikliklerin beklentilerini içeriyorsa bir tehdit haline gelir.
- Suçluluk: eğer çekirdek yapılarınıza, kim olduğunuza ve nasıl davranmanız gerektiğine dair fikrinize uygun olmayan şeyler yapıyorsanız suçluluk hissedersiniz.
- Saldırganlık: yapılarımız gerçeklikle uyuşmadığı zaman dünyaya uyum sağladığımızdan söz etmiştir, ancak bunun başka bir yolu daha vardır: gerçekliği yapılarınıza uydurmaya çalışabilirsiniz. Kelly bunu saldırganlık olarak adlandırmaktadır.
- Düşmanlık: Çekirdek yapılarımız çatıştığı zaman saldırganlık düşmanlığa dönüşebilir. Düşmanlık, tersine dair ezici kanıtlara rağmen yapılarınızın geçerli olduğu konusunda ısrar etme meselesidir.
Yeniden Yapılandırma: Eğer bir bireyin problemi yetersiz yapılandırmaysa, çözüm yeniden yapılandırma olmalıdır. (Kelly terapi tarzı için bu terimi kullanmıştır.) Psikoterapi, danışanın yeniden yapılanmasını, şeyleri farklı bir şekilde, yeni bir bakış açısından görmesini sağlamayı içerir. Terapist özellikle danışanlardan, kendi hayat tarzlarıyla ilgili bir dizi deneye katılmalarını isterler. Danışanlardan yapılarını gevşetmelerini, onları test etmelerini, tekrar sıkılaştırmalarını, onları denemelerini isteyebilirler. Amaç, herhangi bir ilerleme için gerekli olan eylemi cesaretlendirmektir. Kelly eylemi cesaretlendirmek için rol-oynamayı kullanmayı severdi. Annenizin rolünü alıp duygularınızı ifade etmenizi isteyebilirdir. Bir süre sonra onunla rolleri değiştirmenizi isteyerek ilişkilerinizdeki kendi yapılandırmalarınızın ve annenizin yapılandırmasının farkına varmanızı sağlardı. Kelly’nin terapisi genellikle ev ödevlerini içerir. En çok bilinen tekniği sabit-rol terapisidir. İlk önce, üçüncü tekil şahıs olarak birkaç sayfada kendinizi tanımlamanızı ister (karakter skeçi). Daha sonra hayali bir kişinin sabit rol skeçi denilen başka bir tarifini yapmasını ister. Sonra danışandan bir ya da iki hafta boyunca bu tanımlanan kişi olmasını ister.
Amaç: İnsanları seçeneklere açık hale getirmek, insanların özgürlüklerini keşfetmelerine yardım etmek, potansiyellerine ulaşmalarını sağlamaktır. (Bu sebepten dolayı Kelly en çok insancıl psikologlara uymaktadır.) Kelly’e göre, terapinin ya da danışmanın amacı, kişinin dünya hakkında daha etkin yorumlar, yapılar ya da kuramlar oluşturmasına yardımcı olmaktır. Bir hasta otoriteye katlanamadığını öne sürüyorsa, terapistin görevi bu görüşün doğruluğunu ya da yanlışlığını belirlemek değil, kişiyi gündelik yaşamında bu görüşün sonuçlarının neler olduğunu keşfetmeye ve kendi davranışlarıyla ilgili alternatif varsayımlar oluşturmaya özendirmektir. Kelly, hastaların kendilerini ve sosyal dünyalarını farklı bir açıdan değerlendirmelerini sağlamak için rol oynama tekniğini kullanır. Örneğin, otoriteye katlanamadığını öne süren hastadan, patronuna ait olduğunu düşündüğü davranışı yorumlaması için, patronunu canlandırması istenebilir. Bu genellikle hastanın kendi davranış farklılıklarını yorumlamasında yardımcı oluyordu.
Değerlendirme: Kelly, tipik kişilik özelliği testi, “Bir kişiyi kendi terimleriyle değerlendirmek gerekir” şeklindeki temel kıstasına uymadığı için, bir kişinin kişilik yapısını ortaya çıkarmak için kendi “Rol Yorum Repertuarı Testi”ni (Role Construct Repertory Test) ya da “Rep Testi”ni tasarladı. Bu testte denekler ya da hastalar Şekil 13-3’te görülen türde bir matrisi ya da çizelgeyi doldururlar.
En üst sırada kişi için önemli olan insanların listesi yer alır. Bunlar testi yapan kişi ya da denek tarafından çoğaltılabilir (eski sevgili, acıdığınız biri vb. de eklenebilir), ancak “ben” ve zaman zaman “ideal ben”i içerirler. Testi yapan kişi her satırda üç hücreyi çember içine alır. Örneğin, testi yapan kişi, şekil 13-3’teki ilk sırasında sütunlardaki hücreleri “ben”, “anne” ve “en yakın arkadaş” olarak belirlemiştir. Denekten, bu üç kişiyi düşünmesi ve birbirine en çok benzeyen, ancak üçüncüsünden faklı olan iki kişinin hücrelerine “x” işareti koyması istenir. Birinci sırada görüldüğü gibi bu denek (erkek) kendisini ve annesini en benzer çift olarak görmektedir. Sonra deneye “Annenle benzeştiğiniz, ancak ikinizi en yakın arkadaşından farklılaştıran şey nedir?” diye sorulur. Bu örnekte denek annesiyle kendisinin esprili olduklarını belirtmiştir. Bu nitelemeye, deneğin yorumu denir. Daha sonra deneğe, “Arkadaşın senden ve annenden ne bakımdan farklıdır?” diye sorulur. Denek, arkadaşının esprisiz olduğu yanıtını verir. Bu nitelemeye zıtlık denir. O halde, bu denek için esprili-esprisiz boyutu deneğin kişiler arası dünyasını yorumlamak için kullandığı kişisel yorumlarından biridir.
Zıt bir yorum çiftinin mantıksal zıtlık oluşturması gerekmez. Örneğin bu denek kendisini ve annesini esprili olarak, ancak en yakın arkadaşını ciddi, içedönük ya da espri yapmaktansa dinlemeyi yeğleyen biri olarak saptayabilirdi. Kelly’nin bilmek istediği şey, deneğin, boyutun iki kutbunu nasıl yorumladığıdır. Rep Testi psikologun değil, kişinin yorumlarını değerlendirmek için tasarlanmıştır.
Bu prosedür, gruptaki diğer üçlülerle çeşitli biçimlerde tekrarlanır. Araştırmacı ya da terapist bütün gruba bakarak kişinin dünya yorumunu karakterize ettiği görülen bir çok temayı keşfedebilir. Örneğin, bazı hastalar bu prosedürle bütün dünyayı otoriter terimlerle değerlendirdiklerini açığa vuracaklardır. Bu durumda güçlü-zayıf, kudretli-kudretsiz vb. boyutlar tekrar tekrar görünebilir. Ya da bir kişi, örneğin bir kadın, başka kadınları ters uca yerleştirerek boyutların yorum ucunda kendisini daima erkelerle yan yana koyacaktır. Benzerlik ve zıtlık kutupları birlikte sosyal ilişkilerinizde kullandığınız yapıları oluşturur. Terapide rep testi terapiste ve danışana, danışanın gerçekliğe bakışını hakkında bir tasvir sağlar, bununla çalışılabilir ve üzerinde tartışılabilir.
Rep Testi çok genel bir prosedürdür ve kişilerin yorumuyla sınırlı değildir. Örneğin, bir kişiden durumlar ya da olaylarla ilgili üçlüleri düşünmesi istenebilir. (Hangi ikisi benzer, ancak üçüncüsünden farklıdır? Sınava girmek; karşı cinsten biriyle ilk kez çıkmak; bir örümcek görmek.) bu tekniğin hem insanların yorumlarının araştırılması hem de danışmanlık bakımından değerli olduğu görülmüştür. Çizelgeyi çözümlemek ve kişinin yorum sisteminin, örneğin bu yorum sisteminin açığa vurduğu bilişsel karmaşıklığın ölçüsü gibi yapısal özellikleri soyutlamak için özelleştirilmiş matematiksel teknikler de vardır. Bu test, endüstriyel psikolojide (çeşitli ürünleri karşılaştırma, bir ürünün iyi ve kötü örnekleri, farklı liderlik tarzları) ve evlilik terapisinde de kullanılabilir.
ELEŞTİRİLER
- Kelly zamanından 20 yıl öndeydi.
- Yeni bir grup terim, ****forlar ve imgeler sunarak psikolojiyi yeniden icat etmiştir.
- İcat ettiği kelimelerden bazıları akış psikolojisinde sıkıca tutunmuştur.
BAĞLANTILAR
- Kelly, Carl Rogers, Donald Snygg ve Arthur Combs’un phenomenolojik kuramlarına ve "ego-kuramcıları" Prescott Lecky ve Victor Raimy’e olan sempatisini kabul etmektedir.
- Kelly, davranışı anlamak için, gerçekliğin gerçekten ne olduğundan çok, bireyin gerçekliği nasıl yapılandırdığını, yani gerçekliği nasıl anladığını, algıladığını anlamak gerektiğini düşünmektedir.
Kişisel Yapılar Psikolojisi, bireylerin hayatlarının anlamlarını yorumladıkları ve yeniden yapılandırdıkları farklı yollara odaklanır. Kelly’nin yaklaşımının genişliğinden dolayı, kişisel yapı kavramları ve metotları, bilişsel karmaşıklık, psikolojik rahatsızlık, yakın ilişkilerin çöküşü, mesleki karar verme, eğitim ve örgütsel davranış gibi konularda kullanılmaktadır.
George Kelly, bilişsel süreçlere kişinin işlevinde merkezi bir rol veren ilk kişilik psikologlarından biridir. Hümanist psikologlar, kişilerin kendileri ve kişilik değerleri hakkında neler istedikleriyle ilgilenirlerken, Kelly’nin kişisel yorum kuramı kişinin fenomolojisine daha bilişsel bir yaklaşım sağlar. Yine de Kelly, bilişsel bir kuramcı olarak anılmayı istememiştir. Kelly’e göre hedef kişilerin kendilerini ve sosyal dünyalarını yorumlamak ya da yapılandırmak için kullandıkları boyutları keşfetmek gerekir. Bu boyutlar kişinin kendi kişisel yorumudur ve Kelly’nin temel inceleme birimlerini oluştururlar (1955).
Kelly’nin kuramı “verimli ****for” olarak adlandırdığı mecazla başlar. Önceden beri bilim adamlarının ve terapistlerin insanlara karşı sık sık tuhaf bir tutum sergilediklerini yani kendilerinin oldukça iyi olduklarını düşünürken, deneklerini ya da müşterilerini hor gördüklerini fark etmiştir. Kendilerini akıl ve ampirizm güzel sanatlarıyla meşgul olarak görürlerken, sıradan insanları seksüel enerjilerinin ya da koşullanma vakalarının kurbanları olarak görme eğiliminde olmuşlardır. Ancak Kelly, Kansaslı öğrencileri ve çiftlik insanlarıyla olan deneyimleri sayesinde, bu sıradan insanlarında bilimle meşgul olduklarının ve onların da neler olup bittiğini anlamaya çalıştıklarının farkına varmıştır. Bu yüzden sıradan insanlar da bilim adamlarıdırlar.
Daha genel olarak Kelly, kişilerin sezgisel bilim adamları olarak görülmeleri gerektiğine inanıyordu. İnsanlar kuralcı bilim adamları gibi dünyayı gözlemler, dünya hakkında kendi kuramlarını oluşturur, test eder ve bu konuda kuramlar oluştururlar. İnsan denekler, tıpkı kendilerini gözlemleyen psikologlar gibi, davranış oluşturur ya da soyutlarlar; kendilerini ve dünyalarını kategorilere ayırarak, yorumlayarak, etiketleyerek ve yargılayarak. Kişiler, tıpkı bilim adamları gibi, gündelik yaşamda kendilerini engelleyen ve onları kendileri de dahil olaylar ve kişiler hakkında kendi yorumlarını oluşturmaya yönelten geçersiz kuramlarla da oyalanabilirler. Yetişkin olduğumuz zaman, dünyanın ve bizim onun içindeki yerimizin çok karmaşık bir modelini geliştirmiş oluruz, bu model Kelly’e göre bizim kişiliğimizdir.
George Kelly’nin Temel Varsayımı ve On Bir Sonucu
Kelly, geometriye düşkündü ve çok-boyutlu geometri ile ilgilenirdi. Kuramını formülize ederken Euclid’in Elementlerini model alarak bir temel varsayım ve on bir sonuç belirtmiştir.
Temel Varsayım: Bir kişinin bilgi işleme biçimi, olayları bekleyiş şekline göre psikolojik olarak yönlendirilir: Süreçlerle Kelly, deneyimlerimizi, düşüncelerimizi, duygularımı ve davranışlarımızı kastetmektedir. Bütün bunlar sadece gerçeklik tarafından değil, dünyayı, diğer insanları, kendimizi anlama çabalarımız tarafından belirlenir.
Yapılanma Sonucu: Bir kişi zihinde benzerlerini yapılandırmak suretiyle olaylarla ilgili beklenti geliştirir: Beklentilerimizi geçmiş deneyimlerimi kullanarak geliştiririz. Biz esasında tutucu yaratıklarız; şeylerin daha önce oldukları gibi olmalarını bekleriz. Deneyimlerimizde kalıplar, tutarlılıklar ararız. Yapılarımız dünya hakkında, onu yaşadığımız şekliyle sahip olduğumuz bakış açısını temsil ederler. Diğer yandan yapılarımız dünyayı deneyimlerimiz devam ettikçe nasıl yorumlayacağımızı belirtirler. Yapı sistemimiz bizim tarihimiz ve algılamaya yatkınlığımızdır.
Bireysellik Sonucu: Kişilerin olayları zihinlerinde yapılandırma biçimleri birbirinden farklıdır: Herkes farklı deneyimlere sahip olduğu için herkesin gerçeklik yapısı farklıdır. Kelly’nin kuramını kişisel yapılar olarak adlandırdığını hatırlayalım. Kelly, sınıflandırma sistemlerini, kişilik çeşitlerini ya da kişilik testlerini onaylamamaktadır.
Düzenleme Sonucu: Her kişi, olayları bekleyiş şekline uygun olarak zihindeki yapılar arasındaki sıralama ilişkisini kapsayan bir yapılandırma sistemi geliştirir: bazı yapılar başka yapıların altındadırlar. Bunun iki versiyonu vardır. Birincisi, sınıflandırmaya dayalı bir alt sınıflandırmadır (hayvan ya da bitki hayatındaki ağaçlar gibi). Bunun yanında kişisel sınıflandırmalar vardır (çam ağacı – yılbaşı ağacı). Ayrıca tanımlamaya dayalı, takımyıldızı olarak adlandırılan alt sınıflandırmalar vardır (kozalak veren – çiçek açan yaprak döken ağaçlar). Bu aynı zamanda önyargıların (biz iyiyiz, onlar kötü) temelidir. Bazı yapılar ise birbirinden bağımsızdır.
Bazen iki yapı arasındaki ilişki sıkıdır. Eğer bir yapı her zaman bir başka yapıyı tahmin etmede kullanılıyorsa, sıkı bir yapıya sahipsinizdir: bir kişiye bir etiket bulduğunuz anda otomatik olarak bu kişi hakkında başka şeyler varsayarsınız (gerçekçi insanlar). Eğer bu durum katılığa dönüşürse bu katılık patolojik olabilir (obsessive-compulsive). Bazen yapılar arasındaki ilişki gevşektir, bu yapıları kullanmanın daha esnek bir yoludur ve daha uygun davranmamıza yardım ederler (fantezi, rüya, yaratıcılık). Terapide de bu yaratıcılık çemberini kullanırız. Önce başarısız gerçeklik modellerimizi serbest bırakırız, yapılarımızın sürüklenmesine izin veririz, yeni bir biçim buluruz, onu daha sıkı bir şekle sokarız ve onu deneriz.
İkilik Sonucu: Bir kişinin yapılandırma sistemi sonlu sayıda iki değerli yapılardan oluşur: deneyimlerimizi “yapılar” şeklinde depolarız. Bu şeffaf şablonları dünyanın üzerine koyarız ve onlar bizim algılarımıza ve davranışlarımıza rehberlik ederler. Kelly bunları genellikle “kişisel yapılar” olarak adlandırmıştır. Bunların sadece ve sadece size özgü olduğunu vurgulamaktadır. Bir yapı, dünyayı nasıl gördüğünüzün küçük bir parçasıdır. Kelly, bunları ayrıca çift-kutuplu yapılar olarak adlandırmıştır (yin ve yang gibi). Carl Jung, dilbilimciler ve antropologlar da bu olguyu bir dilin ya da kültürün parçası olarak kabul ederler. Ancak Gestalt psikologları, ayrı şeyleri bir ya hep ya hiç zemininde farklı şeyler olarak düşünmediğimizi belirtmektedirler.
Birçok yapının ismi vardır ya da kolaylıkla isimlendirilebilirler (iyi-kötü). Ancak bunların isimlere ihtiyaçları yoktur, isimsiz de olabilirler. Yapılarımızın çoğu sözel-olmayan türdendir. Burada Kelly neredeyse bilinçli ve bilinçaltı bellek ayrımı yapmaktadır: isimleri olan yapılar daha kolay düşünülür ve bunlar hakkında daha kolay konuşulur. Bununla birlikte ismi olmayan bir yapı hala oradadır ve hayatımız üzerindeki büyük etkisini sürdürmeye devam eder. Bazen bir yapının ismi olsa da, kendimizi bir kutbun hiçbir şeyi ya da hiç kimseyi kapsamadığına inandırırız. Örneğin bir birey, dünyada gerçekten kötü insanlar olmadığını söyleyebilir. Kelly (bastırmaya benzer bir şekilde) bu kişinin bu kutbu batırdığını söylemiştir.
Kelly ayrıca çevresel yapılarla çekirdek yapılar arasında ayrım yapmaktadır. Çevresel yapılar dünya, diğerleri ve hatta bireyin kendisiyle ilgili yapılardır. Diğer yandan çekirdek yapılar, sizin için en önemli olan, bir ölçüde sizin kim olduğunu tanımlayan yapılardır. Kendinizi tanımladığını düşündüğünüz 10 ya da 20 sıfatı yazarsanız bunlar çekirdek yapıları temsil edebilirler.
Seçim Sonucu: Bir kişi ki değerli bir yapıdan birini seçerken sistemini genişletme ve tanımlama olasılığının en yüksek olduğunu düşündüğü alternatifi seçer: Gerçekliği bize en çok yardımcı olacağını düşündüğümüz şekilde yorumlamayı seçeriz. Genellikle seçimlerimiz maceralı bir seçenekle daha güvenli bir seçenek arasındadır. Hangisini seçeceğimiz hangisine ihtiyacımız olduğunu düşündüğümüze bağlıdır. Kelly özgür iradeye karşı belirleyicilik konusunda, özgürlüğü göreli bir kavram olarak görmektedir. Ne özgürüz, ne de değiliz; bazılarımız diğerlerinden daha özgürdür; bazı durumlarda daha özgürüz; bazı yapılar altında daha özgürüz.
Ranj Sonucu: Bir yapı sadece sonlu ranjdaki olayları beklerken uygundur: Bazı yapılar çok yönlüdür, daha geniş uygulama alanına sahiptirler (iyi-kötü neredeyse her şeye uygulanabilir). Diğer yapılar daha önemsiz ya da dardırlar (florasan-akkor).
Deneyim Sonucu: Kişinin yapılandırma sistemi, olayların benzerlerinin birbiri ardına yapılandırdıkça çeşitlilik gösterir: Şeyler geçmişte oldukları şekilde olmazlarsa, adapte olmak, yeniden inşa etmek zorunda kalırız. Bu yeni deneyimler gelecek hakkındaki beklentilerimizi değiştirir ve öğreniriz.
Modülasyon Sonucu: Kişinin yapılandırma sistemindeki çeşitlilik, uygun ranjında bu çeşitleri içeren yapıların geçirgenliğiyle sınırlıdır: Bazı yapılar esnektirler, geçirgendirler, geniş bir ranja açıktırlar (iyi-kötü). Diğer yapılar nispeten geçirgen değillerdir (florasan-akkor). Genişleme, yapılarınızın ranjını genişlettiğinizde gerçekleşir. Bazen olaylar sizi yapılarınızı daraltmaya zorlar. Buna daraltma denir. Genişleme ve daraltma daha çok duygusal şeylerdir. Depresyon ve manik durumlar bu şekilde anlaşılabilir.
Bölümlendirme Sonucu: Bir kişi yargısal olarak birbiriyle uyumsuz çeşitli yapılandırma alt sistemlerini ardı ardına kullanabilir: Kendi içimizde tutarlı olabiliriz. Nerdeyse hepimizin hayatta oynadığımız farklı roller vardır. Genellikle bu roller koşullarla ayrılmıştır. Ancak bazen çakışırlar ve tutarsız görünürler. İnsanların çoğu için bu tutarsızlıklar daha yüksek seviyelerde kaynaştırılırlar.
Benzerlik Sonucu: Bir kişinin uyguladığı yapılandırma deneyimi bir başka insanınkine ne kadar benziyorsa, bu kişinin psikolojik süreçleri de o kişininkilere o kadar benziyordur: eğer yapılandırma sistemimiz, gerçekliği algılayışımız benzerse, deneyimlerimiz, davranışlarımız ve duygularımız da benzer olacaktır. Zamanımızın çoğunu diğer insanlardan onay arayarak geçiririz. Kendimize benzeyen kişilerden destek bkleriz çünkü sadece onlar bizim gerçekten nasıl hissettiğimizi bilebilirler.
Toplumsallık Sonucu: Bir kişi bir başkasının yapılandırma süreçlerini ne derecede yapılandırıyorsa, o kişiyi ilgilendiren toplumsal süreçte de o kadar etkili oluyordur: bir başka kişiye benzer olmasak da onunla yine de ilişki kurabiliriz. Bu rol oynamanın önemli bir parçasıdır, çünkü bir kişinin rolünü oynadığınız zaman ya da birisiyle birlikte bir rol oynadığınız zaman ilişki kurmak için bu kişiyi anlamanız gerekir (George Herbert Mead)
PSİKOPATOLOJİ VE TERAPİ
Psikolojik Rahatsızlık: Sürekli çürütülmesine rağmen sıklıkla kullanılan herhangi bir kişisel yapıdır. Birey artık iyi beklenti geliştiremez ve dünyayla ilişki kurmak için yeni yöntemler öğrenemez. Kaygı ve düşmanlıkla doludur, mutsuzdur ve herkesi de mutsuz etmektedir.
Duygular: Kelly duyguları geçiş yapıları olarak adlandırmıştır çünkü onlar dünyaya ya da kendime bakmanın bir yolundan başka bir yoluna geçtiğimiz zaman yaşadığımız deneyimleri kapsarlar.
- Kaygı: aniden yapılarınızın iyi işlemediğini fark ederseniz ya da beklentileriniz gerçekleşmezse kaygı hissedersiniz.
- Tehdit: kaygı, sizin için en büyük öneme sahip olan çekirdek yapılarınızda gerçekleşen büyük değişikliklerin beklentilerini içeriyorsa bir tehdit haline gelir.
- Suçluluk: eğer çekirdek yapılarınıza, kim olduğunuza ve nasıl davranmanız gerektiğine dair fikrinize uygun olmayan şeyler yapıyorsanız suçluluk hissedersiniz.
- Saldırganlık: yapılarımız gerçeklikle uyuşmadığı zaman dünyaya uyum sağladığımızdan söz etmiştir, ancak bunun başka bir yolu daha vardır: gerçekliği yapılarınıza uydurmaya çalışabilirsiniz. Kelly bunu saldırganlık olarak adlandırmaktadır.
- Düşmanlık: Çekirdek yapılarımız çatıştığı zaman saldırganlık düşmanlığa dönüşebilir. Düşmanlık, tersine dair ezici kanıtlara rağmen yapılarınızın geçerli olduğu konusunda ısrar etme meselesidir.
Yeniden Yapılandırma: Eğer bir bireyin problemi yetersiz yapılandırmaysa, çözüm yeniden yapılandırma olmalıdır. (Kelly terapi tarzı için bu terimi kullanmıştır.) Psikoterapi, danışanın yeniden yapılanmasını, şeyleri farklı bir şekilde, yeni bir bakış açısından görmesini sağlamayı içerir. Terapist özellikle danışanlardan, kendi hayat tarzlarıyla ilgili bir dizi deneye katılmalarını isterler. Danışanlardan yapılarını gevşetmelerini, onları test etmelerini, tekrar sıkılaştırmalarını, onları denemelerini isteyebilirler. Amaç, herhangi bir ilerleme için gerekli olan eylemi cesaretlendirmektir. Kelly eylemi cesaretlendirmek için rol-oynamayı kullanmayı severdi. Annenizin rolünü alıp duygularınızı ifade etmenizi isteyebilirdir. Bir süre sonra onunla rolleri değiştirmenizi isteyerek ilişkilerinizdeki kendi yapılandırmalarınızın ve annenizin yapılandırmasının farkına varmanızı sağlardı. Kelly’nin terapisi genellikle ev ödevlerini içerir. En çok bilinen tekniği sabit-rol terapisidir. İlk önce, üçüncü tekil şahıs olarak birkaç sayfada kendinizi tanımlamanızı ister (karakter skeçi). Daha sonra hayali bir kişinin sabit rol skeçi denilen başka bir tarifini yapmasını ister. Sonra danışandan bir ya da iki hafta boyunca bu tanımlanan kişi olmasını ister.
Amaç: İnsanları seçeneklere açık hale getirmek, insanların özgürlüklerini keşfetmelerine yardım etmek, potansiyellerine ulaşmalarını sağlamaktır. (Bu sebepten dolayı Kelly en çok insancıl psikologlara uymaktadır.) Kelly’e göre, terapinin ya da danışmanın amacı, kişinin dünya hakkında daha etkin yorumlar, yapılar ya da kuramlar oluşturmasına yardımcı olmaktır. Bir hasta otoriteye katlanamadığını öne sürüyorsa, terapistin görevi bu görüşün doğruluğunu ya da yanlışlığını belirlemek değil, kişiyi gündelik yaşamında bu görüşün sonuçlarının neler olduğunu keşfetmeye ve kendi davranışlarıyla ilgili alternatif varsayımlar oluşturmaya özendirmektir. Kelly, hastaların kendilerini ve sosyal dünyalarını farklı bir açıdan değerlendirmelerini sağlamak için rol oynama tekniğini kullanır. Örneğin, otoriteye katlanamadığını öne süren hastadan, patronuna ait olduğunu düşündüğü davranışı yorumlaması için, patronunu canlandırması istenebilir. Bu genellikle hastanın kendi davranış farklılıklarını yorumlamasında yardımcı oluyordu.
Değerlendirme: Kelly, tipik kişilik özelliği testi, “Bir kişiyi kendi terimleriyle değerlendirmek gerekir” şeklindeki temel kıstasına uymadığı için, bir kişinin kişilik yapısını ortaya çıkarmak için kendi “Rol Yorum Repertuarı Testi”ni (Role Construct Repertory Test) ya da “Rep Testi”ni tasarladı. Bu testte denekler ya da hastalar Şekil 13-3’te görülen türde bir matrisi ya da çizelgeyi doldururlar.
En üst sırada kişi için önemli olan insanların listesi yer alır. Bunlar testi yapan kişi ya da denek tarafından çoğaltılabilir (eski sevgili, acıdığınız biri vb. de eklenebilir), ancak “ben” ve zaman zaman “ideal ben”i içerirler. Testi yapan kişi her satırda üç hücreyi çember içine alır. Örneğin, testi yapan kişi, şekil 13-3’teki ilk sırasında sütunlardaki hücreleri “ben”, “anne” ve “en yakın arkadaş” olarak belirlemiştir. Denekten, bu üç kişiyi düşünmesi ve birbirine en çok benzeyen, ancak üçüncüsünden faklı olan iki kişinin hücrelerine “x” işareti koyması istenir. Birinci sırada görüldüğü gibi bu denek (erkek) kendisini ve annesini en benzer çift olarak görmektedir. Sonra deneye “Annenle benzeştiğiniz, ancak ikinizi en yakın arkadaşından farklılaştıran şey nedir?” diye sorulur. Bu örnekte denek annesiyle kendisinin esprili olduklarını belirtmiştir. Bu nitelemeye, deneğin yorumu denir. Daha sonra deneğe, “Arkadaşın senden ve annenden ne bakımdan farklıdır?” diye sorulur. Denek, arkadaşının esprisiz olduğu yanıtını verir. Bu nitelemeye zıtlık denir. O halde, bu denek için esprili-esprisiz boyutu deneğin kişiler arası dünyasını yorumlamak için kullandığı kişisel yorumlarından biridir.
Zıt bir yorum çiftinin mantıksal zıtlık oluşturması gerekmez. Örneğin bu denek kendisini ve annesini esprili olarak, ancak en yakın arkadaşını ciddi, içedönük ya da espri yapmaktansa dinlemeyi yeğleyen biri olarak saptayabilirdi. Kelly’nin bilmek istediği şey, deneğin, boyutun iki kutbunu nasıl yorumladığıdır. Rep Testi psikologun değil, kişinin yorumlarını değerlendirmek için tasarlanmıştır.
Bu prosedür, gruptaki diğer üçlülerle çeşitli biçimlerde tekrarlanır. Araştırmacı ya da terapist bütün gruba bakarak kişinin dünya yorumunu karakterize ettiği görülen bir çok temayı keşfedebilir. Örneğin, bazı hastalar bu prosedürle bütün dünyayı otoriter terimlerle değerlendirdiklerini açığa vuracaklardır. Bu durumda güçlü-zayıf, kudretli-kudretsiz vb. boyutlar tekrar tekrar görünebilir. Ya da bir kişi, örneğin bir kadın, başka kadınları ters uca yerleştirerek boyutların yorum ucunda kendisini daima erkelerle yan yana koyacaktır. Benzerlik ve zıtlık kutupları birlikte sosyal ilişkilerinizde kullandığınız yapıları oluşturur. Terapide rep testi terapiste ve danışana, danışanın gerçekliğe bakışını hakkında bir tasvir sağlar, bununla çalışılabilir ve üzerinde tartışılabilir.
Rep Testi çok genel bir prosedürdür ve kişilerin yorumuyla sınırlı değildir. Örneğin, bir kişiden durumlar ya da olaylarla ilgili üçlüleri düşünmesi istenebilir. (Hangi ikisi benzer, ancak üçüncüsünden farklıdır? Sınava girmek; karşı cinsten biriyle ilk kez çıkmak; bir örümcek görmek.) bu tekniğin hem insanların yorumlarının araştırılması hem de danışmanlık bakımından değerli olduğu görülmüştür. Çizelgeyi çözümlemek ve kişinin yorum sisteminin, örneğin bu yorum sisteminin açığa vurduğu bilişsel karmaşıklığın ölçüsü gibi yapısal özellikleri soyutlamak için özelleştirilmiş matematiksel teknikler de vardır. Bu test, endüstriyel psikolojide (çeşitli ürünleri karşılaştırma, bir ürünün iyi ve kötü örnekleri, farklı liderlik tarzları) ve evlilik terapisinde de kullanılabilir.
ELEŞTİRİLER
- Kelly zamanından 20 yıl öndeydi.
- Yeni bir grup terim, ****forlar ve imgeler sunarak psikolojiyi yeniden icat etmiştir.
- İcat ettiği kelimelerden bazıları akış psikolojisinde sıkıca tutunmuştur.
BAĞLANTILAR
- Kelly, Carl Rogers, Donald Snygg ve Arthur Combs’un phenomenolojik kuramlarına ve "ego-kuramcıları" Prescott Lecky ve Victor Raimy’e olan sempatisini kabul etmektedir.
- Kelly, davranışı anlamak için, gerçekliğin gerçekten ne olduğundan çok, bireyin gerçekliği nasıl yapılandırdığını, yani gerçekliği nasıl anladığını, algıladığını anlamak gerektiğini düşünmektedir.
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.