-

EN GÜÇLÜ KİM çocuk oyunları metinleri

28 Aralık 2011 Çarşamba yazildi.
Sponsorlu Bağlantılar

Kişiler: Çocuk Dev (Cin) Güneş Bulut Rüzgar Dağ Madenci(ler) Koro

(Eski bir İbrani masalından uyarlama. İstenirse ayrı bir koro yerine, rolü olmayan tüm oyunculardan bir koro oluşturulabilir. Başlangıçtaki ve finaldeki Halkça şarkısı, büyük ozan Hasan Hüseyin Korkmazgil’in şiirinden Kutup Yıldızı grubu tarafından bestelenip kasete okunmuştu. Diğer şarkıların da istenirse bizdeki kayıtları sağlanabilir.)
Sahnede bir güneş maketi ve bir köşede büyük bir dağ maketi görünmektedir. Dip tarafta bir su testisi vardır. Bir çocuk tarlada çalışmaktadır. Arka fon açık mavi olabilir.

Çocuk terini silerek doğrulur.
Çocuk: (bezgin bir ifadeyle) Ooof of, çalışıyorum çalışıyorum ama karnımı ancak doyuruyorum. Bir de tepemde şu güneş olmasa bari. Ben bir lokma ekmek için bu kadar ter döküyorum. Ama onun hiç umurunda değil.

Şarkı söylemeye başlar ve şarkı sözlerine  uygun hareketlerle çalışır.
Çocuğun şarkısı. ((k)   işaretliler koro)

Tarlaya pancar ekerim
Yaz boyunca ter dökerim

Çayı şekersiz içerim
Hani benim hani benim (k)
Hani benim şekerim (k)
Hani benim şekerim (k)

Bağlara çubuk dikerim
Çubuktan üzüm keserim

Üzümden şıra süzerim
Hani benim hani benim (k)
Hani benim pekmezim (k)
Hani benim pekmezim (k)
Güneşe pamuk atarım
Çapada çıplak yatarım
Bulutu balyalarım
Hani benim hani benim (k)
Hani benim göyneğim (k)
Hani benim göyneğim (k)
Çocuk terini silerek, testinin yanına gider. Biraz su içer ve duvarın dibine çöker.
Çocuk: Ey güneş biraz ara versen ne olur sanki.
Mahzunlaşır. Yavaşça gözleri kapanır. Uykuya dalar.
Işıklar kararır.

Sahne: Çocuk ayakta çalışmaktadır. Güneş maketinin ortasında bir başka çocuk yüzü görülmektedir.

Güneş şarkısını söylerken, çocuk öfleye pöfleye çalışmaya devam eder.
(Şarkılar ilk defa oyuncular tarafından solo söylenebilir. Dört mısra da bittikten sonra ikinci tekrarı koro tarafından söylenebilir)

(Güneşin şarkısı)
Işık topuyum parlarım
Donarsınız ben olmazsam

Yarın yeniden doğarım
Kaybolsam bile bu akşam

Çocuk çapa yaparak ilerlerken garip şekilli parlak bir şişe bulur. Tapasını açar, içinden duman çıkmaya başlar. Korkuyla yere bırakır. Daha fazla duman çıkar ve içinden bir dev belirir.

Çocuk: Hiii! Bu da nesi?
Dev: (Tok ve yavaş tempolu bir sesle) Sağ ol çocuk, beni bu şişeden kurtardın.
Çocuk: (korkuyla) Sen de kimsin. 
Dev: Ben bu şişeye hapsedilmiş bir cinim. Yüzyıllardır beni şişeden birisinin kurtarmasını bekliyordum. Sen, iyi kalpli çocuk! beni kurtardığın için seni ödüllendireceğim. İyi düşün. Yalnızca üç dileğini yerine getirebilirim.
Çocuk: (Sevinir) Yaşasııın.
Dev: Dile benden ne dilersen.
Çocuk: (bir süre düşünür ve güneşe dönerek) İşte onun gibi güçlü olmak istiyorum. Her yeri aydınlatmalıyım ve her şeyi ısıtmalıyım. En güçlü o. Güneş olmak istiyorum.
Dev: Pekala. (bağırarak, vurgulu)  lebbeyk! Sahip güneş olsun!

Güneş maketinin arkasında artık çocuk vardır. Neşe içinde güneşin şarkısına başlar.
 (Güneşin şarkısı)

Lay lay lay la lay lay lom
Lay lay lay la lay lay lom

Işık topuyum parlarım
Donarsınız ben olmazsam

Yarın yeniden doğarım
Kaybolsam bile bu akşam

Şarkı devam ederken güneşin önüne bulut maketi taşıyan başka bir çocuk gelir.

Çocuk: Hişşt! çekil önümden!
Bulut: (Şımarık) Çekilmem.
Çocuk: Çekil diyorum sana.
Bulut: Bana ne.
Çocuk: Bak şimdi öyle bir sıcak olacağım ki çekip gideceksin.
Bulut: (gülerek) Hadi ne yaparsan yap.

Bulut şarkısını söylerken çocuk kızmakta ve yakınmaktadır.

(bulutun şarkısı)
Pamuk deniziyim gökyüzünde
Kar yağmur taşırım ben göğsümde

Bazen şimşekler çıkar benden
Sular vardır benim özümde

Çocuk: Ciiin ciiin. Çabuk gel.

Dev gelir.
Dev: Ne istiyorsun ey sahip.
Çocuk: En güçlünün güneş olduğunu sanıyordum ama şu bulut geldi, önümde durdu. Hiç bir şey yapamıyorum. Demek ki, bulut daha güçlüymüş. Bulut olmak istiyorum. Hadi, hadi! Bulut yap beni. çabuk ol!
Dev: Peki ey sahip. Lebbeyk! Sahip bulut olsun

Çocuk artık bulut maketindedir.
Çocuk: Yaşasııın! yağmurlar yağsın, şimşekler çaksın!
Neşeyle şarkısına başlar.
(bulutun şarkısı)
Pamuk deniziyim gökyüzünde
Kar yağmur taşırım ben göğsümde

Bazen şimşekler çıkar benden
Sular vardır benim özümde

Şarkı devam ederken, rüzgar sesi duyulur ve tülleri savrulan bir çocuk girer. Salınarak gelir ve bulutu itmeye başlar.  Bulut bir süre direnir.

Çocuk: Ne oluyor yaa. Neden beni itiyorsun.
Rüzgar: (Kibirli) Önüme katarım her şeyi. Çok götürdüm senin gibisini.
Çocuk: İtme beni, itme ne olur.
Rüzgar: Hele bulutlara hiç acımam.
Cocuk: Neden yaaa!
Rüzgar değişik yönlere doğru dans ederek giderken şarkısına başlar
(rüzgarın şarkısı)
Koşarım ben hiç duramam
Esmezsem ben, ben olamam

Biraz deliyim darılmayın
Durdurmak için yorulmayın

Yeniden buluta doğru gelir ve onu itmeye başlar. Beraberce ve yavaşça hareket ederler.
Çocuk: (ağlamaklı bir sesle)  Vay be. Rüzgar daha güçlüymüş. (bağırarak) Ciiin, ciin. Yetiş!
Dev yeniden sahneye gelir.
Dev: Söyle ey sahip.
Çocuk: Tam güneşin önünü kapatıp yağmurlar yağdıracaktım ki, rüzgar gelip beni kovaladı. Asıl en güçlü olan rüzgarmış. Rüzgar olmak istiyorum. Rüzgar olmak istiyorum.
Dev: Lebbeyk. Sahip rüzgar olsun.

Çocuk rüzgar tülleriyle dans ederek süzülür ve şarkısına başlar.
(rüzgarın şarkısı)
Koşarım ben hiç duramam
Esmezsem ben, ben olamam
Biraz deliyim darılmayın
Durdurmak için yorulmayın

Şarkı devam ederken çocuk dağa çarpar. Şarkıyı söylemeyi bırakır.

Çocuk: (Şaşırarak) A aaa! Ne oluyor ben nereye tosladım.
Dağ: (Kendinden emin rahat bir sesle) Bre gafil! ne dolanırsın önümde?
Çocuk: Şimdi görürsün sen.

Çocuk geriler bir daha dağa doğru hamle yapar. Yine çarparak durur. Gittikçe sinirlenir.

Dağ: Yavrucuğum boşuna yorma kendini.
Çocuk: Öyle bir eseceğim, öyle bir eseceğim ki seni yıkıp geçeceğim.

Çocuk her seferinde dağa çarparak bir çok kez hamle yapar.
Dağ güler ve şarkısına başlar.

(dağın şarkısı)
Ak saçlarım kardandır
Bütün gövdem kayadandır

Eskilere dayanır yaşım
Belki ağırlığım ondandır 

Şarkı bitince,

Çocuk: Nasıl oluyor ben ki o kadar güçlüyüm ama şu dağı yerinden kımıldatamıyorum. Dağ daha güçlüymüş. Dağ olmalıyım, dağ olmalıyım. Ciiin, ciiin!

Dev gelir.
Dev: Yine ne istiyorsun?
Çocuk: (ağlamaklı) Tam en güçlü olmanın keyfini çıkartıyordum. Şu koca dağ önüme çıktı ne yapsam onu geçemiyorum. Bana yardım et.
Dev: Nasıl yardım edebilirim?
Çocuk: Beni dağ yapabilirsen en güçlü olabilirim.
Dev: Yalnızca üç hakkın vardı ve sen onu kullandın. Artık dileklerini yerine getiremem.
Çocuk: Ama bu haksızlık. Ben dağın daha güçlü olduğunu bilmiyordum. Bir şey yapamaz mısın?
Dev: Sen iyi kalpli bir çocuk olduğun için sana son bir şans vereceğim. İyi düşün ve söyle. Çünkü başka şansın olmayacak. Gerçekten dağ olmak istiyor musun?
Çocuk: Eeveeet.
Dev: lebbeyk! Sahip dağ olsun!
Çocuk dağ maketinin ardına geçmiştir. Keyifle şarkısına başlar.
(Dağın şarkısı.)
Ak saçlarım kardandır
Bütün gövdem kayadandır
Eskilere dayanır yaşım
Belki ağırlığım ondandır 
Şarkı devam ederken bir madenci (veya madenciler)  dağa kazma vurmaya başlar.

Çocuk: Aman ne oluyor. Birisi içimi oyuyor. Ama nasıl olur en güçlü benim.

Madenci(ler) şarkı söyler
Cehenneme ben inerim
Kömürü de ben sökerim

Kara kışta titrerim
Hani benim hani benim (k)
Hani benim kömürüm (k)
Hani benim kömürüm (k)
Çocuk: Heeey! Ne yapıyorsunuz siz orada niye içimi oyuyorsunuz.
Madenci(ler): Ben (biz) emekçi bir insanım (insanlarız). Fabrikalar çalışsın ve insanlar ısınsın diye çalışır kömür çıkarırım(çıkarırız).
Çocuk: Eyvah mahvoldum. şu içimi oyan insan çok daha güçlüymüş benden. Ciiiin, ciiin.

Dev yeniden gelir.

Dev: Yine ne var?
Çocuk: (ağlamaklı) Ben insan olmak istiyorum.
Dev: Sana başka şansının olmadığını söylemiştim. Hem sen, zaten insandın.
Çocuk: Ama, en güçlü oymuş.
Dev: İşte böyle çocuğum. İnsan kendi gücünün ve yeteneğinin farkına varmıyor. Bu ders senin için en büyük ödüldür. Seni tekrar eski haline döndüreceğim.

Işık kararır.
Sahne: Çocuk uykuya daldığı yerdedir. Güneş ve dağ maketleri yerlerindedir.
Çocuk: (gözleri kapalı) Yaşasın eski halime döndüm. (gözlerini ovuşturarak açar ) Vay be! ne ilginç bir rüyaydı. (dağa ve güneşe bakar) Demek ki çalışan, üreten insan, aslında en güçlü olanmış. Hiç başkalarına öykünmeye gerek yokmuş. İnsan gücünün farkına varmalı ve kendi geleceğini eline almalı.
Ayağa kalkar ve çalışmaya başlar. Önce çocuk sonra diğer oyuncular şarkıya başlar.
(Hep beraber şarkı sözlerine uygun hareketlerle şarkılarını söylerler. Halkoyunu motiflerinden yararlanılan basit  figürler oluşturulabilir.)
(Şarkı: Halkça. Beste: Kutup Yıldızı. Hasan Hüseyin ustaya saygıyla)

Tarlaya pancar ekerim
Yaz boyunca ter dökerim
Çayı şekersiz içerim
Hani benim hani benim (k)
Hani benim şekerim (k)
Hani benim şekerim (k)
Bağlara çubuk dikerim
Çubuktan üzüm keserim
Üzümden şıra süzerim
Hani benim hani benim (k)
Hani benim pekmezim (k)
Hani benim pekmezim (k)
Güneşe pamuk atarım
Çapada çıplak yatarım
Bulutu balyalarım
Hani benim hani benim (k)
Hani benim göyneğim (k)
Hani benim göyneğim (k)
Cehenneme ben inerim
Kömürü de ben sökerim
Kara kışta titrerim
Hani benim hani benim (k)
Hani benim kömürüm (k)
Hani benim kömürüm (k)
Yeter artık yeter be
Yeter artık yeter be (k)
Bu rezillik yeter be
Bu rezillik yeter be (k)
Bu iş burda biter be
Gelsin benim, gelsin benim (k)
Gelsin benim de günüm (k)
Gelsin benim de günüm (k)

Yazan : Armağan Öztuksavul
Yazarın Notu: Beykoz Halkevi’nde çocukların çocuklara oynayabileceği bir oyun olarak düşünülmüştü. İsteyen, istediği gibi oynamakta serbesttir. Sahneleyen çıkarsa ve bir maille haber ederse ne ala, etmezse de canlar sağolsun.
Dostlukla,
armagano@yahoo.com

0 yorum :

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.

-