Gülin YILDIRIMKAYA gulinyildirimkaya@haberturk.com Bosna’daki katliamları “doğal afet” olarak gördüğü, vaktiyle Miloseviç’in partisini desteklediği iddia edilen “Çingeneler Zamanı”, “Yeraltı”, gibi filmlerin yönetmeni Emir Kusturica’nın 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde jüri başkanı olarak görev yapacak olması tartışma yarattı. Srebrenitsa’daki kadın dernekleri ile sinemacıların ardından Türkiye’ye Altın Ayı kazandıran Semih Kaplanoğlu’nun yönettiği “Bal” filminin ekibi de Altın Portakal’ı boykot ettiklerini ve hiçbir etkinliğe katılmayacaklarını şu açıklamayla duyurdu: “Bosna’da yaşanan olaylar uluslararası mahkemeler tarafından soykırım ve insanlık suçu olarak tanımlanmış ve bu suçlara bulaşanlar yargılanıp mahkûm edilmişlerdir. Sayıları yüz binlerle ifade edilen Bosnalı sivilleri sadece inançları ve Boşnak oldukları için katledenleri, on binlerce kadına çoluk çocuk tecavüz edenleri canlı tanıklar ve hâlâ açılan toplu mezarlar ortadayken savunan bir ‘sanatçının’ Aksav yönetimi tarafından himaye edilmesi bizim vicdanımızı acıtmaktadır. İnsanlığa karşı işlenmiş bir suça sözle de olsa katkı sağlayarak soykırımı ve tecavüzü meşrulaştıran bir zihniyetin savunulmasına karşı çıkıyoruz.” Kusturica protestosu haklı mı? Sanatçı siyasi duruşundan, eylemlerinden de sorumlu mu? İşte farklı görüşler... “Bu protesto kampanyasının özünde Altın Portakal’ı düzenleyen CHP’li belediyeye karşı bir girişim olduğunu düşünüyorum”
HABERTÜRK Gazetesi Sinema Yazarı, SİYAD Üyesi Mehmet AÇAR:
Kusturica’nın yıllar önce yaptığı açıklamalar beni de çok rahatsız etmişti. Ama son tepkiler olağan gelmiyor. Kusturica’nın Türkiye’ye ilk gelişi değil, haziran’da Bursa Büyükşehir Belediyesi’- nin düzenlediği festivale geldi, konser verdi. Benimbildiğimherhangi bir tepki ya da protesto olmadı. Bütün tepkiler nedense Altın Portakal’a saklanmış gibi aniden çıktı. Planlı olduğu izlenimi veren bir kampanya başlatıldı. Aklıma takılan soru şu: Festivali düzenleyen belediyenin AK Partili olması Kusturica’nın geçmiş günahlarını unutturdumu? 3-4 ayda değişen tek şey belediyenin CHP’li olmasımı? Bu protesto kampanyasının özünde Altın Portakal’ı düzenleyen CHP’li belediyeye karşı bir girişimolduğunu düşünüyorum. Amaç Kusturica’yı davet edenleri kamuoyu önündemahkûmetmek, festivale daha başlamadan gölge düşürmek gibi görünüyor. Üstelik sadece Kusturica değil, festival de hedef gösteriliyor.
‘Kaplanoğlu’nun derdi kendi filmi, tavrı utanç verici’
Sinema Eleştirmeni Tunca ARSLAN:
Kusturica’nın herhangi birmilliyetçiliğin tarafını tutmadığı için bu kadar protesto edilmesi çok anlamsız, Yugoslavya’nın birliğini savundu ve filmlerinde de bunu işledi. Böyle bir nedenden bir sanat adamının linç edilmeye çalışılması dehşet vericidir. 25 Haziran’da 49. Bursa Festivali kapsamında bir konser verdi ve neredeyse davul zurnayla karşılandı. Basında bu konu ile ilgili en ufak olumsuz bir haber çıkmadı, seyircileri nasıl coşturduğu, nasıl alkışlandığı yazıldı. Bu olay 3.5 ay önce gerçekleşti, şimdi ne oldu, anlamak zor. Bursa Belediyesi AK Partili, Antalya Belediyesi CHP’li diyemi böyle oluyor? Ben “Böyledir” demiyorumama akla gelen şeylerden biri de budur. Çünkü birden ve planlı gelişiyor olaylar, bazı köşe yazarlarının, bazı derneklerin açıklamaları bir oluyor, aba altından sopa gösteriliyor. Bal ekibinin Semih Kaplanoğlu’nun isteği ile vazgeçtiğini düşünüyorum. ‘SAMİMİYETSİZ’
Filmin yarışma dışı kalması, Kaplanoğlu’nun ve ekibinin Kusturica’ya böyle bir tutum alması utanç verici. Altın Koza’da büyük ödülü alan bir filmin Antalya’da yarışamayacağını Kaplanoğlu başından beri biliyordu. Kusturica’nın jüri üyesi olacağını bildiği halde filmi çekmedi, ne zaman ki Antalya’dan “Bal yarışma filmi olamaz” denildi, bence son derece samimiyetsiz bir tutumiçine girildi. Kusturica’nın festivale geleceği iki aydır belliydi, Bal’ın finale kaldığı 9 Eylül’de belli oldu ve bugün ayın kaçı?! Kaplanoğlu’nun tutumu utanç verici.
‘Kaplanoğlu tepkiyi niye bugüne sakladı?’
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa AKAYDIN:
Semih Kaplanoğlu’nun ideolojik yapısını Türk kamuoyu gayet iyi bilir. Bu konuda yorum yapmak istemiyorum ama Semih Kaplanoğlu zaten Altın Portakal Film Festivali’nden elenmiş bir sanatçıdır. Sayın Kusturica’nın geleceği 2 ay öncesinden belliydi. Niye bu tepkiyi, Altın Koza’nın bitimine kadar sakladı da Altın Koza’da ödül aldıktan sonra sahneledi? Bunu da kamuoyunun takdirlerine sunuyorum.
‘Protesto etmek yanlış, Türkiye’ye yakışmıyor’
Sabah Gazetesi Sinema Yazarı, SİYAD Kurucusu Atilla DORSAY:
Kusturica’nın “Yeraltı” filmi Cannes Film Festivali’nde gösterildiğinde Bosna sorunu üzerindeki pozisyonu tartışmaya açılmıştı. Ben o zaman da Kusturica ile konuştum, “kesinlikle böyle bir tavrı olmadığını, Sırplar’ın yaptığını kendisinin de lanetlediğini” söyledi. Aradan geçen 15 yıldan ve onca güzel filmden sonra sanatçıyı, hem de davetli olarak geldiği kapıdan çevirmek gibi tavırlar bize yakışmaz. Biz soylu bir halkız, bağışlamayı biliriz, gerekirse burada sorgulayabilir, fikirlerini öğrenebiliriz. Kabul etmemek, Türkiye aleyhine kullanılabilinecek yanlış bir tutum.
“Ne Bosna Hersek’te yaşananlar, ne de Kusturica’nın yaşananları ‘doğal afet’ diye nitelendirmesi unutulmadı. Tepkiler doğru”
Yönetmen Mustafa ALTIOKLAR:
Semih Kaplanoğlu ve Bal filmi ekibinin tavrını haklı buluyorum. Ne Bosna Hersek’te yaşananlar, ne de Kusturica’nın yaptıkları, söyledikleri, yaşananları “doğal afet” şeklinde nitelendirmesi unutulmadı. İnsan hayatı bu kadar ucuz değildir ve sinema siyasi bir tarafta olmadığı sürece var olamaz. Sinema sanatçılarının toplumsal ve siyasal olaylar karşısında tepkisiz kalmak yerine bu tarz tepkiler vermesini çok da doğru buluyorum ve hak veriyorum.
‘Her şeyi yüzlerine söylemek istiyorum’
Sanatçı Müjdat GEZEN:
Eğer konuşursam bu konuda söyleyecek çok şeyim var ama böyle konularda yüz yüze cevap vermeyi tercih ediyorum. Arkasından konuşmak yerine orada yüzlerine söylemek isterim.
‘Kaplanoğlu’nun kararına büyük saygı duydum’
Sanatçı Fikret HAKAN:
Emir Kusturica gibi bir sinema adamı Bosna Savaşı ile ilgili böyle bir gaf yaptıysa gerçekten şaşırtıcı. Nasıl olur da böyle bir katliam görmezden gelinebilir? Semih Kaplanoğlu’nun aldığı karara ve protestosuna büyük saygı duyuyorum. Zamanında böyle açıklamalar yapmışsa, çok büyük bir insanlık hatası, büyük bir insanlık suçuna ortak olmuş demektir. Sanatçılar tepkilerinde sonuna kadar haklıdır
-
Altın Portakal’da Kusturica protestosu haberi
9 Ekim 2010 Cumartesi
yazildi.
Tweetle
Sponsorlu Bağlantılar |
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.