-

Türkiye Cumhuriyeti Pkk ile neden başedemiyor?

3 Eylül 2012 Pazartesi yazildi.
Sponsorlu Bağlantılar


Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu 1923 yılından beri çeşitli terör gruplarıyla mücadele etmek zorunda kaldı. Gerçek anlamda Asala ile terörü tanıyan Türkiye'nin başını en çok ağrıtan Abdullah Öcalan liderliğindeki PKK oldu.
Terör sorunu Türkiye Cumhuriyeti’nin 85 yıllık tarihi boyunca her dönem mücadele etmek zorunda kaldığı bir sıkıntıdır. 1900’lü yılların ikinci yarısından itibaren ciddi anlamda ülkemizi tehdit eden ve dönem-dönem isim değiştiren PKK, Asala, İBDA-C, DHKP-C, Hizbullah gibi terör gurupları verdikleri milyarlarca dolar zararın yanı sıra binlerce askerin, devlet görevlisinin ve sivil halkın şehit olmasına sebep oldu. Yarım milyonluk bir askeri güce sahip olan Türkiye bir türlü bu hainleri tam anlamıyla tarihe gömememiştir. 22 Temmuz seçimlerinden önce gündeme gelen sınır ötesi operasyon da ABD’nin ve seçimin araya girmesi sebebiyle rafa kaldırıldı.
Peki Türkiye terör konusunda neden başarısız? Irak’a girilmesi terör sorununa bir çözüm olur mu?
Ciddi anlamda ilk kez birkaç Ermeni tarafından kurulan ve Ermenistan tarafından desteklenen Asala ile tanıştığımız terör örgütleri zamanla çoğaldı ve destek bulduğu karanlık güçler sayesinde güç kazandı. Bu terör örgütlerinden en ciddi sorun yaratan da PKK oldu.
İlk tohumları 1973 - 74 yıllarında atılan ideolojik olarak Mahir Çayan''ın suni denge kuramından, örgütlenme yapısı olarak Peru''daki aydınlık yol hareketinden etkilenmiş olan örgüt  27 kasım 1978 tarihinde Diyarbakır’ın Lice ilçesi’nde yapılan özel toplantıda Kürdistan İşçi Partisi adını almıştır. Bu dönemden sonra silahlı bir terör grubu haline dönüştürülen PKK, 90’lı yıllarda büyük bir güç haline geldi. Kadın-erkek,genç-ihtiyar demeden önüne geleni şehit etti ve Türkiye Cumhuriyeti de o dönemden beri PKK’ya karşı bitirici darbeyi indiremedi.
Türkiye PKK’yı neden bitiremiyor?
Dünyadaki terör örgütlerinin neredeyse tamamı ‘gerilla taktiği’ uygulamaktadır. PKK’da bunların başında hatta en iyi uygulayan terör örgütüdür. Bu taktik strateji olarak minimum zafiyet maksimum zarar üzerine dayanır. Taktiğin uygulanması için;
toprağın yerlisi olmak, çevreyi iyi tanımak, kolayca fark edilemeyecek kadar küçük, ama zarar verecek kadar büyük bir topluluk olmak ve en önemlisi de hızlı saldırı silahlarına sahip olmaktır.

Hayatlarının neredeyse tamamını dağlarda geçiren, Türkiye,İran Suriye ve en önemlisi Irak’ta bulunan dağları avucunun içi gibi bilen PKK bu bakımdan askerimize oranla daha avantajlı...Bunun yanı sıra bir kısmı askerden daha tecrübeli nedeni ise uzun süreli eğitim almaları ve bu işi ölünceye kadar sürdürmek zorunda olmalarıdır. Ancak Mehmetçik için bu durumda ibre biraz tersine dönüyor. 3 ay gibi kısa bir süre acemi birliğinde eğitim alan Türk askeri tecrübe bakımından biraz yetersiz kalıyor. Zaten bu üç aylık dönemin bir ayı da yemin töreni için harcandığından yeterli askeri eğitim ve tecrübe kesinlikle alınmış olmuyor.  Bunun yanı sıra bazı askerlerin vatan hizmetini geçici bir görev olarak görmesi de yeterli eğitim alınamamasına neden oluyor. Bir de askerin önündeki en büyük engel bölge halkının bir bölümünün gizliden gizliye PKK’yı destekliyor olması. Bu destek sadece silah, erzak ve ilaçla sınırlı kalmayıp istihbarat bilgilerini de içinde barındırıyor. Bugün çevremizi dikkatli bir biçimde analiz edildiğinde terör örgütünün nasıl yandaş bulduğu açıkça göze çarpmaktadır. Üniversitelerin içine kadar sızan PKK, her yerde kendine militan bulabilmek için derin bir çalışma girişimine girmiştir.  Fakir, hayattan beklentisi olmayan, madde bağımlısı ve cahil insanları kandırmakta hiç zorlanmamaktadırlar. Özellikle bulundukları bölgede örgüte sempati duyan insanlar başta olmak üzere kandırılması kolay gençler de hedef kesimi oluşturuyor.  İşsizlik ve eğitim düzeyinin düşük olması da otomatik olarak bölge insanını PKK’nın kucağına atıyor.
En önemli sorun dış destek
Terör örgütleri yaşam süreçleri boyunca çeşitli karanlık kuvvetler ve yabancı devletler tarafından beslenir. PKK da bu dış desteği alan en önemli terör gruplarının başında geliyor. Başta Irak olmak üzere Avrupa’nın önde gelen ülkeleri hatta ABD ciddi anlamda PKK’ya yardımlar yapmakt
Terör sorunu Türkiye Cumhuriyeti’nin 85 yıllık tarihi boyunca her dönem mücadele etmek zorunda kaldığı bir sıkıntıdır. 1900’lü yılların ikinci yarısından itibaren ciddi anlamda ülkemizi tehdit eden ve dönem-dönem isim değiştiren PKK, Asala, İBDA-C, DHKP-C, Hizbullah gibi terör gurupları verdikleri milyarlarca dolar zararın yanı sıra binlerce askerin, devlet görevlisinin ve sivil halkın şehit olmasına sebep oldu. Yarım milyonluk bir askeri güce sahip olan Türkiye bir türlü bu hainleri tam anlamıyla tarihe gömememiştir. 22 Temmuz seçimlerinden önce gündeme gelen sınır ötesi operasyon da ABD’nin ve seçimin araya girmesi sebebiyle rafa kaldırıldı.
Peki Türkiye terör konusunda neden başarısız? Irak’a girilmesi terör sorununa bir çözüm olur mu?
Ciddi anlamda ilk kez birkaç Ermeni tarafından kurulan ve Ermenistan tarafından desteklenen Asala ile tanıştığımız terör örgütleri zamanla çoğaldı ve destek bulduğu karanlık güçler sayesinde güç kazandı. Bu terör örgütlerinden en ciddi sorun yaratan da PKK oldu.
İlk tohumları 1973 - 74 yıllarında atılan ideolojik olarak Mahir Çayan''ın suni denge kuramından, örgütlenme yapısı olarak Peru''daki aydınlık yol hareketinden etkilenmiş olan örgüt  27 kasım 1978 tarihinde Diyarbakır’ın Lice ilçesi’nde yapılan özel toplantıda Kürdistan İşçi Partisi adını almıştır. Bu dönemden sonra silahlı bir terör grubu haline dönüştürülen PKK, 90’lı yıllarda büyük bir güç haline geldi. Kadın-erkek,genç-ihtiyar demeden önüne geleni şehit etti ve Türkiye Cumhuriyeti de o dönemden beri PKK’ya karşı bitirici darbeyi indiremedi.
Türkiye PKK’yı neden bitiremiyor?
Dünyadaki terör örgütlerinin neredeyse tamamı ‘gerilla taktiği’ uygulamaktadır. PKK’da bunların başında hatta en iyi uygulayan terör örgütüdür. Bu taktik strateji olarak minimum zafiyet maksimum zarar üzerine dayanır. Taktiğin uygulanması için;
toprağın yerlisi olmak, çevreyi iyi tanımak, kolayca fark edilemeyecek kadar küçük, ama zarar verecek kadar büyük bir topluluk olmak ve en önemlisi de hızlı saldırı silahlarına sahip olmaktır.

Hayatlarının neredeyse tamamını dağlarda geçiren, Türkiye,İran Suriye ve en önemlisi Irak’ta bulunan dağları avucunun içi gibi bilen PKK bu bakımdan askerimize oranla daha avantajlı...Bunun yanı sıra bir kısmı askerden daha tecrübeli nedeni ise uzun süreli eğitim almaları ve bu işi ölünceye kadar sürdürmek zorunda olmalarıdır. Ancak Mehmetçik için bu durumda ibre biraz tersine dönüyor. 3 ay gibi kısa bir süre acemi birliğinde eğitim alan Türk askeri tecrübe bakımından biraz yetersiz kalıyor. Zaten bu üç aylık dönemin bir ayı da yemin töreni için harcandığından yeterli askeri eğitim ve tecrübe kesinlikle alınmış olmuyor.  Bunun yanı sıra bazı askerlerin vatan hizmetini geçici bir görev olarak görmesi de yeterli eğitim alınamamasına neden oluyor. Bir de askerin önündeki en büyük engel bölge halkının bir bölümünün gizliden gizliye PKK’yı destekliyor olması. Bu destek sadece silah, erzak ve ilaçla sınırlı kalmayıp istihbarat bilgilerini de içinde barındırıyor. Bugün çevremizi dikkatli bir biçimde analiz edildiğinde terör örgütünün nasıl yandaş bulduğu açıkça göze çarpmaktadır. Üniversitelerin içine kadar sızan PKK, her yerde kendine militan bulabilmek için derin bir çalışma girişimine girmiştir.  Fakir, hayattan beklentisi olmayan, madde bağımlısı ve cahil insanları kandırmakta hiç zorlanmamaktadırlar. Özellikle bulundukları bölgede örgüte sempati duyan insanlar başta olmak üzere kandırılması kolay gençler de hedef kesimi oluşturuyor.  İşsizlik ve eğitim düzeyinin düşük olması da otomatik olarak bölge insanını PKK’nın kucağına atıyor.
En önemli sorun dış destek
Terör örgütleri yaşam süreçleri boyunca çeşitli karanlık kuvvetler ve yabancı devletler tarafından beslenir. PKK da bu dış desteği alan en önemli terör gruplarının başında geliyor. Başta Irak olmak üzere Avrupa’nın önde gelen ülkeleri hatta ABD ciddi anlamda PKK’ya yardımlar yapmakt
Terör sorunu Türkiye Cumhuriyeti’nin 85 yıllık tarihi boyunca her dönem mücadele etmek zorunda kaldığı bir sıkıntıdır. 1900’lü yılların ikinci yarısından itibaren ciddi anlamda ülkemizi tehdit eden ve dönem-dönem isim değiştiren PKK, Asala, İBDA-C, DHKP-C, Hizbullah gibi terör gurupları verdikleri milyarlarca dolar zararın yanı sıra binlerce askerin, devlet görevlisinin ve sivil halkın şehit olmasına sebep oldu. Yarım milyonluk bir askeri güce sahip olan Türkiye bir türlü bu hainleri tam anlamıyla tarihe gömememiştir. 22 Temmuz seçimlerinden önce gündeme gelen sınır ötesi operasyon da ABD’nin ve seçimin araya girmesi sebebiyle rafa kaldırıldı.
Peki Türkiye terör konusunda neden başarısız? Irak’a girilmesi terör sorununa bir çözüm olur mu?
Ciddi anlamda ilk kez birkaç Ermeni tarafından kurulan ve Ermenistan tarafından desteklenen Asala ile tanıştığımız terör örgütleri zamanla çoğaldı ve destek bulduğu karanlık güçler sayesinde güç kazandı. Bu terör örgütlerinden en ciddi sorun yaratan da PKK oldu.
İlk tohumları 1973 - 74 yıllarında atılan ideolojik olarak Mahir Çayan''ın suni denge kuramından, örgütlenme yapısı olarak Peru''daki aydınlık yol hareketinden etkilenmiş olan örgüt  27 kasım 1978 tarihinde Diyarbakır’ın Lice ilçesi’nde yapılan özel toplantıda Kürdistan İşçi Partisi adını almıştır. Bu dönemden sonra silahlı bir terör grubu haline dönüştürülen PKK, 90’lı yıllarda büyük bir güç haline geldi. Kadın-erkek,genç-ihtiyar demeden önüne geleni şehit etti ve Türkiye Cumhuriyeti de o dönemden beri PKK’ya karşı bitirici darbeyi indiremedi.
Türkiye PKK’yı neden bitiremiyor?
Dünyadaki terör örgütlerinin neredeyse tamamı ‘gerilla taktiği’ uygulamaktadır. PKK’da bunların başında hatta en iyi uygulayan terör örgütüdür. Bu taktik strateji olarak minimum zafiyet maksimum zarar üzerine dayanır. Taktiğin uygulanması için;
toprağın yerlisi olmak, çevreyi iyi tanımak, kolayca fark edilemeyecek kadar küçük, ama zarar verecek kadar büyük bir topluluk olmak ve en önemlisi de hızlı saldırı silahlarına sahip olmaktır.

Hayatlarının neredeyse tamamını dağlarda geçiren, Türkiye,İran Suriye ve en önemlisi Irak’ta bulunan dağları avucunun içi gibi bilen PKK bu bakımdan askerimize oranla daha avantajlı...Bunun yanı sıra bir kısmı askerden daha tecrübeli nedeni ise uzun süreli eğitim almaları ve bu işi ölünceye kadar sürdürmek zorunda olmalarıdır. Ancak Mehmetçik için bu durumda ibre biraz tersine dönüyor. 3 ay gibi kısa bir süre acemi birliğinde eğitim alan Türk askeri tecrübe bakımından biraz yetersiz kalıyor. Zaten bu üç aylık dönemin bir ayı da yemin töreni için harcandığından yeterli askeri eğitim ve tecrübe kesinlikle alınmış olmuyor.  Bunun yanı sıra bazı askerlerin vatan hizmetini geçici bir görev olarak görmesi de yeterli eğitim alınamamasına neden oluyor. Bir de askerin önündeki en büyük engel bölge halkının bir bölümünün gizliden gizliye PKK’yı destekliyor olması. Bu destek sadece silah, erzak ve ilaçla sınırlı kalmayıp istihbarat bilgilerini de içinde barındırıyor. Bugün çevremizi dikkatli bir biçimde analiz edildiğinde terör örgütünün nasıl yandaş bulduğu açıkça göze çarpmaktadır. Üniversitelerin içine kadar sızan PKK, her yerde kendine militan bulabilmek için derin bir çalışma girişimine girmiştir.  Fakir, hayattan beklentisi olmayan, madde bağımlısı ve cahil insanları kandırmakta hiç zorlanmamaktadırlar. Özellikle bulundukları bölgede örgüte sempati duyan insanlar başta olmak üzere kandırılması kolay gençler de hedef kesimi oluşturuyor.  İşsizlik ve eğitim düzeyinin düşük olması da otomatik olarak bölge insanını PKK’nın kucağına atıyor.
En önemli sorun dış destek
Terör örgütleri yaşam süreçleri boyunca çeşitli karanlık kuvvetler ve yabancı devletler tarafından beslenir. PKK da bu dış desteği alan en önemli terör gruplarının başında geliyor. Başta Irak olmak üzere Avrupa’nın önde gelen ülkeleri hatta ABD ciddi anlamda PKK’ya yardımlar yapmakt

0 yorum :

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.

-