- Yenidoğan bebeklerin kordon kanından alınan kök hücrelerin özel koşullarda dondurularak saklanmasıyla, çocuklarda yaş ilerledikçe ortaya çıkabilecek, çoğu ağır seyirli hastalığın tedavisi için, önemli bir seçenek sağlanıyor.
Bebeğinizin dünyaya merhaba dediği gün onu ilk kucağınıza aldığınız anda büyük bir olasılıkla bebeğinizle ilgili pekçok hayal aklınızın bir köşesinden geçecek. Onun ilk gülücüklerini, ilk adımlarını düşünüp mutlu olacaksınız. Onunla ilk tanıştığınız anda sanki ilk kez anne ya da baba deyişini kulaklarınızda duymanız da hayal dünyanızı süsleyebilir. Pek çok anne baba doğumdan hemen sonra çocuklarının gelecekleri ile ilgili hayal kurmaya başlarlar. Onun için yapacakları doğum günü partileri, birlikte çıkılacak tatiller, geziler hatta eğitim yaşamı ve evlilik gibi hayatının dönüm noktaları bile akla gelebilir. Büyük bir olasılıkla bebeğiniz ile ilgili aklınıza gelebilecek en son şey onun yakalaabileceği ciddi bir hastalık olasılığıdır.
Ancak bazı anne-babalar çocuklarının ileride ciddi bir hastalığa yakalanma olasılığını daha ilk günden hesaba katıyorlar ve bu olasılığa karşı önlem almaya çalışıyorlar. Bu önlemin adı kordon kanı saklanması.
Kordon kanı nedir?
Anne karnındaki yaşamda bebek göbek kordonu ile plasantaya bağlıdır. Plasenta bebek ile anne arasındaki besin ve oksijen alış verişini sağlayan organdır. Doğumdan hemen sonra plasenta görevini tamamlayarak doğumun üçüncü evresinde rahim dışına atılır. Kordon kanı bebeğin doğumundan sonra göbek kordonu içinde kalan kandır. Bu kan bebeğin damarlarında dolaşan kandan daha farklıdır ve kan üretimde görev alan kök hücreleri içerir.
Anne karnındaki yaşamda bebek göbek kordonu ile plasantaya bağlıdır. Plasenta bebek ile anne arasındaki besin ve oksijen alış verişini sağlayan organdır. Doğumdan hemen sonra plasenta görevini tamamlayarak doğumun üçüncü evresinde rahim dışına atılır. Kordon kanı bebeğin doğumundan sonra göbek kordonu içinde kalan kandır. Bu kan bebeğin damarlarında dolaşan kandan daha farklıdır ve kan üretimde görev alan kök hücreleri içerir.
Kordon kanının önemi nedir?
İnsanın yaşamını sürdürebilmesi için vazgeçilmez bir öge olan kan temel olarak plazma adı verilen sıvı içerisinde bulunan üç ana tip hücreden oluşur. Bu üç hücre kırmızı küreler (eritrosit), beyaz küreler (lökosit) ve trombositlerdir. Eritrositlerin görevi hücreler arasında oksijen ve karbondioksit taşınmasıyken lökositler organizmanın bağışıklık sisteminin temelini oluşturular. Trombositler ise diğer pıhtılaşma faktörleri ile birlikte kanın pıhtılaşmasında ve kanamanın kontrolünde görev alırlar.
İnsanın yaşamını sürdürebilmesi için vazgeçilmez bir öge olan kan temel olarak plazma adı verilen sıvı içerisinde bulunan üç ana tip hücreden oluşur. Bu üç hücre kırmızı küreler (eritrosit), beyaz küreler (lökosit) ve trombositlerdir. Eritrositlerin görevi hücreler arasında oksijen ve karbondioksit taşınmasıyken lökositler organizmanın bağışıklık sisteminin temelini oluşturular. Trombositler ise diğer pıhtılaşma faktörleri ile birlikte kanın pıhtılaşmasında ve kanamanın kontrolünde görev alırlar.
Bu üç hücre grubunun hepsi de kemik iliğinde bulunan ve kök hücre adı verilen bir tür hücrenin farklışalması ile ortaya çıkarlar. Bir başka deyişle kemik iliğindeki kök hücreler her türlü kan hücresini üretme yeteneğindedirler ve bu üretim sürekli devam eder. .
Çocukluk çağı lösemileri (kan kanseri) ile bazı kan ve bağışıklık sistemi hastalıklarının varlığında kemik iliği görevini sağlıklı olarak yerine getiremez. Öte yandan bu hastalıkların tedavisinde başvurulan kemopterapi ya da radyoterapi gibi uygulamalar kemik iliğindeki kök hücrelere zarar verir. Hastalığın ve tedavinin türüne göre bazı hastalarda kemik iliği nakli kaçınılmaz olur. Bu durumda hastanın kemik iliği ile uyumlu olan sağlıklı bir vericiden alınan sağlıklı kemik iliği ve kök hücreleri hasta kişiye verilerek sağlıklı kan hücrelerinin yeniden üretimesi amaçlanır. Böyle bir durumda hastanın kendi akrabaları hatta kardeşleri arasında dahi uygun bir verici bulma olasılığı %25'ler civarındadır.
1980'li yılların başlarında bilimadamlarının yenidoğan bebeklerin kordon kanında da kemik iliğindekine benzer kök hücrelerin bulunduğunu fark etmeleri ile birlikte kordon kanından elde edilen bu hücrelerin belirli hastalıkların tedavisinde kullanılabileceği fikri ortaya çıktı. Elde edilen kordon kanının belirli koşullar altında toplanıp dondurularak saklanabileceği ve daha sonra gerek duyulduğunda çözülerek kullanılabileceğini fark eden Dr. David Harris 1992 yılında oğlunun kordon kanınını kendi laboratuvarında dondurarak sakladı. Daha sonra bu uygulamayı halka açması ile 1994 yılında Dünyadaki ilk kordon kanı bankası Amerika Birleşik Devletlerinde kurulmuş oldu. Takip eden yıllar içinde dünya üzerinde pekçok kordon kanı bankası kuruldu ve binlerce bebeğin kanı bu bankalarda koruma altına alındı.
Kordon kanının saklanması ne işe yarar?
Kordon kanı bankalarında kanlar iki amaç için saklanmaktadır. Bunlardan ilk ve en önemli amaç bebeğin ileride kemik iliği nakli gerektirecek bir hastalığa yakalanması durumunda kendine ait sağlıklı kök hücreleri kullanılarak tedavi edilebilmesi ve bu sayede uygun kemik iliği vericisi aranması gerekliliğinin ortadan kalkmasıdır. Kişinin kendi hücre ve dokuları ile uyum sorunu olmayacağından bu oldukça önemli bir avantajdir. Bir diğer amaç ise saklanan kanın sahibi izin verdiği taktirde bu kanın başka hastaların tedavilerinde kullanılmasıdır.
Kordon kanı bankalarında kanlar iki amaç için saklanmaktadır. Bunlardan ilk ve en önemli amaç bebeğin ileride kemik iliği nakli gerektirecek bir hastalığa yakalanması durumunda kendine ait sağlıklı kök hücreleri kullanılarak tedavi edilebilmesi ve bu sayede uygun kemik iliği vericisi aranması gerekliliğinin ortadan kalkmasıdır. Kişinin kendi hücre ve dokuları ile uyum sorunu olmayacağından bu oldukça önemli bir avantajdir. Bir diğer amaç ise saklanan kanın sahibi izin verdiği taktirde bu kanın başka hastaların tedavilerinde kullanılmasıdır.
Hastanın kendi kordon kanı ile tedavi konusunda çok fazla deneyim yoktur. Gerçekçi olmak gerekirse bu tür uygulamalarda hastalığın yeniden tekrar etme riski bulunmaktadır. Öte yandan bebeklerinin kordon kanının saklanmasını talep eden anne-babaların asıl amacı bebeğin kardeşlerinde ya da yakın akrabalarında hastalık ortaya çıktığında tedavi açısından kolaylık sağlanmasıdır. 1988 yılında Fankoni Aplastik anemi hastalığı bulunan bir çocuğun ilk kez kordon kanı ile tedavi edilmesinden bu yana yüzden fazla hasta bu yöntem ile tedavi edilmiştir. Günümüzde 40'dan fazla hastalığın tedavisinde teorik olarak kordon kanı kullanılabilmektedir.
Kişi büyüdükçe vücut hacmi arttığından kordon kanındaki kök hücre sayısı tedavide yetersiz olmaktadır. Bu yüzden kordon kanı yalnızca çocukluk ya da erken ergenlik çağındaki hastaların tedavisinde kullanılabilmektedir.
Kordon kanı nasıl alınır?
Bebek doğduktan hemen sonra göbek kordonu bağlanır ve içindeki kan özel bir sistem yardımı ile torba içine toplanır. Toplanan kan 36 saat içinde laboratuvara gönderilir. burada kanın içindeki kök hüreler ayrıştırılarak özel yöntemler ile dondurulur ve saklanır. İşlem normal ya da sezaryen ile olan doğumlarda uygulanabilir. Fazla zaman almayan, kolay bir işlemdir. Dondurulan hücreler daha sonra gerek duyulduğunda çözülerek tedavide kullanılır. Ne kadar fazla kan toplanabilirse o kadar fazla kök hücre toplanmış demektir. Bununla birlikte yaklaşık 30- 60 mililitre kordon kanı alınması yeterli olmaktadır.
Bebek doğduktan hemen sonra göbek kordonu bağlanır ve içindeki kan özel bir sistem yardımı ile torba içine toplanır. Toplanan kan 36 saat içinde laboratuvara gönderilir. burada kanın içindeki kök hüreler ayrıştırılarak özel yöntemler ile dondurulur ve saklanır. İşlem normal ya da sezaryen ile olan doğumlarda uygulanabilir. Fazla zaman almayan, kolay bir işlemdir. Dondurulan hücreler daha sonra gerek duyulduğunda çözülerek tedavide kullanılır. Ne kadar fazla kan toplanabilirse o kadar fazla kök hücre toplanmış demektir. Bununla birlikte yaklaşık 30- 60 mililitre kordon kanı alınması yeterli olmaktadır.
Kordon kanı saklanması, nispeten yüksek maliyetli bir uygulamadır. Tercih edilen laboratuvara göre dondurma işleminin ücreti 1500-2500 Amerikan Doları arasıda değişmektedir. Saklama ücretleri ise yıllık 90-100 Dolar civarındadır.
Kordon kanı saklanması kimler için uygundur?
Kordon kanı saklanmasının kimler için uygun ve gerekli olduğu konusunda bilim çevrelerinde fikirbirliği sağlanamamıştır. Nispeten yeni olan bu uygulama ile ilgili olarak iki farklı görüş bulunmaktadır. Bazı araştırmacılar sadece ailelerinde kemik iliği nakli gerektirebilecek hastalık öyküsü bulunan çiftlerin bebeklerinde bu uygulamanın yapılmasını savunmaktadırlar. Bu görüşün en önemli savunucusu Amerikan Pediatri Derneğidir. Diğer araştırmacılar ise kök hücre çalışmalarındaki hızlı gelişimi göz önünde bulundurarak herkesin bu alternatifi kullanmalarını önermektediler. İleride elde var olan kök hücrelerden yararlanılarak laboratuvar ortamında bunların farklı şekillerde kullanılabileceği olasılığı bu tür bir yaklaşımı desteklemektedir. Günümüzde kordon kanı ile tedavi edilebilen hastalıkardan bazıları şunlardır:
Kordon kanı saklanmasının kimler için uygun ve gerekli olduğu konusunda bilim çevrelerinde fikirbirliği sağlanamamıştır. Nispeten yeni olan bu uygulama ile ilgili olarak iki farklı görüş bulunmaktadır. Bazı araştırmacılar sadece ailelerinde kemik iliği nakli gerektirebilecek hastalık öyküsü bulunan çiftlerin bebeklerinde bu uygulamanın yapılmasını savunmaktadırlar. Bu görüşün en önemli savunucusu Amerikan Pediatri Derneğidir. Diğer araştırmacılar ise kök hücre çalışmalarındaki hızlı gelişimi göz önünde bulundurarak herkesin bu alternatifi kullanmalarını önermektediler. İleride elde var olan kök hücrelerden yararlanılarak laboratuvar ortamında bunların farklı şekillerde kullanılabileceği olasılığı bu tür bir yaklaşımı desteklemektedir. Günümüzde kordon kanı ile tedavi edilebilen hastalıkardan bazıları şunlardır:
- Çocukluk çağı lösemileri
- Aplastik anemiler (kemik iliğinde hücre üretiminin olmaması)
- Orak hücreli anemi
- Talasemi
- Amegakaryositik trombositopeni
- Nöroblastom
- Bazı bağışıklık yetmezlikleri
İşlemin anne ve bebek açısından hiç bir risk taşımaması, olası bir hastalık durumunda tedavinin kemik iliği nakline göre daha kolay ve ucuz olması nedeniyle pekçok anne-baba adayı doğum sırasında bebeklerinin kordon kanının saklanmasını istemektedirler.
Kordon kanı saklanmasına karar verildiğinde beklenen doğumdan en az 1-2 hafta önce ilgili laboratuvar ve doğumu yaptıracak olan hekime durum bildirilmeli ve gerekli hazırlıkların yapılması sağlanmalıdır. Bu sayede gerekli ekipman ve belgeler doğum anında hazır bulundurulabilir.
Kordon kanı bankacılığı son birkaç yıl içinde ülkemizde de verilen bir hizmet haline gelmiş ve konuyla ilgili şirketler faaliyete başlamıştır. Bu şirketlerin bir kısmı toplanan kanı Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere temsilcisi oldukları şirketlerin merkezlerinin bulunduğu ülkelerde saklarken bir kısmı kendi bankalarını kurmuşlardır. Ancak ne yazık ki ülkemizde hala daha konu ile ilgili yasal düzenlemeler yapılmamış ve dolayısıyle kanları Türkiye'de saklayan şirketler açısından ruhsatlandırma başta olmak üzere yasal bir zemin oluşturulamamıştır.
Ülkemizde kordon kanı bankacılığı ile ilgili faaliyet gösteren bazı şirketler şunlardır:
Şirket | Kordon kanının saklandığı yer | Web sitesi |
BabyCord | New England Cord Blood Bank (A.B.D.) | Babycordturkey |
Cryobank Turkey | California Cryobank (A.B.D.) | Cryobankturkey |
Genkord | İstanbul Türkiye | Genkord |
Acıbadem Kordon kanı bankası | İstanbul Türkiye | Acıbademhastanesi |
Yaşam bankası | Ankara- Türkiye | Yaşam bankası |
kaynak:mumcu.com
KORDON KANI NEDİR?
Anne karnında bebek ile anne arasındaki besin ve oksijen alışverişi plasenta tarafından sağlanır. Bebek göbek kordonu ile plasentaya bağlıdır. Doğum sürecinin tamamlanmasından kısa süre sonra plasenta görevini tamamlayarak rahim dışına atılır. “Kordon kanı” olarak isimlendirilen kan, bebeğin doğumundan sonra göbek kordonu içinde kalan kandır.
Yakın bir zamana kadar, kordon kanı; plasenta ve göbek kordonu ile atılıyordu. Ancak son gelişmelerle kordon kanının çeşitli hastalıkların tedavisi açısından önemi anlaşıldı ve özel yöntemlerle toplanıp saklanmaya başlandı.
Bebeğin kordon kanı, “kök hücreler” açısından oldukça zengin bir kaynaktır.
KÖK HÜCRE NEDİR?
Kök hücreler, birçok dokuda bulunan ve değişerek vücudun diğer dokularını oluşturma yeteneğine sahip bir grup hücredir. Kök hücrelerin vücuttaki diğer tip hücrelere farklılaşma özelliğinin keşfedilmesi ile birlikte bu hücrelerin kanser, felç, Parkinson, Alzheimer, omurilik zedelenmeleri, kalp ve birçok genetik kaynaklı hastalıkların tedavisinde kullanılabileceği fikri ortaya çıkmıştır.
Günümüzde kök hücreler özellikle kemoterapi ve/veya radyoterapi gören kanser hastalarının kan ve bağışıklık sistemini yeniden canlandırmak için kullanılıyor. Embriyodan, kordon kanından veya kemik iliğinden elde edilebilen kök hücreler vücudun “kaynak” hücreleridir.
KORDON KANI BANKASI
Kordon Kanı Bankası, bebeğin kordon kanını gelecekte olası tıbbi gereklilikler için saklayabilme olanağını sunuyor.
Doğumdan sonraki ilk 10 dakika içinde alınan kordon kanı uygun şartlarda dondurulup, kordon kanı bankasında saklanıyor. Bu değerli kök hücreler gerektiğinde çözülerek kullanılabiliyor.
Kordon kanı kök hücreleri çok değerli oldukları ve sadece doğumda toplanabildikleri için toplama işleminin bu konuda uzman hekimler tarafından yapılması, toplanma sonrası işlemlerin uzman kişilerce yürütülmesi ve örneklerin uygun koşullarda saklanması gerekiyor.
İlk kordon kanı nakli 1988 yılında gerçekleştirildi. 1995 yılından itibaren dünyada kordon kanı bankaları yeni doğanların kordon kanlarının saklanabilmesi için yaygın olarak faaliyete geçti.
Çocuklarının kordon kanına ihtiyacı olan ve/veya ileride ihtiyaç olduğunda kullanılmak üzere bebeklerinin kordon kanını saklamak isteyen aileler için kordon kanı bankasında belirli bir ücret karşılığında saklama işlemi yapılıyor. Aile bir süre sonra saklama işleminden vazgeçerse kendilerinden izin alınarak kordon kanları imha edilebiliyor veya kök hücre nakli ihtiyacı olabilecek hastaların tedavisi için saklanmaya devam edilebiliyor.
HANGİ AİLELER İÇİN BEBEKLERİNİN KORDON KANINI SAKLAMAK UYGUNDUR?
Kordon kanı saklamanın kimler için uygun ve gerekli olduğu konusunda bilim çevrelerinde henüz tam bir fikirbirliği yok. Yeni olan bu uygulama ile ilgili olarak iki farklı görüş bulunuyor. Bazı araştırmacılar sadece ailelerinde ilik nakli gerektirebilecek hastalık öyküsü bulunan ailelerin bebeklerinde bu uygulamanın yapılmasını savunurken, diğer araştırmacılar kök hücre çalışmalarındaki hızlı gelişimi göz önünde bulundurarak herkesin bu alternatifi kullanmasını öneriyor.
Günümüzde kordon kanı nakli ile tedavi edilebilen hastalıklardan bazıları...
Lösemiler
Lenfomalar
Aplastik anemiler (kemik iliğinde hücre üretiminin olmaması)
Orak hücreli anemi
Talasemi
Amegakaryositik trombositopeni
Nöroblastom
Bazı bağışıklık yetmezlikler
KORDON KANI KÖK HÜCRELERİNİN DİĞER TİP KÖK HÜCRELERE GÖRE AVANTAJLARI NELERDİR?
Kordon kanı kök hücreleri elde edilebilecek en genç kök hücreler olup bunlar saklanmak için dondurulduklarında yaşlanma ve yıpranma süreçleri de durdurulmuş olur. Kordon kanı kök hücrelerinin kemik iliği kök hücrelerine göre üreme hızı daha fazladır.
Kemik iliği nakli için alıcı ile verici arasında çoğunlukla tam bir doku (HLA) uyumu olması gerekir. Kök hücrelerin bağışıklık red cevapları henüz tam olarak gelişmediğinden kordon kanı naklinde tam bir uyum olmasa da başarı sağlanabilir. Bu özellik aile bireyleri arasında kordon kanı nakli gerçekleştirilmesine olanak sağlar.
Saklanan kordon kanındaki kök hücreler, gerekli olduğu durumda hemen kullanılabilecek halde olurlar. Bu durum, hastalıkların ilerlemesini önleyebilmek için en kısa sürede tedavinin zorunlu olduğu durumlarda önem kazanır.
KORDON KANININ ALINMASI
Kordon kanı bebek doğar doğmaz ilk 10 dakika içinde, göbek bağı kesildikten sonra göbek bağının plasenta tarafında kalan bölümünden alınır. Bu kan, toplanmadığı tüm durumlarda plasenta ile birlikte atıldığından, toplanması normal doğum prosedürünü ve bebeği herhangi bir şekilde etkilemez. Genelde toplama işlemi doğum esnasında doğumu yaptıran hekim tarafından yapılır. Hem normal yolla hem de sezeryan doğumlarda uygulanabilir.
Sadece birkaç dakika alan kordon kanının toplanması işlemi; basit, tehlikesiz ve acı vermeyen bir uygulamadır. Bilindiği gibi bebek doğduktan hemen sonra göbek kordonu bağlanarak ayrılır ve bu ayrılmadan hemen sonra eğer kordon kanı toplanacaksa plasentaya bağlı olan kordonun içindeki kan özel bir sistem yardımıyla pıhtılaşmayı önleyici madde içeren kan torbası içine toplanır. Yaklaşık 35 - 120 mililitre kan alınabilir. Araştırmalar çok miktardaki kök hücre örneklerinin nakil sonrası daha başarılı sonuç verdiğini kanıtlamıştır.
Toplanan kan 36 saat içinde kordon kanı bankası laboratuvarına gönderilir. Kordon kanı laboratuvarda özel yöntemler ile dondurulur ve sıvı azot içinde saklanır. Dondurulan hücreler daha sonra gerek duyulduğunda çözülerek tedavide kullanılabilir.
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.