Moliere, Fransız yazarıdır (Paris 1622-ay.y 1673). Asıl adı Jean Baptiste Poqvelin. Clermont Koleji’nde Cizvitlerin disiplinli öğretiminden geçti, Latince ve Yunancayı da anlayabilir düzeye geldi, o dillerin tiyatro eserlerini izledi . 20 yaşlarında baba mesleği, saraya girmesini sağladıysa da güçlü bir sevgiyle yaklaştığı Bejart ailesinin içinde tiyatroya ısınarak daha çok mutluluk duydu. Madeiline Bejart ile birlikte kurdukları ilk tiyatronun adı İllustre-Theatre oldu (Haziran 1643). İki yıllık başarısız çalışmalardan sonra taşra illerine çıkmak zorunda kaldılar (1645). Moliere takma adını da bu dönemde edindi (Ağustos 1644). Borç yüzünden hapse atılması, baba desteğiyle bu suçlamadan aklanıp Paris dışında geçim ve başarı araması da aynı dönemin olayları arasındadır. Bir tiyatro oyuncusu , grup yöneticisi ve bir tiyatro yazarı olarak Moliere’in bu dönemi (1645-1638) yeterince açık, aydınlık ve belgelenmiş değildir; yaşama; ve yaratıcı, ancak Paris’e dönüp temsiller vermeye başladıktan sonra doğrulukla izlenebilir. ‘İllustre Theatre” gezici bir kumpanyaydı. 1645′den 1658′e kadar illerde dolaştılar. Kumpanyayı önce Ducd’Epernon koruyordu. 1653′ten sonra bu koruyuculuk Moliere’in Cizvit okulundan arkadaşı olan Pren de Conti’ye geçti. Çoğunlukla Fransız trajedilerini, italyan farsların oynuyorlardı. 1655′de Moliere’in yazdığı L’Etourdi (Şaşkın) adlı oyunu sahneye koydular, arkasından Le Depit Amoureux (Küskün Aşıklar) geldi. Kumpanyayı kralın kardeşi Duc d’Orleans korumaya başladı. Moliere ile arkadaşların 1658′de Paris’in Louvre Sarayı’nda XIV. Louis’nin karşısına çıkardı. 24 Ekim 1658 günü, Moliere’in yaşamında önemli bir dönüm noktasıdır. O gün genç kralın karşısında da eksiksiz bir başarıya ulaştı. İkinci oyun olarak sunulan Moliere’in kendi eseri le Docteur Amoureux (Aşık Hekim) öylesine beğenildi ki kral, kumpanyanın Paris’te kalmasını, kendi koruduğu İtalya oyunculara ayrılmış olan Salle du Petit-Bourbon’u onlarla paylaşmasını istedi. Moliere, komedilere dönünce Paris halkı tiyatroyu doldurmaya başladı. L’Etourdi ile Le Depit Amoureux’nün kazandığı başarı Moliere’i oyunlar yazmaya zorladı. Moliere’in komedilerinde toplamsal yerginin yer alması, saray çevrelerini, soyluları, papazları ona düşman etti; zaman zaman yasalara, geleneklere, Tanrı’ya karşı gelmekle suçlanmasına yol açtı. Bu saldırılar ancak kralın Moliere’i tutmasıyla atlatılabiliyordu. XIV. Louis, 1665 yazında, daha da ileri giderek kumpanyayı kendi koruyuculuğuna aldı. Troupe de Roi (Kralın Topluluğu) adını verdi. Buna karşın Tartuffe’ün tepkileri 1664-1669 arasını doldurdu, kilisenin direnişi karşısında kral bile çaresiz kaldı. Moliere, ölümden az önce hastayken Le Malade İmaginaire (Hastalık Hastası) adlı oyununu yazdı, oyunun rolünü oynadığı bir gün perde kapandıktan sonra öldü. Oyunculuğu Hristiyanlığa aykırı bulan kilise, onun tövbe etmeden öldüğünü, tövbe etmemişoyuncuların Hıristiyan dininin gerektirdiği törenle gömülmeyeceklerini bildirdi. XIV. Louis’nin baskısıyla yapılan çok basit tören ise güneş battıktan sonra, iki papazın katıldığı bir gömme töreni olmaktan ileri gidemedi, cenaze kiliseye sokulmadı. Fransa’nın yetiştirdiği en büyük oyun yazarının nerede gömülü olduğunu da kimse bilmiyor.
Moliere’in ilk verdiği eser: Gülünç Kibarlar (Les Precieuse Ridicules, bir perdelik düzyazıyla fars; bilgiçlik özentisindeki kibar salonların yergisi, 1659); Sganarelle ou le Cocu imaginaire (S. ya da Kuruntulu Boynuzlu, bir perdelik mazımla oyun, Kasım 1661), ilk başeseri sayılan Kadınlar Mektebi (l’Ecole des Femmes, 5 perde, nazımla 1662-1663).
Oyunculuğu, başarılı tiyatro yöneticiliği, şairliği bir yana, Moliere’i çağının ötelerine taşıyan ölümsüzlüğü, klasik tiyatronun kuramsal ilkelerine sırt çevirerek doğaya ve yaşama bakışından doğmuştur. Komedinin yalnızca bir güldürme aracı olmadığını, düşündürerek düzeltme (ıslah, katharsis) görevini de taşıması gerektiğini bütün eserlerinde gösterir. Dili gündelik konuşmaya indirir, doğal olmayan bütün yapmacıklarla katılaşmış bütün bağnazlık biçimlerini kıyasıya eleştirir. Toplumda gördüğü bütün sahte değerleri, sağduyu ve sağbeğeni açısından insafsızca sergilerken kendinden önce var oluş katı kurumlara (kilise, soyluluk, aile yapısı…) sataşmış olur. XIV. Louis gibi bir kralın sonsuz yetkisine karşın onu dinsel törenle gömmeyi kabul etmeyen kilisenin, din yobazlarının, ana kraliçeye dayalı bütün bu çeşit kurumların direnişi, aslında Moliere’in evrensel üne sahip eserlerinin gücünden gelir. Belirsiz olan mezarından onun olduğuna inanılan kemikler alınarak Pere-Lachaise’e götürülmüş, adına belirten bir mezar ancak devrim yıllarında gerçekleştirilebilmiştir (1792).
Öteki eserleri: Don Juan ou le Festin de Pierre (1665), Sevda Hekimi (l’Amour Medecine) 1665; Le Misant-hrope (İnsandan Kaçan) 1666; Zoraki Hekim (Le Medecine Malgre Lui) 1666; Arnphirtryon (1668), Cimri (l’Avare) 1668; Les Amants Magnifiques (Şanlı Aşıklar) 1670; Scapin’in Dolapları (Les Fourberies de Scapin)) 1671, Bilgiç Kadınlar (Les Femmes Savants) 1672, Hastalık Hastası (Le Malade İmaginaire) 1673, Moliere’in bütün eserleri Tanzimat’tan başlayarak (Ahmet Vefik Paşa, Ali Bey), günümüze kadar (Orhan Veli) süreklilikle dilimize çevrildi.
Başlıca eserlerinin özetleri:
Cimri, varlıklı ama aşırı tutumlu Haragon’un tefecilikle geçinme yolu; onu, parasını kullanmayan yordama götürür; cimrilik tutkusuna saplandırır. Çevresindeki sıkıntı üçken kızı Elise, oğlu Cleante, kahyası Valere, aşçısı ve arabacısı Jacques İste çeşitli ilişkilerle yer alırlar. Drahomasız evlilik, masrafsız şölen, “yaşamak için yemeli, yemek için yaşamamalı” paradoksuna yaslanan Harpagon’un bencil tutumu örnekleri, çeşitli komedi öğeleri olarak sergilenir. Cleante sevdiği Mariane ile, Elise Valere ile birleşir; Valere ile kardeş çıkan Mariane, varlıklı babaları Anselme’in desteğine kavuşurlar. Gülünçten çok düşündürücü kişiliklerin bu usta sergilenişi, eleştiri ve gözlem gücüyle büyük etki taşır.
Kibarlık Budalası, para kazanmanın yollarını bulmuş ama yeterince bilgi, incelik, kültür ve sanat beğenisi kazanamamış olan M. Jourdain, kendisini eğitip salonlarda gereğince göze çarpmak amacıyla çeşitli öğretmenler tutar; sahip olmadığı bir kaynağa ivedilikle soyluluğa özenir. Soylu saymadığı için kızını vermediği Cleonte’un uşağı -her zaman olduğu- Coville, kılık değiştirttiği efendisinin Türk şehzadesi olduğuna inandırarak evlilik sözünü almayı başarır. Oyunun gücü, kişileri tam inandırıcılıkla canlandırması, yalancı değerler ardında koşanların düştüğü gülünçlüğü apaçık göstermesindedir.
Tartuffe, sahte sofu, iki yüzlü, çıkarcı ve düzenbaz Tartuffe, hoşlarına gittiği biçimde görünmesini bilerek Orgon’un evine yerleşir; malına konmak, kızını elde etmek, eşini ayartmak üzeredir. Son dakikada gerçek ortaya çıkar ve kralın işe karışmasıyla aile varlığına yeniden kavuşur. Tartuffe adı iki yüzlü (mürai), yalancı insan tipinin simgesi olarak hemen hemen sıfatlaşmıştır.
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.