zengin, aylak, her şeyi kanıksamış, mutluluk peşinde koşmaktan başka bir işi olmayan adam; varlık içinde yetişmiş ve gençliğinden beri başka insanların boyun eğmesine alışmış adam; kısacası incelikten, şıklıktan başka bir uğraşısı olmayan adam, bütün çağlarda, herkesten ayrı, bambaşka bir dışgörünüm sergilemenin tadını çıkaracaktır hep. dandicilik bulanık belirsiz bir kurum; anlaşılmazlıkta düello etmekten geri kalır yanı yok; eski, çok eski olduğu sezar'ın, alkibiades'in, katilina'nın bize pek parlak örnekler göstermesinden belli; çok yaygın, bu da chateaubriand'ın onu ormanlarda, yeni dünya'nın gölleri kıyısında bulmuş olmasından belli. dandicilik yasaların dışındaki bir kurum; bütün uyruklarının da, kişiliklerinin bağımsızlığı ve atılganlığı ne olursa olsun, sıkı sıkıya uyduğu sağlam yasalar var. high life romanını daha çok ingiliz romancıları geliştirdi. m.custine gibi özellikle aşk romanı yazmak isteyen fransızlar da, önce, çok haklı olarak, roman kişilerinin bütün isteklerini duraksamadan karşılayabilecek kadar varlıklı olmalarına özen gösterdiler; ardından da onları bütün uğraşılardan bağışık tuttular. bu kişilerin bütün işleri varlıklarındaki güzel kavamını geliştirmek, isteklerine doyum sağlamak, duyup düşünmekti. böylece istemedikleri kadar para ve zamanları oldu, bunların yokluğunda canlarının çektiği her şey gelip geçici bir düştür, hiçbir zaman eyleme dönüşemez. acı bir gerçektir ki, para ve boş zaman bulunmadı mı, kaba bir eğlenceye dönüşür aşk, ya da bir evlilik görevini yerine getirmeye. tutkulu ve düşçül bir heves yerine tiksindirici bir yararlılık olur çıkar.
dandiciliği anlatırken aşktan söz açışım şundan; aşk işsiz güçsüzlerin doğal uğraşısıdır. ama dandi aşkı özel bir amaç gibi görmez.
paradan söz açışım şundan; tutkularını bir din konumuna getiren kimseler parasız yapamazlar; ama dandi parayı temel bir şey gibi istemez; belirsiz bir kullanım olanağı yeter ona; sıradan ölümlülere bırakır bu tutkuyu. dandicilik, ince elemeyen kimselerin sandığı gibi aşırı bir üst-baş bakımı, giyim-kuşam düşkünlüğü değildir. gerçek dandi için olsa olsa iç dünyasındaki soyluluğun simgesidir bunlar. bir de her şeyden önce aykırı olma, giyim-kuşam kusursuzluğu kesin bir yalınlığa dayanır onun gözünde, kendini göstermenin en iyi yolu da budur gerçekten. nedir öyleyse bu kurallaşmış, yandaş efendiler bulmuş öğreti, öylesine yüksek bir sınıf oluşturan bu tescil edilmemiş kurum? her şeyden önce görgü kurallarının dış sınırları içinde tutulmuş derin bir gereksinim, başkalarına benzememe gereksinimi. şaşırtma zevki, hiçbir zaman şaşırmamış olmaktan gelen kibirli doyum. her şeyi kanıksamış bir insan olabilir dandi, acı çeken belki de; ama bu sonuncu durumda, tilkinin ısırdığı lakedomanyalı gibi gülümseyecektir. dandi sıradan bir kişi olamaz hiçbir zaman.
dandiciliği bir tür zorunluluk gibi görmekte haksız değilim gerçekte. en katı manastır kuralları, esrik müritlerine "canınıza kıyın!" buyruğunu veren hasan sabbah 'ın karşıkonulmaz düzeni, bu başkalarına benzemezlik ve giyim-kuşam öğretisinden daha sözdinletici, daha zorba değildir; bu öğreti de ateşli ve uysal müritlerine, çoğu kez atılganlık, tutku, gözpekliği ve açığa vurulmamış içgüdüyle dolu şu korkunç çözümü dayatır: perince ac cadaver (ölü gibi).
adı ne olursa olsun onların, züppe, yakışıklı, aslan ya da dandi, hepsi de eş soydandır; hepsi de eş karşıkoyma, başkaldırma özelliğindedir; hepsi de insan onurundaki en iyi yanın, günümüz insanlarında seyrek mi seyrek görülen o savaşma ve kabalığı ortadan kaldırma gereksiniminin temsilcileridir. demokrasinin iyice yerleşip pekişmediği ya da geçiş dönemlerinde görülür özellikle. dandilik çöküş dönemlerinde son yiğitlik parıltısıdır. batan bir güneştir dandilik, sönmeye yüz tutmuş bir gök cismi gibi ıssız, hüzün doludur.
dandideki güzellik, özellikle, hiçbir şeyden heyecanlanmamaya kesin kararlı olmaktan ileri gelen soğuk görünüşte yatar; bulunmuş bir ateş diyebilirsiniz buna, gizli bir ateş, ışık saçabilecekken saçmak istemeyen..
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.