19 yıl önce 35 kişinin yakılarak katledildiği Sivas olaylarıyla ilgili davada zamanaşımı kararı verildi. Böylece 5 firari sanık ceza almaktan kurtuldu.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, avukatların son beyanlarının dinlenmesinin ardından karar açıklandı.
Mahkeme, sanıklar Cafer Erçakmak ve Yılmaz Bağ'ın ölmeleri; Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu yönünden ise zaman aşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verdi.
Hakim Dündar Örsdemir kararında ''İnsanlık suçunda zaman aşımı olmaz ancak bu suçu işleyenler kamu görevlisi değil sivil oldukları için davanın düşmesine karar verildi'' dedi.
1993 yılında 35 kişinin yakılarak öldürüldüğü Sivas katliamı davası kapandı.
Ankara 11. Ceza Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme heyeti, zamanaşımı kararı verdi.
Yıllardır kırmızı bültenler aranan 5 firari sanık, ceza almaktan kurtulmuş oldu.
SİVAS'IN IŞIĞI SÖNMEYECEK
Kalabalık grup sabah saatlerinde Ankara Adliyesi önünde toplandı. Bazı Alevi dernekleri, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ile sendika ve konfederasyonların üyelerinden oluşan gruptakiler çeşitli döviz ve pankartlar açarak, ''Zamanaşımına hayır, adalet istiyoruz'', ''Sivas'ın ışığı sönmeyecek'' sloganları attı.
DİSK Genel-İş Sendikası’na ait ses yayın aracından Sivas olaylarında hayatını kaybedenlerin isimleri okundu.
Okunan her isimin ardından gruptakiler ''burada'' karşılığını verdi. Davayı izlemek üzere bazı CHP'li milletvekilleri de adliyeye geldi.
CUMHURİYET TARİHİNDEKİ EN KARA GÜNLERDEN BİRİ
Bundan 19 yıl önce Sivas’ta ülke tarihine kara bir leke olarak geçecek bir katliam yaşandı.
Aralarında Aziz Nesin’in de bulunduğu onlarca yazar, şair ve sanatçı, Pir Sultan Abdal Şenlikleri’ne katılmak için kente gitti.
3 Temmuz günü kentin çeşitli bölgelerinde toplanan binlerce kişi, protesto için bir araya geldi.
Sloganlarla etkinliklere katılanların kaldığı Madımak Oteli’ne yürüyen öfkeli kalabalık, taşladıkları oteli daha sonra ateşe verdi.
Onlarca kişi, güvenlik güçlerinin engel olm(a)dığı protestocuların yaktığı otelde sıkışıp kaldı. Saatler geçmesine rağmen, kalabalığa müdahale edil(e)miyor, oteldekiler bir türlü kurtarıl(a)mıyordu.
Madımak’ı saran alevler, aralarında halk ozanları Muhlis Akarsu, Nesimi Çimen ve Hasret Gültekin, şairler Metin Altıok ve Behçet Aysan, yazar Asım Bezirci ile karikatürist Asaf Koçak’ın da yer aldığı 35 kişinin yaşamını yitirmesine neden oldu. Olaylara katılan iki gösterici de yaktıkları ateşin kurbanı oldu.
Aralarında yazar Aziz Nesin ve sanatçı Arif Sağ’ın da bulunduğu 51 kişi ise katliamdan sağ olarak kurtulmayı başardı. Yaralanan Aziz Nesin’e yönelik linç girişimi de son anda engellendi.
Eğer mahkeme, 35 kişinin yaşamını yitirdiği katliamı “insanlık suçu” olarak nitelendirmezse dava 19 yıl sonra kapanacak.
CHP ve BDP’nin davanın zamanaşımına uğramasını önlemek için verdiği önergeler de TBMM’de reddedildi.
SKANDAL ÜSTÜNE SKANDAL
Sivas katliamının üzerinden geçen yıllar boyunca “bu kadarı da olmaz” dedirten birçok olay yaşandı. Ölenlerin yakınlarının acısı, her gün bir yenisi eklenen skandallarla daha da arttı.
İNSANLARIN YAKILDIĞI YERE KEBAPÇI AÇTILAR
Sivas katliamının acısı henüz tazeyken, Madımak Oteli’nin alt katına bir kebapçı açıldı.
Yıllar boyunca bu restorana gelenler, 37 kişinin yanarak can verdiği mekânda kebap yemeyi sürdürdü.
Bu duruma tepki gösterenlerin sesi, 2010 yılına gelindiğinde ancak duyuldu. Ve yıllar sonra o kebapçı kapatılarak, Madımak Oteli kamulaştırıldı.
KURBAN İLE KATLİAMCI YANYANA
Ancak tüm taleplere rağmen müze yerine bilim ve kültür merkezine dönüştürülen Madımak’ta tartışma yaratan bir olay daha yaşandı.
“Anı köşesi” adı verilen panoya katliamda ölenlerin isimlerinin yanı başına, iki saldırganın da adı yazıldı. Bu karar, yakınlarını kaybeden ailelerin yüreklerini bir kez daha yaktı.
KENTİ BİLE TERKETMEDİ
Dava kaplumbağa hızıyla sürerken, firari sanıklar hakkında da ilginç gelişmeler yaşandı.
Yargılandığı sırada firar eden 9 sanık içinde yer alan Sivas Belediye Meclisi Üyesi Cafer Erçakmak’la ilgili çarpıcı bir gerçek yıllar sonra gün yüzüne çıktı.
Her yerde aranan katliamın kilit ismi Cafer Erçakmak’ın uzun yıllar kentte yaşadığı, geçen sene ölümünün ardından gizlice gömülmesiyle ortaya çıktı.
Erçakmak, ülkenin her yanında aranırken, tuhaf bir şekilde memleketinde bulunamamıştı.
GÖRÜLMEMİŞ DNA TESTİ!
Cafer Erçakmak’la ilgili bir skandal da kimlik tespiti sırasında geldi. Adli Tıp, Erçakmak’tan alınan DNA örneklerini, kan bağı bulunmayan eşiyle karşılaştırdı.
Daha sonra yapılan testlerde ölen kişinin yüzde 99.99 ihtimalle Cafer Erçakmak olduğu kaydedildi.
KENDİSİNİ İHBAR ETTİ AMA...
Katliam sanığı İhsan Çakmak’ın da firari olarak arandığı yıllarda evlendiği, askerlik yaptığı, ehliyet aldığı ve çocuğunu nüfusuna kaydettirdiği belirlendi.
MADIMAK’I YAKIP, DÜĞÜN YAPMIŞ
Bir diğer sanık Yılmaz Bağ’ın ise katliamdan sadece iki hafta sonra, Kangal ilçesinde düğün yaparak evlendiği tespit edildi.
ALMANYA'YI MESKEN TUTTULAR
Katliamdan iki yıl sonra tutuksuz yargılanmak için serbest bırakılan sanıklardan birçoğu ortadan kayboldu.
Yıllarca her yerde aranan bu sanıklardan 9’unun, 1993 yılında 5 Türk’ün yakıldığı Solingen faciasının meydana geldiği Almanya’ya kaçması dikkat çekti.
Alman makamları, Türkiye’nin iade talebini “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası”nı gerekçe göstererek reddetti.
Katliam mağdurlarının yakınları, son ana kadar temaslarda bulundu.
TURİST DEĞİL, KATLİAM SANIĞI
Almanya, katliam sanıklarını Türkiye'ye vermezken, bir diğer sanık Vahit Kaynar da geçen yılın Eylül ayında Avrupa’da yakalandı.
Almanya-Polonya sınırında yakayı ele veren Kaynar, Ankara’nın talebine rağmen iade edilmedi.
DAVA SÜRECİ
Sivas katliamı davası, 21 Ekim 1993’te başladı. 125 sanık, Ankara 1 Nolu DGM’de ilk kez hakim karşısına çıktı.
Davada ilk karar, 26 Aralık 1994’te geldi. 85 sanık, 2 ila 15 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırıldı, diğer sanıklar ise beraat etti.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 1997 yılında müdahil avukatlarının temyiz ettiği davayı bozdu. Yeniden yargılama sonucunda 33 sanık hakkında idam cezası verildi.
Ancak bu karar, bir yıl sonra Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından yeniden bozuldu. Sanık sayısı da 125’ten 33’e indi.
2000 yılında kararını açıklayan Ankara 1 Nolu DGM, 33 sanık için “idam” dedi. 9 sanık 7 yıl 6’şar ay, 4 sanık 20’şer yıl, 1 sanık 15 yıl, 1 sanık 5 yıl hapis cezası aldı.
33 sanık hakkında verilen idam kararı ise 2002 yılında müebbet hapis cezasına çevrildi.
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.