-

Hayvanlar da konuşabilir mi - neden?

9 Mart 2012 Cuma yazildi.
Sponsorlu Bağlantılar

İnsanoğlu üzerine,yazılmamış kitap,söylenmemiş söz,çizilmemiş resim kalmamakla beraber,hala da kendi için de derin sır ve gizemleriyle bir bilinmeyendir.Besin zincirinin en tepesinde ki dominant tür olması hasebiyle çoğunca kendisini bir ilah bazen de otorite olarak görebilmektedir.Süper egosunu zannınca tüm noksanlıklardan sıyırmış,hemcinslerinin bile üzerin de görebiliyorsa böylelerine dikkat etmek gerekir.Şık giyinmesi,lüks için de yaşaması ağzının laf yapması kamuflajdan başka bir şey değildir.
Sıradan bir insan bile süret’en(dış görünüm)insan görünür ama siret’en(iç görünüm)insan değildir.


Hayvanların çoğunda insanlardaki gibi beş temel duyu bulunur: Dokunma, tat, koku, işitme ve görme duyuları. Ama bazı hayvanların duyularından biri ya da birkaçı insanlarınkinden daha fazla gelişmiştir. Örneğin köpeklerin koku ve işitme duyuları son derece keskindir; bizim algılayamadığımız pek çok kokuyu ayırt edebilir, bizim duyamayacağımız kadar alçak ve yüksek frekanslı sesleri işitebilirler.
Bazı hayvanlar gözleri olmadığı halde aydınlığı ve karanlığı algılayabilir, bazıları da kimyasal maddelerin kokusuna ve tadına tepki verir. Ayrıca hayvanlarda bizim bilmediğimiz başka duyular da olduğu sanılıyor. Yoksa kuşların, balıkların ve böceklerin hiç yollarını kaybetmeden çok uzun göç yolculuklarına çıkıp geri dönmelerini açıklamak çok güçleşir. Bazı uzmanlar bunu göçmen hayvanların Dünya’nın magnetik alanından yararlanmayı bilmesine bağlıyorlar.
İnsanların konuşma gibi çok üstün bir yeteneği vardır. Ama gelişmiş hayvanların birçoğu da havlama, miyavlama, kükreme, inleme gibi tanıdığımız seslerle acıktığını, korktuğunu ya da sevindiğini belli edebilir. Hatta bazı hayvanlar çok daha karmaşık ve anlamlı sesler çıkararak türdeşleriyle iletişim kurarlar. Örneğin bir erkek kuşun ötüşü öbür erkekleri uzak durmaları için uyarırken dişisini yaklaşmaya çağırır. Kuşların birbirlerini tehlikeye karşı uyaran ya da sürüyü topluca uçmaya yönelten değişik anlamlı ötüşleri de vardır. Ama bir papağan ya da muhabbetkuşu insan sesini taklit ederken kuşkusuz söylediği sözcüklerin ne anlama geldiğini bilemez.

Hayvanlarda bir bildiri niteliği taşıyan bazı hareket ve davranış biçimleri de saptanmıştır. Adatavşanları bir tehlike sezdiklerinde arka ayaklarıyla yere vurarak gürültü çıkarır, köpekler yemek yemek ya da dolaşmak istediklerinde sahiplerini çekiştirirler.

Hayvanların Sesleri Nasıl Çıkar?

Bu soruya ben de bir soruyla karşılık vereceğim. İnsanlar neden konuşur? Bunun genel olarak cevabı “iletişim için” olacaktır. Peki sözünü ettiğimiz “iletişim” içine neler girer? Öncelikle henüz konuşmayı öğrenmemiş olan bir bebeği düşünelim. Zor bir durumda olduğunda, korktuğunda, canı sıkıldığında, acıktığında veya üşüdüğünde ağlayacak ve bu şekilde de annesini çağıracak, mutlu olduğunda ise yine çeşitli ses ve mimikler ile duygularını dile getirmeye çalışacaktır. Hayvanlarda da bunun gibi çeşitli durumlarda, duyguların diğer bireylere ifade edilebilmesi için çeşitli sesler çıkartılır. Bu seslerin her biri, taşıdıkları farklı anlamlara ve çıkarıldıkları farklı zamanlara göre değişik özelliklere sahiptir. Örneğin, kendisini tehlike altında hisseden ve bunu duyurmaya çalışan bir hayvanın sesi oldukça yüksek bir frekansta çıkacaktır.
Kendi alanından bir yabancıyı uzaklaştırmak isteyen bir hayvanın sesi ise, oldukça gürültülü ve mümkün olduğunca ürkütücü olacaktır. Hayvanların iletişim amaçlı olarak çıkardıkları seslere, çoğunlukla birtakım hareketler veya mimikler de eklenir. Kuyruğun çeşitli şekillerdeki konumu veya sallanması, bakışların, kulakların ve ağzın şekli veya daha kompleks vücut hareketleri, çıkarılan seslerin anlamlarını tamamlayıcı niteliktedir. Özellikle sürüler veya koloniler halinde yaşayan hayvanlarda, çıkarılan farklı sesler sayesinde grup içinde ve gruplar arasında iletişim sağlanır.
Hayvanların çıkardıkları sesler, sadece ağızdan çıkartılan sesler ile kısıtlı değil. Örneğin çoğu böcek türü, farklı vücut bölgelerinin birbirine sürtülmesi ile çıkartılan sesler yardımıyla haberleşir. Üreme dönemlerinde şişirilip indirilen ses keseleri, kurbağaların çıkardıkları sesleri kuvvetlendirir. Bu tip seslerin, doğal olarak bizim kurduğumuz cümleler gibi uzun anlamları yoktur. Sadece “Beni rahat bırak! Burası benim alanım! Düşman geliyor! Besin buldum!” veya “Yardıma ihtiyacım var!” gibi, hayatta kalabilmeleri için gerekli belirli temel anlamlar taşırlar.
Bazı durumlarda ise, farklı amaçlar için sesler çıkartılır. Örneğin yarasalar, görme yetenekleri oldukça fakir olan gözlerinin açığını kapatabilmek için, uçarken çok tiz sesler çıkartırlar ve bu seslerin kendilerine geri dönüşüne göre, etraflarında bulunan cisimleri algılarlar. Yunuslar da, çıkarttıkları yüksek sesler sayesinde küçük balıkları sersemleterek avlarlar.
hayvanlar konuşabilir tabiyki ama bizim gibi yani insanlar gibi konuşmaları mümkün değildir. Çünkü insanlar kadar zeki ve gelişmiş canlılar değillerdir. İnsanlarda kendi içerisinde konuşmayı öğrenmiştir. Eğer bir bebeği bir maymunun yada köpeğin yanına bırakır ve yaşaması sağlanırsa aynı o hayvanlar gibi konuşmaya başlar ya havlar yada maymunlar gibi … yaparlar. Canlılar bir başka canlıyı örnek alarak kendilerini geliştirirler. Bir köpeği anne karnından itibaren alıp ölene kadar beslerseniz tek bir kelime edemez iç güdüsü gereği ve insan kadar gelişmiş bir canlı olamaması nedeniyle insanlar gibi konuşamaz. Ama insan çok zeki varlıklardır. Pek çok şeyi daha küçük yaşlarda taklit ederek öğrenir ve aklında tutar, yerine getirir.

0 yorum :

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.

-