-

Şevket Çavdar'ın ölümü sosyal medya tepki ve yorumları

28 Şubat 2012 Salı yazildi.
Sponsorlu Bağlantılar

Şevket Çavdar'ın yaşamını yitirmesi üzerine sosya medyanın tepkisi gecikmedi.

işte ekşisözlük'ten bazı yorumlar:



yine çok bilmiş ekibi durumu irdelemiş.
biri demiş "kalp yeni uzuvlara kan pompalayamamıştır ondan olmamıştır", diğeri "aynı anda hepsini yaparsan çok yük biner, tek tek taksalardı" vs.


keşke sizde deneyimlerinizi paylaşsaydınız, bi el atsaydınız da ameliyat başarılı geçseydi.


--------------------------




hacettepe üniversitesi'nin hızlı koşma çabası sonucu maalesef başarılı olamayan ameliyat.

gerçi başka bahseden arkadaşlar da olmuş ama bu durumun başarısız olmasının en büyük sebeplerinden biri hacettepe üniversitesi'nin, akdeniz üniversitesi ile sidik yarıştırma merakı yüzünden gerçekleşmiştir.

akdeniz üniversitesi'nde yüz nakli yapan ekip 1,5 yıl evvel çift kol nakli operasyonunu gerçekleştirdi. 

sonra dünyada ilk olan rahim nakli operasyonunu gerçekleştirdi.

ve bildiğiniz üzere bir süre önce yüz nakli işlemini gerçekleştirdi. 

aynı donörden alınan çift kol ve bir bacak da başka bir hastaya nakledildi ki, ameliyat yapıldıktan sonra ömer özkan "bizim önceliğimiz kollar, bacak bizim için ekstra oldu sorun oluşmazsa hoş olacak" dedi yani bacak zaten gözden çıkarılmıştı ki, dolaşımda sorun oluşur oluşmaz kolları kurtarmak için ameliyatın üzerinden 1 gün bile geçmeden bacak alındı. yani her şey "bilinçli" şekildeydi ve asıl amaç olan kolların nakli başarıyla gerçekleşti.

yani "adım adım" çıta yükseltildi ve araştırıldı. çift kol naklinden 1,5 sene sonra çift kol ve tek bacak nakli operasyonu yapıldı onda da bacak için en baştan tereddüt vardı zaten.

uğur acar'ın başarılı operasyonunun ardından çok sayıda insan yüz nakli için akdeniz üniversitesi'ne akın etti. bunlardan bazıları gerçekten öyle haldeydi ki, insanın "içinin acımaması" imkansızdı. onlardan biri.

hacettepe üniversitesi'nin yüz nakli yaptığı gence baktığımızda yüzünün durumu "o kadar da vahim" değildir.

başlığın konusu çift kol çift bacak nakli ise en başından tuhaf işlerle anıldı. organların kolilerle taşınması gibi. hacettepe "koliden düşen organ değildi" dedi ama o kolilerde ne olduğunu da açıklamadı.

operasyonlardan sonra düzenlenen ilk basın toplantısında akdeniz üniversitesi'ne "hasta hakları" üzerinden gider yapılması da ne çeşit bir kompleksin olduğunun da göstergesiydi. "biz bu operasyonlarda hasta haklarına saygılı olacağız" dendi, uğur acar'ın rızası olmadan akdeniz üniversitesi kendisini "reklam için"(!) basın önüne çıkarıyormuş imasında bulunularak.

akdeniz üniversitesi bugüne "1 günde" gelmedi ama görülüyor ki hacettepe üniversitesi babamın özlü sözü ile "el bir ala dana almış alalanmış, biz de alalım bir ala dana biz de alalanalım" mantığı ile iş yapmıştır.

keşke en azından 1 organ bile kurtarılmış olsaydı...

edit: biz "en azından 1 organ kurtarılabilmiş olsaydı" diye yazarken, hastanın hayatını kaybettiği haberi düştü medyaya. allah rahmet eylesin. al sana "hasta hakları" hacettepe üniversitesi!



-----------------------


arkadaşım, özellikle 'açılın ben doktorum lan' diyerekten mevzu bahis operasyonu savunanlar, lafım size. siz milleti salak sanıyorsunuz herhalde ki başından sonuna kadar şaklabanlık gösterisi olan böyle bir operasyonu yüzsüzce savunuyorsunuz. 

neymiş, zaten yüzde yüz başarı beklemek çok saçmaymış, hastaya durum ile ilgili tüm prosedür anlatılmışmış ve olası kötü sonuçlar söylenmişmiş. şansı da yarı yarıyaymış. lan it, bir akıllı siz misiniz? böyle bir operasyonun başarı şansı madem yarı yarıya, bunu denemek başka hiçbir ülkenin doktorlarının aklına gelmedi de sizin doktorlarınızın mı aklına geldi? bu ülkede siz tıp adına ne yaptınız da başarı şansının yüzde bir bile olmadığı ve bu yüzden dünyada hiçbir ülkede denenmemiş olan bir operasyonu denemeye cüret ediyorsunuz? çift kol çift bacak nakline ilişkin daha önceden yapılmış bir araştırmanız, yayınlanmış bir makaleniz var mı ki elinize neşteri alıp adama kasap gibi dalıyorsunuz? 

elbette o adama her operasyon öncesi olduğu gibi bütün riskler anlatıldı, bunu biz de biliyoruz. ufacık bir mide endoskopisi sırasında bile hasta olası her türlü komplikasyonu kabullendiğine dair imza atıyor. sorun şu ki ikisi aynı şey değil. bir operasyonun amacı hastayı tedavi etmektir, üzerinde deney yapmak değil. ameliyatın yüzlerce komplikasyonu vardır ki bunlar beklenmeyen ve istenmeyen neticeleridir. ama siz bu adamın yüzde yüz öleceğini biliyorsunuz be arkadaşım. geçip ameliyatın olası kötü sonuçları anlatıldı demeye hakkınız var mı? 

kaldı ki bu adam iki kolu iki bacağı da olmayan birisi. öleceğini bilse dahi her türlü yatar o neşterin altına. bu durumda biz her türlü komplikasyonu anlattık demek bir savunma mıdır?



------------------


maalesef sonucunda şevket çavdar hayatını kaybetmiştir. 

artık sonuç "başarısızlık" falan değil, tam anlamıyla felaket oldu ancak yine de bir gün bir şekilde yapılması gereken vazgeçilmez bir operasyon bu... 

türkiye'de bir sürü kola ya da bacağa muhtaç engelli insan var. buna karşın bir sürü de söz konusu uzuvları sağlam şekilde hayatını kaybeden insan var. bu yüzden bunun bir yolu mutlaka bulunmalı ve kesinlikle vazgeçilmemeli...

keyfe-keder bir operasyon değil çünkü... tam aksine bir kere ağır şekilde yenilmekle rafa kaldırılmaması ya da ebediyen vazgeçilmemesi gereken çok önemli ve gerekli bir çaba...

bu sebeplerden dolayı kimseyi suçlamak, kimseyi kınamak istemiyorum. umarım bu ameliyattan bir şeyler öğrenilmiştir ve tekrar denendiğinde sonuç biraz da bu ameliyat sayesinde daha farklı olur.



----------------


bu tıp dunyasının pişkinliğini anlamıyorum. işlerine gelince biz dünyanın en kritik ve önemli işini yapıyoruz, insan hayatını kurtarıyoruz işlerine gelince ahkam kesmeyin, siz anlamazsınız, şansımızı denedik ne var ehe mehe.

ayrıca bu uzuv nakli dun icat edilmiş bir şey değil. elin gavuru amerikanı avrupalısı çinlisi japonu rusu afrikanı düşünemiyor mu aynı anda dort uzuv nakletmeyi? belli işte riskli bir hareket bu, başarı riski çok az. belirtmek lazım, akdenizdeki nakilde de bacak geri alınmıştı. butun dunya salak bir siz mi akıllısınız? 

amına koyim ya, bilmiyormuşuz. evet bilmiyorum. ama şunu da söyleyeyim doktor, sen de bilmiyorsun. bilseydin yapardın. bu kadar basit. neyin şovunu yapıyorsun?



---------


ben kendimi hasta yerine koyuyorum eminim ki insan koluna bacağına yeniden sahip olabileceğine yüzde bir ihtimalle inansa dahi bu riske girer. kısacası hastayı riske attılar kobay yaptılar demek çok yanlış, o küçücük umut için neler yapılmaz ki!


------------


"türkün türkten baska düsmani yoktur" argümanina kanit olabilecek yorumlar yapilan organ nakli girisimi. 

iste bu yüzden ilerleyemiyoruz biz. zihniyet olarak birbirimizin o kadar kuyusunu kazmaya meyilliyiz ki hemen oradan yorumlar geliyor: "acaba akdeniz universitesiyle sidik yaristirmak icin mi, vs vs vs.." diye. bütün dünya daha güclü olabilmek icin birlik olurken biz daha bireysel olarak bile asamamisiz, nedir bu eziklik ben bilmiyorum. 

emin olun akdeniz universitesiyle sidik yaristirmiyorlar hatta ve hatta görüsüp fikir alisverisinde bile bulunuyorlardir sizin gibi fesat türk zihniyetinde degil de dünyayla yarismaya calisan aydin zihniyette insanlar olduklarini tahmin ettigimden. 

nitekim rekabet olsa bile rekabetlerin en güzeli hep böyle olsun, isin sonucunda yapici gelismeler elde edilsin, yarisi dünyaya karsi yapmis olalim sonucta hepsi bizim üniversitelerimiz, hepsi bizim bilim insanlarimiz. 

ha basarisiz mi olunmus? malesef bilim böyle birsey, deneme yanilma yoluyla ilerlenmek zorunda. bu vakadan alinan dersler gelecek vakalar icin örnek olacaktir. 

ha bireysel olarak bakarsam, hasta icin gercekten üzgünüm ama eminim bastan kendisi de bu riski biliyordur. bir nevi kendisini bilim ugruna feda etmis oldu (simdilik yani), bakalim ileride ne olur bilinmez (evet bir türlü bireysel - duygusal bakamiyorum ne yapayim, o kadar büyük bir olay ki!). zaten organin vücuda kabul edilmesi basli basina organ nakli operasyonu kadar önemli bir durum.



----------


bahsi geçen nakiller ile ilgili üniversitelerin rekabet içinde olduğuna yönelik çok yanlış bir kanı oluşmakta.

sağlık bakanlığının kompozit doku yönergesine uygun olarak bu hastalar bahsi geçen her iki kurumda da kesinlikle çok öncesinden belirlenmiş, uzun süreçte de yapılacak işlemler için ayrıntılı bir planlama yapılmıştır. ''bak onlar yaptı biz de hemen yapalım'' gibi bir düşünce ile aceleyle bu denli büyük ameliyatların yapılması söz konusu bile olamaz. tıp bilgisi hiç olmayan bir insan biraz mantıklı düşününce bunu net olarak anlar.

yüz ve ekstremite nakilleri ile ilgili üniversitelere sağlık bakanlığının verdiği ruhsat söz konusudur ve bu ruhsatı ilk olarak alan akdeniz üniversitesi olduğundan dolayı çok büyük ihtimal ile ulusal organ nakil koordinasyon merkezi ilk çıkan bağışları akdeniz üniversitesine vermiştir. her iki kurumunda sırf bir şeyleri başarmış ve ilk olmak adına insanları denek olarak kullanmalarını düşünenler bir kez daha düşünsünler biraz da basın arşivi ve tıp literatürü karıştırsınlar. zira bu kurumların tarihinde sadece türkiye de değil dünyada ilk olmuş olan çokça başarıları vardır.

ek olarak; engin tababet bilgisi sürahilerden, damacanalardan taşan '' bazı '' çok bilmiş sözlük yazarlarının yorumlarına tıbbi açıklamalar getirmeye gerek duymuyorum, zira aklı başında ortaokul talabeleri dahi biraz mantık çerçevesinde düşününce o '' bazı '' abilerinin ne kadar saçmaladıklarını anlarlar. 

ve en önemlisi inşallah şevket çavdar bir an önce sağlığına kavuşur.

edit: allah rahmet eylesin, yakınlarına büyük sabır versin.

0 yorum :

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.

-