Karalar gözden kaybolduktan sonra, denizde artık deneysel kurallara dayanılarak yol bulmak ve bunu sürdürmek imkânsızdı. Bilimsel tekniğe baş vurmak zorunlu olmuştu. Gidilecek mesafe çok uzak oldu mu, dünyanın küresel yüzeyi düz bir planda gösterilemiyordu. Bu nedenle, gemiciler son çare olarak XVI. yüzyıla kadar kullanılacak “Yer yuvarlağı”na baş vurdular; artık geminin bulunduğu yer, enlem ve boylamlara göre belirlenmekteydi. Bunun için de X. yüzyılda Araplardan gelme usturlaplar kullanılmakta; bunlarla yıldızların yükseltisi bulunarak kabaca bir enlem-boylam tayini yapılmaktaydı. Ne var ki, boylam hesaplarında birkaç dereceye varan hatalar yapıldığından, işler karışıyordu. Gemiciler, bu çocukluk çağındaki yöntemlerle kalmış olsalardı, kıyılardan uzaklaşmaya dünyada cesaret edemezlerdi. Ama neyse ki, ellerinde pusula vardı. Çinlilerin kendilerine mal ettikleri bu icadın gerçek mucitleri Normanlardır. Bunlar, 874′te İzlanda’yı fethetmişler; 932′de Grönland’ı keşfetmişler ve 1000 yılında -yani Kolomb’dan beş yüzyıl önce- Amerika’ya ayak basmışlardı. Pusulaya sahip olmasalardı, bu olağanüstü başarılara nasıl ulaşabilirler, açık denizlerde binlerce millik mesafeleri nasıl aşabilirler ve hareket ettikleri noktaya nasıl dönebilirlerdi? Her neyse, Fransa’da pusuladan ilk olarak 1200′de söz edilmeye başlandı. Bunu, 1207′de İngiltere ve 1213′te İzlanda izledi. Pusulanın ilkel bir yapısı vardı o zamanlar. İlk önemli gelişmeyi gerçekleştiren Pierre de Maricourt oldu (1269). İğneyi bir mile geçirdikten sonra, bunu bir yanı saydam ve derecelenmiş bir kutunun içine yerleştirdi. Böylece gemicilerin pergeli halini alan bu gereç, artık onlara etkili bir rehber olabilecek; bilinmeyen denizlere açılmalarını ve büyük keşifler çağını açmalarını sağlayacaktı. PEKİ PUSULANIN ÇALIŞMA PRENSİBİ NEDİR Pusula Nasıl Kullanılır? Şimdi bir pusulayı nasıl kullanırız onu öğrenelim. Fakat bu konuya geçmeden önce önemli bir noktaya değinmemiz gerekiyor. Pusulamız manyetik bir alet olduğu için çevresindeki metal cisimlerden etkilenebilir. Pusulanın çevresindeki metal saatlerin, çanta askılarının, yüzüklerin, arabaların; cep telefonu, bilgisayar, televizyon gibi manyetik alan yayan aletlerin pusulamızı şaşırtacağınıi bilmeliyiz. Bu nedenle bu cisimlerden uzak bir şekilde pusulamızı kullanmalıyız. Pusulamızla yön bulmamız için öncelikle Kerteriz almayı öğrenmemiz gerekecek. Kerteriz; basit olarak manyetik kuzey ile hedefimiz arasındaki açıdır. Eğer elimizde gideceğimiz hedefi gösteren bir harita varsa Kerteriz almak için bu haritayı kullanabiliriz. Bunun için Silva 1-2-3 yöntemini kullanırız. Nasıl mı? Haritamızı yatay bir satıh üstüne koyalım. Bulunduğumuz nokta ile gideceğimiz noktayı hayali bir çizgi ile birleştirelim. Pusulamızın uzun kenarını, hayali hedef çizgimizin üzerine gideceğimiz noktayı gösterecek şekilde koyalım. Pusulanın bileziğini; içindeki çizgiler haritanın düşey çizgileri ile paralel olana kadar çevirelim. Hedef açısı okuma noktasından okuduğumuz açı bize kerteriz açımızı verecektir. İşte şimdi açımızı öğrendik. Böylece gideceğimiz yöne rahatlıkla gidebiliriz. Pusulamızı haritadan kaldıralım ve yere paralel olarak tutalım. Bilezikteki kuzeyle, pusulanın kuzeyi çakışıncaya kadar etrafımızda dönelim. Bundan sonra pusulanın hareket yönü gideceğimiz yönü göstermektedir. Unutmadan, kerteriz açısını aklınızda tutmanızda fayda vardır. Çünkü bileziğin kazara dönmesi açınızı kaybetmenize yol açar. Yukarıda, elimizde harita olduğunda yapacağımız işleri anlattık. Peki, eğer elimizde bir harita yoksa ne yapacağız? Gelin hep beraber kısaca bu konuya değinelim. Elimizde harita olmadığında, gideceğimiz hedefi arazide görebiliyorsak, o zaman hedefin kerteriz açısını şu şekilde belirleriz. Pusulamızın gidilen ok yönünü hedefe doğru tutarız. Pusula bileziğini, kırmızı ok pusulanın manyetik kırmızıi ucuyla çakışana kadar çeviririz. Gidilen ok yönünde okuduğumuz açı değeri bizim kerteriz açımızdır. İşin bu teorik kısmı basit olsada arazide bir hedefe giderken elimizde devamlı pusulayı tutamayız. Bunun için hedefimize giderken yol üzerindeki daha yakın noktaları birer alt hedef olarak belirlemeliyiz. İlk önce onlara ulaşmamız, daha sonra ana hedefe ulaşmamız gerekecektir. Mesela bir tepeye ulaşmak istiyoruz ve önümüzde bir göl var. Gölün karşısındaki herhangi bir nesneyi örneğin bir evi alt hedef veya ara kerteriz noktası olarak belirleriz. Eve ulaştığımızda tepeyi göremesek bile kerteriz açısını bildiğimiz için doğru yönde tepeye dogru ilerleyebiliriz. Pusula İle Geriden Kestirme Nasıl Yapılır? Peki, ara kerteriz noktalarımızı kaybettiğimiz zaman ne yapmamız gerekir? İşte o zaman geriden kestirme tekniğini kullanırız. Fakat bunu yapabilmemiz için bir önceki kerteriz noktamızı görüyor olmamız gerekir. Bu durumda geriye döneriz ve pusulamızın güney beyaz ucuyla bileziğin kırmızı okunu çakıştırız. Bu bize 180° geriye döndüğümüzü gösterir. Bir önceki kerteriz noktamız pusulamızın hedef yönünde ise doğru noktadayız demektir. Ama, eğer böyle göstermiyorsa, gösterene kadar sağa veya sola hareket ederiz. Dönüş Kerterizi Nasıl Alınır? Örneğin bahsettiğimiz tepeye ulaştınız ve geri dönmek istiyorsunuz. Yapmanız gereken tek şey kerteriz açısının 180° zıt yönünde ilerlemek olacaktır. Basit bir matematik hesabıyla dönüş kerteriz açımızı hesaplayalım. Eğer hedefe ulaşırken kullandığımız kerteriz açısı 180° ‘den küçük ise açıya 180° ekleriz; 180° ‘den büyük ise 180° çıkarırız. Bu hesaplama sonucu bulduğumuz açı bizim dönüş yolunda kullanacağımız kerteriz açısıdır. “Yok kardeşim ben bu kadar hesapla uğraşamam” diyorsanız ve bilezikli bir pusulanız varsa yapmanız gereken daha basit. Geriden kestirme tekniğinde olduğu gibi pusulanın beyaz ucuyla bileziğin kırmızı okunu çakıştırın. Hedef oku bize gideceğimiz yönü gösterir. İşte bu kadar basit.
“Pusula”: İşte bir Çin icadı daha! Isın sülâlesi zamanında (265-419), Çinliler mıknatıslı bir iğne sayesinde “Güney”i belirleyebiliyorlardı. İğnenin bu özelliğinden yararlanmak için 424′te “Mıknatıslı arabalar” yapıldı. Bu arabalar, dikey bir eksen çevresinde dönen bir heykel taşımaktaydı. Heykel, içinde gizli bulunan bir mıknatısın etkisiyle hep güneye dönük dururdu.
-
Pusula nedir? - Pusulanın Bulunuş Hikayesi
13 Ekim 2011 Perşembe
yazildi.
Tweetle
Sponsorlu Bağlantılar |
u niye kopyalanmıyor?
YanıtlaSil