-

Necip Fazıl Kısakürek'in sözleri - alıntılar - anektodlar

2 Mart 2012 Cuma yazildi.
Sponsorlu Bağlantılar

Efendim, Müjdecim, Kurtaricim, Peygamberim !
Sana uymayan ölçü hayat olsa teperim"


NECIP FAZIL KISAKÜREK
________________________
Ölüm güzel şey; budur perde ardından haber
Hiç güzel olmasaydı ölürmüydü peygamber?

NECIP FAZIL KISAKÜREK
________________________
Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın; Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!..

NECIP FAZIL KISAKÜREK
_________________________
Aklımı ve kalbimi hep sağ elime verdim
Görevi olmasaydı sol kolumu keserdim

NECIP FAZIL KISAKÜREK
__________________________
Bize gerici diyenler nereden biliyorlar gerici olduğumuzu,yoksa gerilerinde damgamız mı var ?

NECIP FAZIL KISAKÜREK
___________________________
"Baş örtüsü taktığı için bir kızı eğitim tahsilinden mahrum etmek, Maraş'ta başörtüsü çekilip düşürüldüğü için başlayan MİLLİ ŞAHLANIŞIN RUHUNA TÜKÜRMEKTİR.''

NECIP FAZIL KISAKÜREK
____________________________
Sırma renginden pislik dünyanın süsü püsü
Bende en aziz eşya annemin başörtüsü

NECIP FAZIL KISAKÜREK
____________________________
Gençliğe güvenip vakit erken derken..
Belki elveda bile diyemezsin giderken..

NECIP FAZIL KISAKÜREK
____________________________
Kökünü ve dalını beğenmeyen meyve, olmadan çürür.

NECIP FAZIL KISAKÜREK
____________________________
Malum üstadımızın gençliğinde daha doğrusu kısa bir döneminde yanlışları olmuş. Daha sonra hidayet yolunu görünce elini ayağını çekmiş.Bir gün bir gazeteci üstadın acı geçmişini ona hatırlatarak yere vurmaya çalışmış.

"Efendim sizin gençlik yıllarınızda böyle yanlışlarınız oldu şimdi ne oldu da hidayete erdiniz,geçmişinizi ne çabuk unuttunuz ? demiş.

Üstad burda mührünü basıyor; 
"Ben geçmişimi dürdüm,büktüm ve kaldırıp çöpe attım,bu çöpleri ise ancak Kediler ve Köpekler karıştırır....!"

NECIP FAZIL KISAKÜREK
_______________________________
Üstad Necip Fazıl'a:

- Allah, deveyi iğnenin deliğinden geçirebilir mi? diye sormuşlar.

- Evet geçirir, demiş. Bunun üzerine:

- Deveyimi küçültür, yoksa iğneyi mi büyültür? demişler. Necip Fazıl, ilahi kudretin sonsuzluğunu ifade babında, şu cevabı vermiş:

- Ne deveyi küçültür, ne iğneyi büyültür. Gökteki yıldızları senin gözbebeğine sığdırdığı gibi, vızır vızır geçirir...

NECIP FAZIL KISAKÜREK

__________________________________
Yahudiler O Kadar Aşağılık Bir Irktır ki Yumurta Pişirmek İçin Bütün Dünyayı Ateşe Verebilecek Zihniyete Sahiptirler.

NECIP FAZIL KISAKÜREK
___________________________________
"Devler gibi işler başarmak için karınca gibi çalışmak gerek."

NECIP FAZIL KISAKÜREK
_____________________________________
N.Fazıl Kısakürek,vapurla Kadıköy'e geçerken, yanına biri yaklaşıp:

-Üstad, diye sormuş. Peygamberlere ne diye gerek duyuldu?
Biz yolumuzu bulabilirdik.

Necip Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan:

-Ne diye vapura bindin ki ? Yüzerek karşıya geçebilirdin.
cevabını vermiş.

NECIP FAZIL KISAKÜREK
_______________________________________
Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana;
Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana

NECIP FAZIL KISAKÜREK
________________________________________
Bir gün bir komünist güya düşünme istidadında biri, bana dedi ki:

"-İslam'ı takdir ediyorum,her şeyiyle harika..."

"-Eeee!...."

"-Ama iktisadi doktrini yok!..."

O komüniste dedim ki:

"-Sana birşey söyleyeceğim şimdi,herşeyi anlayacaksın.Tıpkı bir elmadaki erimiş lezzet gibi...İslamda bütün iktisadi dava(ama onu çözebilmek, lifini bulabilmek lazım...)maden suyunda demir gibi;bünyede erimiş olarak mevcuttur.Ne mutlu onu görebilene!...

"Beninki benim,seninki de senin!..." Bu ŞERİATTIR.

İkincisi "Seninki senin,benimki de senin!..." Bu TARİKATTIR.

Üçüncüsü:"Ne seninki senin ne benimki benim...Herşey Allah'ın.."Bu da HAKİKATTIR.

Komünist muhatabım o kadar tahassüs sahibi oldu ki,gözleri yaşla doldu.Fakat,ne inceleyen, ne soran, ne ayıklayan, ne bakan, ne eden var bu memlekette.Sadece mağrur bir cehalet.

NECIP FAZIL KISAKÜREK
________________________________________
Bu nasıl bir dünya, hikâyesi zor;
Mekânı bir satıh, zamanı vehim.
Bütün bir kainat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim.

NECIP FAZIL KISAKÜREK
________________________________________
Allah Yok Diyenlere Bir Sözüm Var! :
Siz Bana Gerçekten "Yok" Olan Bir Şeyi Gösterebilir Misiniz Ki "Yok" u İspat Edebilesiniz? Gösterebilecek Olsanız O Şey Zaten "Yok" Değil "Var" Olur, Gösteremeyincede "Yok" Demeye Fırsatınız Kalmaz... Allah***8217;a "Yok" Diyebilmeniz Ayrıca İspat Ediyor Ki; O, "Var" ın Ta Kendisidir, "Yok" un Da Yaratıcısı....

NECIP FAZIL KISAKÜREK
________________________________________

NFK bir gün haLici izLerken arkasına Nazım Hikmet gelmiş..

NFK Saçı sakalı birbirine karışmış bir vaziyette iken..

- Ne o Necip Maymuna Dönmüşsün..

NFK Yüzünü Nazım Hikmete döner ve

- Evet Şimdi döndüm ..

NECIP FAZIL KISAKÜREK



İ
n
san başını sıçan kafasından ayıran tek hassa... Ha tüfeği olmayan asker, ha öfkesi olmayan fikir!

Kollarımız, kuvveti nasıl sinir cümlemizde bulursa, herhangi bir dünya görüşü de, sinir cümlesini fikir öfkesinde ele geçirir. Fikir öfkesi, düşünüş tarzlarının asabî cihazı, manivelâsı, icra müessiridir. Zihin onun sayesinde dinamizmaya kavuşur, yıldırımlaşır, kudrete erer, cansız bir ölçü kalıbı olmaktan kurtulur. Tek kelimeyle fikir öfkesi, kıymet hükümlerimizin hamle ve irade kaynağı... Onsuz fikir, duvarda veya sandıkta, evde veya dükkânda, kalabalıkta veya tenhada, ikide bir ötmekten başka hikmeti olmayan aptal bir guguklu saattir.

Fakat öfkesiz fikir ne kadar acıklı bir manzaraysa, fikirsiz öfke de o nisbette merhamete lâyık bir levha... Ruhî teessürlerini herhangi bir görüş sistemine irca edemeden, rasgele bağıran çağıran, kıran döken, tepinen dövünen bünyelere, haklı olarak hasta der, geçeriz.
Harikulâde muvazene, öfkesiz fikirle fikirsiz öfkenin arasında yerini bulan, müşterek bir akıl ve sinir nakiliyetinde...

Bazı kalemlerdeki öfke edası bir takım hantal mizaçların hoşuna gitmiyor. Onlar, ifadede itidal, ruhta rükûdet taraflısı... Böylelerine acımak lâzım. Zira onlar, görülmesi kolay olan öfkeyi görüyorlar da, görülmesi kolay olmayan fikri görmüyorlar. Böylelerine, suyu içilip tanesi bırakılan hoşaf misalini mi hatırlatmalı?...

(5 Mayıs 1944)

0 yorum :

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.

-