Alçıdan, tahtadan veya deniz kabuklarmdan, topraktan, tüylerden, hasırdan, hattâ kumaş veya boyanmış kartondan yapılan maskelerin, eski uygarlıkların çoğunda, önemli bir yeri vardır: İnkarlarda, Yağmur Tanrısı Tlaloc, dört uzun çengelli bir 1.1 maskeyle temsil edilirdi. Avrupa’da il bazı Tarihöncesi resimlerde, kuşbaşı biçiminde maske giymiş kişilere (herhalde büyücüler) rastlanır. Mısırlılar, Etrüskler ve Romalılar ölülerin yüzünü bir ölü maskesiyle örterlerdi.
Kutsal bir eşya
Dinsel ayinlerde ve bir topluluğa giriş törenlerinde kullanılan maskeler Afrika’nın (Maliogonları, Bambaralar), Okyanusya’nın ve Avustralya’nın ilkel kabilelerinde bugün de hâlâ sihirli ve kutsal sayılarak dinsel tören eşyası olarak kullanılır.
Çeşitli maddelerden ve çeşitli biçimlerde yapılan bu maskeler bazen başlı başına birer kıyafettir. Saklı olarak yapıldıklarından, yabancıların bunları kurcalaması tehlikeli olabilir. Müzik eşliğinde yaprak veya rafyadan giysileri ve maskeleriyle dansçılar, kabilenin önünde, ruhları, tanrıları ve atalar dünyasını canlandırır, gerçek bir esrime haline yol açarlar.
Tiyatronun simgesi
Eski Yunan’da, önceleri Diyonisos (Şarap ve Sarhoşluk Tanrısı) şenliklerinde kullanılan maske az zaman sonra bir tiyatro aracı, sonra da tiyatronun simgesi oldu. Trajedilerde, sesi yükseltmesi için çok büyük ağızlı maskeler kullanılıyor ve alınyazısının simgesi kabul edilen bu maskelerle şehir halkının temsilcisi olan koro, karşılıklı konuşmalar yapıyordu. Güldürülerde ve taşlama oyunlarında da kullanılan maskeler vardı. Her oyuncunun (tanrı, kahraman, kral, rahip v.b.) kişiliğine göre ayrı maskesi vardır.
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.