-

Makalat nedir - Makalatın özellikleri

16 Eylül 2012 Pazar yazildi.
Sponsorlu Bağlantılar

HACI BEKTAŞ-I VELİ
Hacı Bektaş Veli, Osmanlı İmparatorluğunda XIV. yüzyıldan itibaren, sosyal ve siyasi bakımdan büyük etkinliği olan, II. Mahmut tarafından Yeniçeri Ocağı ile birlikte kapatılan, Abdülaziz zamanında tekrar canlanan ve 25 Kasım 1925 tarihinde Tekke ve Zaviyelerin kapatılmasına kadar devam eden Bektaşi tarikatının piridir. Hacı Bektaş Veli’nin harcını kardığı Alevi-Bektaşi anlayışı, Anadolu’nun yanı sıra Balkanlar, Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Bosna, Kosova, Makedonya, Gül Baba türbesinin bulunduğu Macaristan’ın Budapeşte şehrinden Azerbaycan’a kadar birçok yerde kabul görmüş ve benimsenmiştir.
Hacı Bektaş Veli’nin düşünce ve öğretisinin yayılması, ölümünden çok daha sonra, 14.yüzyıl başlarında kurulan tarikatının, 16.yüzyıl başlarında etkinlik kazanması ile olmuştur. Hacı Bektaş Veli, hakkında anlatılan söylencelerle, tarihsel gerçekliklerden kopuk olarak yaşatılmıştır. Kendi döneminde tanınmaktadır ve Mevlana, Baba İlyas, Ahi Evren’le çağdaştır. Kaynaklar bu dönemin ünlülerinin ilişkilerini mistik bir dille anlatırlar. Döneme ait bilgiler aktaran Aşıkpaşazade, Eflâki, Elvan Çelebi, Vasiti gibi yazarlar, Hacı Bektaş’a ait bilgilere yer vermişlerdir. Ölümünden sonraki yıllarda, hakkında Vilayetname düzenlenir. Adına tarikat kurulur. Mevlevi inançlı Eflâki’nin, Hacı Bektaş Veli’yi kendi tarikat önderleriyle kıyaslayarak, küçük düşürücü öyküler anlatması, dönemin mezhep ve tarikat bağnazlığından kaynaklanmaktadır. Alevi-Bektaşilik’le ilgili belge ve kaynakların yok edildiği de, tarihsel bir gerçektir. Bu durum da, Hacı Bektaş Veli’ye ilişkin, sağlıklı bilgilere ulaşmamıza engel olmuştur.
Hoca Ahmet Yesevi tarafından yetiştirilip Anadolu’ya gönderildiği iddialarına karşılık, yaşadıkları dönem göz önünde bulundurulduğunda, 1166’da ölen Ahmet Yesevi ile 1209-1271′de yaşayan Hacı Bektaş Veli’nin aynı zaman diliminde yaşamadıkları açıktır. Yaygın olan kanaate göre, Lokman Perende’nin himayesinde ve Yesevilik öğretisinin etkin olduğu bir ortamda yetişmiştir.
Tarihçi Âşıkpaşazâde’nin (Ölümü:1481) 1478′de yazdığı Vekayinâmesinden, Hacı Bektaş Veli’nin kardeşi Menteş ile Horasan’dan gelerek, 1240 yılındaki Babai ayaklanmasının öncüsü Baba İlyas’ın yanında yerlerini aldıklarını öğreniyoruz. Hacı Bektaş’ın Anadolu’ya gelmesini beyan edeyim” diye başlayan Âşıkpaşazâde’nin anlatımı şöyle: Bu Hacı Bektaş Horasan’dan kalktı. Bir kardeşi vardı, Menteş derlerdi. Birlikte kalktılar. Anadolu’ya gelmeye heves ettiler.. O zamanda Baba İlyas gelmiş, Anadolu’da oturur olmuştu. Meğer onu görmek isteğiyle gelmişler. Onun dahi hikayesi çoktur. Hacı Bektaş kardeşiyle Sivas’a, Sivas’tan Baba İlyas’a geldiler. Oradan Kırşehir’e, Kırşehir’den Kayseri’ye geldiler.. Hacı Bektaş kardeşini Kayseri’den gönderdi. Vardı Sivas’a çıktı. Oraya varınca eceli yetişti onu şehit ettiler.
Baba İlyas’ın örgütlediği, Baba İshak’ın yönettiği 1240′daki Babai ayaklanmasında Sivas’ta öldüğü anlaşılan Menteş ile kardeşi Hacı Bektaş Veli’nin yollarının, ayaklanmadan önce ayrıldığı; Hacı Bektaş Veli’nin Babailerin kırımı ile sonuçlanan, Malya Ovası’ndaki savaşa katılmadığı ve Sulucakarahöyük’e (Hacıbektaş’a) geldiği anlaşılmaktadır.
Vilayetname’de, Hacı Bektaş Veli’nin Osman Gazi’ye kılıç kuşatıp Elif Tac giydirdiği yazılı ise de, Aşıkpaşazade bu konuda açık ve kesin bir bilgi vererek, Hacı Bektaş Veli’nin Osmanlı Hanedanından kimse ile görüşmediğini açıkça ifade etmektedir. Aşıkpaşazade, Eflâkî ve Elvan Çelebi’nin anlatımları ile Hacı Bektaş Veli Türbesinden gelen ve Ankara Kütüphanesinde korunan, Ciritli Derviş Ali (Resmî Ali Baba) tarafından 1176 (1765)’da kopya edilmiş Vilayetnamede, Hacı Bektaş Veli’nin 606 (1209/1210)’da doğduğu, 63 yıl yaşayarak 669 (1270/1271)’de öldüğüne dair verilen bilgi örtüşmektedir. 1281′de, 23 yaşındayken Kayı Boyu’nun yönetimini üstlenen Osman Gazi’ye, Hacı Bektaş Veli’nin kılıç kuşatıp Elif Tac giydirmesinin, Hacı Bektaş Veli ile ilişkilendirilen Yeniçeri Ocağının kurulmasından sonra, Vilayetname’ye eklenmiş olabileceğini düşündürtmektedir. Hayatının büyük bir kısmını Sulucakarahöyük’te (Hacıbektaş) geçiren Hacı Bektaş Veli, ömrünü de burada tamamlamıştır. Mezarı, Nevşehir İli’ne bağlı Hacıbektaş İlçesi’nde bulunmaktadır.
Hacı Bektaş Veli’nin 13.yüzyılda temellerini attığı ve günümüzde de geçerliliğini koruyan düşüncelerinin ışığını; O’nun (yada O’na atfedilen) şiirleri ve özdeyişlerinde; hakkında anlatılan söylencelerin satır aralarında buluyoruz. Bu şiir ve özdeyişlerle, söylencelerin satır aralarında; Hacı Bektaş Veli’nin, sevgi, eşitlik, tanrı, din, paylaşım, hoşgörü, bilim, eğitim gibi kavramlara bakışını yakalıyoruz. Felsefesini insan sevgisi, hoşgörü, paylaşım ve toplumsal eşitlik ilkeleri üzerine oluşturduğunu görüyoruz.
Hacı Bektaş Veli’nin, Hoca Ahmed Yesevi Dergahı’ndaki eğitim ve öğrenimini tamamladıktan sonra; 12. ve 13. yüzyılın savaş ve kargaşa ortamında, barışın simgesi olan bir güvercin donuyla Anadolu’ya geldiği söylencesi oldukça anlamlıdır. (Velayetname’de her ne kadar Hacı Bektaş Veli’nin Hoca Ahmed Yesevi’den emanetlerini aldığı ifade edilerek, Hacı Bektaş Veli onun çağdaşıymış gibi gösterilmekte ise de, aslında ikisinin yaşamı arasında bir asırlık fark vardır. Bu ilişki, sadece manevi bir ilişkidir.) Anadolu’ya geldiğinde, mazlumun ve yoksul Anadolu halkının safında yerini alan, bir süre Amasya’da Baba İlyas’la birlikte hizmet veren Hacı Bektaş Veli; daha sonra güvercin donunda Sulucakarahöyük’e, bugünkü Hacıbektaş ilçesine yerleşerek, Anadolu insanının yaşam biçimleri, inançları ve kültürel değerlerinin sentezinden oluşturduğu, Anadolu Alevi ve Bektaşi inancını ve yaşam felsefesini burada yeşertmiştir.
MAKALAT
Hacı Bektaş Veli’nin en önemli ve en hacimli eseri “Makalat”tır. Makalat; Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat gibi dört kapıdan, her kapının da on makamından bahseder. Makalat’ta tasavvuftan, kalp ahvalinden, zahit, arif ve muhiplerden bahsedilerek insan övülmekte, kendisine verilen nimetler dile getirilmektedir. Makalatın ilgi çeken en önemli hususu, düşüncelerin Kur’an ayetlerine ve Hz. Peygamber’in hadis-i şeriflerine dayandırılmış olmasıdır. Bazı bölümlerde konular sadece ayetler zikredilerek anlatılmaya çalışılmıştır.
Eserde Hacı Bektaş Veli, insanları abidler, şahitler, arifler ve muhipler olmak üzere dört gruba ayırarak müteala etmektedir. Hacı Bektaş Veli’nin en önemli ve en hacimli eseri olan Makalat, Sefer Aytekin ve Mehmet Yaman tarafından günümüz Türkçe’sine çevrilerek yayımlanmıştır. Makalat’ın XIV. Asır Türkçe’si ile yapılan tercümeleri, Arapça aslı ile de karşılaştırmalı olarak Ankara Üniversitesi eski öğretim üyelerinden Prof. Dr. Esad COŞAN tarafından Doçentlik tezi olarak hazırlanmış ve yayımlanmıştır.

0 yorum :

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.

-