1-Şöyle sıralayabiliriz:
*çoğrafya etmenler*ekoneomik etmenler*dini etmenler*etnik ve milli etmenler
2-Türk kültürünün ocağı yani ilk ortaya çıktığı bölge Orta Asya'dır.
Bu bölge; kuzeyde Sibirya, güneyde Himalayalar, doğuda Kingan Dağları ve batıda Hazar Denizi ile çevrelenen geniş bir bölgedir.Türkler, çeşitli bölgelere göç etmişlerdir.
Bu göçler sonucunda Türk boylarının önemli bir bölümü Anadolu'ya gelmiş ve yeni kültürlere komşu olmuşlardır.Bu kültürler; İslâm kültürü, Yunan kültürü ve
İran - Pers kültürüdür.
Türkler, tarih boyunca asla esaret altında yaşamayı kabul etmemiş ve 16 bağımsız devlet kurmuş bir millettir.Türklerin İslâmiyet ile şekillenen karakterinin en dikkat çeken özelliği, haksızlığa ve zulme karşı olan tepkisidir.Türk halkı, tarih boyunca birçok imparatorluklar ve süper devletler kurmuş, üç kıtaya nizam vermiştir.
Tarih sahnesinde Müslüman Türkler hemen her dönemde, yönetici vasıflarıyla boy göstermişler, adaletli ve merhametli yönetimleriyle örnek teşkil etmişlerdir. Farklı kültürlere ve inançlara sahip, farklı dilleri konuşan birçok milleti aynı bayrak altında ve büyük bir hoşgörü çerçevesinde sevgi ve saygı hudutları içinde yaşatabilmişlerdir.
Orta Asya'daki göçebe hayat tarzından kalma Türk kültür simgelerini günümüzde de görmek mümkündür. Çadır, at, halı ve kilim dokumacılığı o dönemlerden günümüze ait simgelerdir. Ancak daha sonraları Orta Asya'dan çeşitli bölgelere göç eden Türkler yerleşik hayata geçerek şehirler ve devletler kurmuş ve yerleştikleri bölgelerde pek çok sanat eserleri yapmışlardır.Köprüler, çeşmeler, kervansaraylar, hanlar, hamamlar, camilere yüzyıllar öncesinde yapılmış eserlere günümüzde de rastlanabilmektedir
TÜRK KÜLTÜRÜNÜN GENEL ÖZELLİKLERİ
v Türk kültürü çok eski ve köklü bir kültürdür.
v Türk kültürü hem göçebe hem de yerleşik özellikler taşır.
v Türk kültürü karasal özelliklerin etkisinde kalmıştır.
v Türk kültürü, yayılış alanının coğrafi konumu nedeniyle birçok
v kültürden etkilenmiş ve bu kültürleri etkilemiştir
3-Kültürel hayatın şekillenmesinde gazetelerin yeri ve önemi nedir?
Kültürel hayatın şekillenmesinde gazetenin önemli bir rolü vardır. Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle iletişim araçları çoğalsa da (televizyon, internet vb.) toplumsal bilinçlenmede gazete önemli bir iletişi aracıdır. Gazete aracılığıyla yerel, ulusal ve evrensel her türlü bilgi ve olay okuyucuya ulaşır. Bu nedenle kültür hayatındaki gelişmelerde de gazetenin rolü büyüktür
SAYFA 76 ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI >>>
1. Metne göre, hangi tür romanları tercüme etmemeliyiz? Neden?
Metne göre aşk ve benzeri bireysel konuları işleyen romanları tercüme etmemeliyiz.
2. Metnin ana düşüncesini belirleyiniz.
“Çevirisi yapılacak eserlerin toplumu nasıl etkileyeceği düşünülmelidir.”
3. Çevirilerin, Batı’dan yapılmasının sebebi nedir?
Her alanda ileri bir seviyeye yükselmiş olmasından dolayı Batı’dan çeviriler yapılmaktadır.
4. “İlim ve fen için ihtiyacımız gün gibi aşikâr olup daha çok hikâye çevirilerine de muhtacız.” cümlesini açıklayınız. Yazar, İlmî eserlere ve hikâyeye olan ihtiyacı niçin bir tutmuştur?
Bilim ve tarih konulu hikâyelerin çevrilmesi ile okuyucu aydınlanacak, yeni gelişmelerin farkında olacaktır. Hikâyelerde tarihi konuların olması da okuyucunun geçmişi daha iyi kavrayıp yorumlamasını ve bugünkü yolunu çizmesi için faydalı olacaktır.
5. Tercümesi yapılacak hikâyeler hangi türdendir? Niçin?
Tercümesi yapılacak hikâyeler üç türlüdür:
Kötü ahlakı yeren, iyilikleri öven hikâyeler
Bir tarihi olayı ibret verecek şekilde anlatan hikâyeler
Her insanın bilmesi gereken bilimsel konuları içeren hikâyeler
Tanzimat Döneminin sosyal, siyasi ve kültürel yapısıyla ilgili hazırladığınız sunumu arkadaşlarınızla paylaşınız.
Tanzimat Döneminin sosyal, siyasi ve kültürel yapısı ile ilgili çıkarımlarınızı maddelendirerek defterinize yazınız.
“Doğu’ya yaptığım önceki bir seyahatte, bir Fransız aşçıya sahip bulundukları, Parisli birkaç kadının resimlerini gösterdikleri ve Le Figaro (Lö Figaro) gazetesine abone oldukları için saf kimselerin medeni Türkler dediği Türklerden bazılarını görmüştüm. Genç Türkiye'nin bu numuneleri, itiraf ederim ki üzerimde müsbet bir intiba bırakmamışlardır. Onlar soydan, doğuştan, eğitimden gelen kendi kusurlarına bizim bütün kusurlarımızı da eklemişlerdi; böylece de her türlü kusur ve kabahatin epeyce zengin bir koleksiyonunu üzerlerinde toplamışlardı. ”
6. Yukarıdaki metin, Fransız arkeolog Georges Perrot (Corç Perıt)’ın 1861’de Anadolu'ya yaptığı seyahatin hatıralarından bir parçadır. Hayal gazetesinden alınan metni ve Fransız arkeologun izlenimlerini birlikte değerlendirerek Tanzimat sonrasında Batı kültüründen etkilenmenin daha çok hangi yönde olduğunu belirtiniz.
Arkeolog Perrot'ın anlattıklarına göre Türkler, Tanzimat döneminde Batı’nın daha çok yaşam biçiminden ve kültüründen etkilenmiştir. Perrot, Batı'nın kendine özgü yaşam biçiminin Türk toplumuna hiçbir faydası olmayacağını ifade etmiş, aynı zamanda Türklerin kültürel yapısını bozduğunu dile getirmiştir.
7. “Tanzimat Döneminde ‘toplum için sanat’ anlayışı ile eserler verilirdi.” cümlesi doğru bir yargıyı mı ifade etmektedir? Niçin?
Tanzimat döneminin birinci dönem sanatçıları (Namık Kemal, Şinasi, Ziya Paşa, Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Vefik Paşa...) toplum için sanat anlayışıyla eser yazmışlardır. İkinci dönme yazarlardan Recaizade Mahmut Ekrem, Araba Sevdası adlı romanında toplumsal bir konuyu dile getirmiştir. Aynı sanatçı, şiirlerinde bireyseldir. Samipaşazade Sezai, esaret konusunu işlediği romanı olan Sergüzeşt’te toplumcu bir anlayışta olmasına rağmen genel olarak sanat sanat içindir anlayışıyla eserler vermiştir. Abdülhak Hamit Tarhan ise hem şiirlerinde hem de tiyatro eserlerinde bireyseldir.
8. “Sanat, toplum içindir.” görüşünü savunanlar hangi sanat akımının temsilcileridir?
“Sanat, toplum içindir.” anlayışı ile eser veren Tanzimat sanatçılarını aşağıdaki noktalı yerlere yazınız.
Sanat toplum içindir anlayışını savunan birinci kuşağın çoğu romantizmin etkisindedir. Recaizade Mahmut Ekrem ve Samipaşazade Sezai ise romantizmden realizme geçişi sağlamışlardır.
Namık Kemal, Şinasi, Ziya Paşa, Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Vefik Paşa, gibi sanatçılar toplum için sanat anlayışına sahiptirler.
1. Ali Suavi’ye göre toplumsal iletişimin sağlanmasında gazeteler hangi görevleri üstlenmiştir?
GAZETE
“Bir devlet ve milletin yeniden canlanması gazetelerle olur. Çünkü herkes, başkasına zarar vermeyecek fikir ve bilgisini gazeteye yazıp bastıracağından âlimlerin bilgisi, bazı kişilerin uydurduğu sözler herkese bildirilir; muhtaç ve zulme uğramışların hâlleri ilan edilince herkesin gayretinden, yardımından faydalanılır. İşte bu sebepten, gazetesi çok olan memleketlerde hiçbir şey gizli tutulmaz. İlim kimseden esirgenmez ve muhtaçların sıkıntısı sürekli olmaz.” cümleleri gazetelerin toplumsal yaşamdaki görevlerini anlatmaktadır.
2. Aşağıdaki kelimelerin karşılıklarını metne göre belirleyip noktalı yerlere yazınız.
Mektep (okul): Öğrenci:
Mektep (okul): Gazete Öğrenci: Okuyucu, halk
3. Metnin özgün hâli, divan edebiyatı metinlerinde gördüğümüz süslü ve anlaşılmaz yazı diline mi, Tanzimat Döneminde yaşayan halkın rahatlıkla anlayabileceği konuşma diline mi daha yakındır? Neden?
Metnin özgün hâli, divan edebiyatı metinlerinde gördüğümüz süslü ve anlaşılmaz yazı diline daha yakındır.
Kitabınızın 30. sayfasında bulunan “Vazife ve Mesuliyet (Had ve Hak)” başlıklı bilgilendirici makalenin de gazete yazısı olmasından yola çıkarak Tanzimat Döneminde gazetenin işlevlerini söyleyiniz.
Bu metin ile “Vazife ve Mesuliyet (Had ve Hak)” başlıklı makaleden yola çıkarak Tanzimat dönemindeki gazeteciliğin amacının hukuk, sosyal yaşam, siyaset gibi alanlarda ortaya çıkan yeni kavramları ve anlayışları halka öğretme, halkı bilinçlendirme olduğunu söyleyebiliriz.
1. Metnin beşinci paragrafındaki “hükümetin uyarıları” sözüyle anlatılmak istenen uyarılar neler olabilir?
“Hükümetin uyarıları” sözüyle devletin her türlü faaliyeti, açıklamaları ve halka duyurmak istedikleri anlatılmak istenmiştir.
Yorumlama-Güncelleme (sayfa 77)
1. Demokratik yaşamda gazetelere düşen görevler nelerdir? Gazeteler, bu görevlerini yerine getirirken nelere dikkat etmelidir?
Demokratik düzende insanların haber alma ve bilgi edinme hakları vardır. Gazeteler de insanlara bu hizmeti sunan iletişim araçlarından biridir. Demokrasinin gereği olarak gazeteler tarafsız yayın yapmalı, gerçekleri olduğu gibi aktarmalıdır.. Gazetelerin yayıncılık ve habercilik hakları kısıtlanmamalıdır.
2. Bir kültürün diğerinden etkilenmesi nasıl olur? Açıklayınız.
Bir milletin, başka bir milletin kültüründen etkilenmesinin nedenlerini sıralayacak olursak
Coğrafi yakınlık etkili olur.
İki millet arasında ticari ve ekonomik ilişkiler vardır.
İki millet arasındaki din ve inanç bağları da kültür etkilenmesine neden olur.
Etnik bakımdan yakınlık
Milletlerden biri daha modern bir seviyededir.
a. Kültür etkileşiminin olumlu ve olumsuz yönleri üzerinde arkadaşlarınızla tartışınız. Ortak kararla belirlediğiniz olumlu ve olumsuz yönleri defterinize yazınız.
Kültür etkileşiminin olumlu yönleri:
Toplumların birbirilerini tanımalarına katkı sağlar.
Sanatsal etkinliklerin yayılmasını sağlar.
Evrensel kültür değerlerinin ortaya çıkmasını sağlar.
Sosyoloji biliminin araştırma alanlarını genişletir.
Kültürel etkileşim kendiliğinden ve toplumun kabulü ile gerçekleşirse yararlı olur.
Kültür etkileşiminin olumsuz yönleri:
Bilinçsiz kültür etkileşimi toplumun sosyal yapısını bozar
Kültür etkileşimiyle ortaya çıkan davranış ve anlayışlar, mevcut kültür değerlerine ve inançlara uymazsa, kültür çatışması meydana gelir.
Yerli kültürü yaşayanlar ile yeni kültürü yaşatmak isteyenler arasında çelişkiler görülür.
Kültür etkileşiminde zorlama olursa sosyal kaos yaşanır.
b. Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatına ait eserlerde kültür değişiminin daha çok hangi yönleri ele alınmıştır?
Günlük hayatla ilgili yönleri ele alınmıştır. Batı'nın ilmi, yenilikçi düşünceleri değil, giyim tarzı, eğlence anlayışı, yemek kültürü, eşya zevki üzerinde durulmuştur.
3. Tanzimat Döneminin edebiyatımızdaki yeri ve önemi nedir? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Tanzimat Dönemi birçok alanda Batı'ya yönelmenin yaşandığı bir dönemdir. Askeri, siyasi, ekonomik vb. alanlarda Batı'daki gelişmeler takip edilmiş, Osmanlı Devleti'nin gerilemesinin önüne geçilmeye çalışılmıştır. Edebiyat alanında da birçok yenilikler görülür. Batı'dan roman, hikaye,tiyatro, makale vb türler girmiştir. Gazete bu dönemde toplum hayatımıza girmiş, edebi eserlerin halka daha çabuk ulaşmasını sağlamıştır. Şiirde divan edebiyatı geleneği terk edilmeye çalışılmış, içerikte değişiklikler yapılmıştır.
4. Tanzimat Dönemi sanatçıları hangi sanat, edebiyat ve düşünce akımlarından etkilenmişlerdir?
Birinci dönem sanatçıları aydınlanma felsefesi ve pozivitizmin yanı sıra klasisizm ve romantizm gibi düşünce edebiyat akımlarından etkilenmişlerdir. İkinci kuşak sanaçılar ise realizm ve natüralizmden etkilenmişlerdir.
5. Tanzimat Döneminin genel özelliklerini maddeler hâlinde defterinize yazınız.
I. DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI (1860 - 1876)
♦ Bu dönem. 1860 yılında ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’in çıkarılmasıyla başlar ve 1876’ya kadar devam eder.
♦ Bu dönemde sanatçılar Fransız edebiyatını örnek almışlardır.
♦ Bu dönem edebiyatçıları aynı zamanda politikacıdırlar. Edebiyatı düşüncelerini yaymak için bir araç olarak kullanmışlardır.
♦ Bu dönemde “sanat toplum içindir” anlayışı benimsenmiştir.
♦ Dilde sadeleşme anlayışını benimsemişlerdir; ama tam anlamıyla uygulamaya koyamamışlardır.
♦ Roman, öykü, gazete, makale, eleştiri, tiyatro gibi edebiyat türleri ilk kez edebiyatımıza girmiştir.
♦ Edebiyatımıza “hak, adalet, özgürlük, eşitlik, vatan, millet" gibi kavramlar girmiştir.
♦ Hece ölçüsüyle yazmayı savunmuşlar; ancak aruzla yazmayı sürdürmüşlerdir.
♦ Divan edebiyatı nazım şekilleri kullanılmış; ama içerikte değişiklik yapılmıştır.
♦ Sanatçılar çok yönlüdür: Şair, yazar, çevirmen, siyasetçi, devlet adamı...
♦ Bu dönemdeki eserler taklit olduğu için teknik bakımdan zayıftır. (Romanın akışı kesilip okuyucuya bilgi verilmesi gibi)
♦ Olaylar genellikle günlük yaşamdan ve tarihten alınmıştır. Bunun yanında aşk ve bireysel konular, alafrangalık özentileri de işlenmiştir.
♦ Roman ve hikâyelerde kişiler tek yönlüdür. İyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür. Eserin sonunda iyiler mükafat, kötüler ceza görürler. Bu da romantizm akımının etkisi dolayısıyladır.
♦ Eserlerde mekan İstanbul'dur. Olayın anlatımında dil yalın, betimlemelerin olduğu yerlerde ise sanatlıdır. Betimlemeler, olayın akışı içinde eritilmediğinden yalnızca bir süs öğesi olarak kalmıştır.
♦ Olayların çoğu rastlantılar sonucu gelişir.
♦ Nesirde noktalama işaretleri kullanılmaya başlanmıştır.
♦ Tiyatroya bu dönemde büyük önem verilmiş, çokça eser yazılmıştır.
♦ “Görücü usulü ile evlilik, cariyelik, yanlış Batılılaşma, mirasyedilik" gibi konular ele alınmış, bu tür konular eleştirilerek toplum eğitilmeye çalışılmıştır.
♦ Bu dönemde "klasisizm" ve “romantizm” akımının etkileri görülmüştür.
II. DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI (1876-1896)
♦ İkinci dönem Tanzimat edebiyatı 1876 yılından Servet-i Fünun edebiyatının kuruluşuna kadar (1896) devam eder.
♦ “Sanat sanat içindir” anlayışı benimsenmiştir.
♦ Bu dönem sanatçıları Batı'yı biraz daha iyi tanımış ve eserlerine yansıtmışlardır.
♦ II. Abdülhamit'in siyasal baskıları yüzünden şiirde bireysel, karamsar konular işlenmiştir.
♦ Birinci dönemdeki dilde sadeleşme anlayışı terk edilmiş, daha ağır bir dil ve sanatlı söyleyiş kullanılmıştır.
♦ Bu dönemde (birinci döneme göre) gazete önemini yitirmiştir.
♦ Divan edebiyatı nazım şekilleri terk edilmeye başlanmış, Batı şiir biçimleri kullanılmıştır.
♦ Aruz ölçüsü kullanılmış, bazı şiirlerde hece ölçüsüne de yer verilmiştir.
♦ Şiirin konusu genişletilmiştir. “Güzel olan her şeyin" şiire girebileceği benimsenmiştir.
♦ Bu dönemde tiyatro eserleri oynanmak için değil, okunmak için yazılmıştır. (Abdülhak Hamit Tarhan)
♦ Bu dönemde roman ve öykü teknik bakımdan birinci döneme göre daha gelişmiştir.
♦ Bu dönem sanatçılarından Muallim Naci, Divan edebiyatını savunmuştur.
♦ Tıpkı 1. dönem olduğu gibi kölelik ve cariyelik bu dönemde de işlenen konular arasındadır.
♦ Servet-i Fünun şiirine örnek olmuşlardır.
♦ Bu dönemde roman ve öyküde “realizm" ağır basmaya başlamıştır.
Günümüz Türk edebiyatında kullanılan birçok türün ilk örnekleri Tanzimat Döneminde verilmiştir. Dilde sadeleşme çalışmaları ilk olarak bu dönemde yapılmıştır. Bu nedenlerle Tanzimat Dönemi Türk edebiyatı modern Türk edebiyatının ilk devri olarak kabul edilmektedir.
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.