Melda Yılmaz Kimdir - Marie Claire röportajı

Melda Yılmaz, gerek Marie Claire’de deneyimledikleriyle; gerekse yaptığı katalog ve dergi çekimleriyle radarıma takılan isimlerden biri. Yakın gelecekte, yaptığı işlerle çok daha iyi konumlara geleceğine inandığım Melda’yla kariyer geçmişi, moda editörlüğü ve dergicilik planları üzerine konuştuk. Keyifli okumalar!

Röportaj : Y. Buğra LEVENT

* Dergiciliğe nasıl başladın? Çocukluk hayalin miydi?

Çocukluk hayalim değildi açıkçası. Ancak modaya henüz çocukken gösterdiğim ilgi yadsınamaz tabii. Tasarımcı olmak hayali ve temkinleriyle büyüdüm. Bu işle tanışmam da, Ceylan Atınç’la tanışmamla başladı. Asistan arıyordu. Ve ben de doldurmaya çalıştığım, bomboş bir senenin içindeydim. Bu deneyimi kaçırmamam gerektiğini düşündüm ve onun koşuşturmacasına dahil oldum.

* Marie Claire'de çalışırken, dergicilik adına neler deneyimledin?

Moda editörü asistanı olmakla, dergideki işlere dahil olmak çok farklı. Ben çekimlerden vakit buldukça dergiye gitmeye; yazı işleri ve diğer birçok konuda ekibe yardımcı olmaya çalıştım. Dergi dışında, editörün yapabileceklerini,dergi içinde de editörlerden neler beklendiğini gözlemledim.

* Çeşitli katalog firmaları ve dergiler için styling yapıyorsun.  Bu mesleğe asistanlık yaparak başladığını düşünürsek, kendini geliştirmek adına neler yaptın?

Asistanlık bu işin olmazsa olmazı.  Asistanlık yapmadan, editör olabilmek mümkün değil. Onca detay var. Ciddi hazırlık süreçleri var. Kampanya çekimleri ve dergi çekimleri de farklı. Asistanlıkla emeklemeye başlıyorsunuz, vakti gelince de yürümeye. Düşe kalka tabii.

* Yaptığın çekimleri inceleyince, oldukça başarılı olduklarını görüyorum. Bu kadar kreatif ve dinamik işleri ortaya koymanın sırları neler?

Ekibin enerjisi çok önemli. Yaptığım işi gerçekten seviyorum. Ve yaptığı için gerçekten seven insanlarla bir araya gelmeye çalışıyorum. Tabii ki, iyi bir ekip de çok önemli. İyi fotoğrafçı, iyi stilist,iyi model, iyi saç, iyi makyaj… Ama dediğim gibi enerji, en önemlisi. Yaptığımız işten haz alıyoruz çekimlerde. Sanırım bu iyi enerji de, işlere yansıyor.

* Çizgisini en beğendiğin dergiler hangileri?

Ben görsel açıdan sade ve net içerikleri olan dergileri beğeniyorum. Göz yoran, kataloğu andıran dergiler ilgimi çekmiyor açıkçası. Harper’s Bazaar, Türkiye’deki en iyi dergi bence. XOXO The Mag de, çok başarılı. Bir yandan L’Officiel de içerik olarak iddialı geliyor.

* Dergicilik adına planların neler? Yakın bir gelecekte, kendini hangi konumda görüyorsun?

Bir sürü fikre sahibim, yapmak istediğim çekimler var. Ancak bir dergiden bağımsız olduğunuz zaman, imkanlarınız kısıtlı oluyor. Şu sıralar, daha güzel işler yapmak adına, bir dergi desteğine ihtiyaç duyuyorum. Yakın zamanda iyi bir dergide freelance çalışmaya başlamayı istiyorum.