-

Büyük Markaların Çok uluslu şirketlerin sömürü düzeni

9 Eylül 2012 Pazar yazildi.
Sponsorlu Bağlantılar

Büyük Markaların Sömürü Düzeni!

Eskiden yoksul ve küresel ekonomi için önemsiz olan Bangladeş, şimdi bir ihracat üssü. Dünya hazır giyim ihracatında Çin'in ardından ikinci olan Bangladeş'teki fabrikalar, Tommy Hilfiger, Gap, Calvin Klein ve H&M için büyük miktarda giysi üretiyor. Artık Walmart ve Target gibi küresel perakendecilerin başkent Dakka'da satın alma büroları var.
Ülkenin imalat sanayi ihracatının yüzde 80'ini oluşturan tekstil sektöründe, 3 milyondan fazla insan çalışıyor. Ama Bangladeş'in üretim formülü, dünyanın en düşük işgücü maliyetine sahip olmasına dayalı. Tekstil sektöründe asgari ücret yaklaşık 37 dolar.
Son iki yıldaki çift haneli enflasyon, ücretleri eritirken gösteriler ve polisle yaşanan şiddetli çatışmalar gittikçe yaygınlaştı. Bangladeşli liderler bunun üzerine, fabrikaları çalışır halde tutmak için devletin güvenlik güçlerini seferber etti. Hazır giyim sektörünü denetleyen üst düzey devlet komitesinin üyeleri arasında ordu görevlileri, polisler ve istihbarat kurumu çalışanları var. Çoğu sanayi bölgesinde özel bir polis kuvveti devriye geziyor. İstihbarat kurumları işçi liderlerini izliyor. Bunlardan biri olan Aminul İslam, Nisan'da işkence gördü ve öldürüldü.
Dakka'daki işçi hakları örgütü Dayanışma Merkezi'ni yöneten Alonzo Suson, "Hazır giyim sektörü ülkenin en önemli ihracat ve döviz kaynağı. Buradaki en ufak bir yavaşlama, ulusal güvenlik sorunu olur" diyor. En ucuz emeğin peşindeki küresel markalar için, özellikle Çin'deki ücretlerin yükselmesiyle Bangladeş önem kazandı. Bangladeş'i "yeni Çin" olarak niteleyen dev danışmanlık şirketi McKinsey, ülkenin halen 18 milyar dolar olan hazır giyim ihracatının 2020'de üçe katlanabileceğini tahmin etti. Ancak artan huzursuzluktan endişelenen ve Temmuz'da Bangladeş hükümetini ücret taleplerini ele almaya zorlamak isteyen 12 büyük markanın ve perakendecinin temsilcileri başarısız oldu.
Şirketlerin siparişleri iptal etmediğine dikkat çeken Çalışma Bakanı Khandker Müşerref Hüseyin, "Endişelenmeye gerek yok" dedi. Yaklaşık 150 milyon kişinin yaşadığı Bangladeş, dünyanın en büyük nüfus yoğunluklarından birine sahip. Ülke, kadınların okuma yazma oranı, çocuk ve anne ölümleri, kişi başına düşen gelir ve yaşam beklentisi alanlarında ilerleme kaydetti. İşçilerin yaklaşık yüzde 80'inin kadın olduğu hazır giyim sektörü, bu muhafazakâr Müslüman ülkede kadınlara sosyal açıdan kabul edilebilir bir iş sağlayarak çok önemli bir rol de oynadı.
Başbakan Şeyh Hasine'nin hükümeti, 5 bine yakın konfeksiyon fabrikası sahibinin muazzam bir gücü elinde tuttuğu ülkede işçi haklarını artırmayı kabul etmedi. Siyasi partilerin en büyük bağışçı ları olan fabrika sahiplerinin gazeteleri ve TV istasyonları var. Meclisteki milletvekillerinin yaklaşık üçte ikisi, ülkenin en büyük iş örgütlerinin üyeleri.
Mecliste koltuğu bulunan 30 fabrika sahibi veya bunların aile üyeleri, toplam milletvekillerinin yaklaşık yüzde 10'unu oluşturuyor. Uluslararası Şeffaf l ık Örgütü Bangladeş bürosu yöneticisi İftiharüzzaman, "Siyaset ve iş dünyası o kadar iç içe geçmiş ki, birbirleriyle kaynaşmışlar. İşçilerin pazarlık gücü çok ama çok sınırlı" diyor.
ÜLKE İÇİNDE ÜLKE Köyünden çok uzakta olmayan Ishwardi İhracat İşleme Bölgesi'ndeki Rosita Örme Giyim şirketine Mayıs 2010'da giren Muhammen Helal Uddin, "Bu işte biraz saygı gördüğümü sanıyordum" diyor. Örme bölümünde çalışan 28 yaşındaki Uddin, 6 ay sonra terfi ederek 55 dolar almaya başlamış. Uddin kısa süre sonra bazı usulsüzlükler tespit etmiş.
İşçilere vadedilen yıllık zamlar, aylık hizmet ikramiyeleri ve haftada bir günlük normal izin dışındaki yıllık 17 günlük ücretli izinleri verilmiyordu. Ayrıca çalışanlar g ünde 4 saat f azla m esai yaptıkları halde sadece iki saat için para alıyordu. Bangladeş 30 yıl önce yabancı yatırımcıları vergi teşviki ve başka desteklerle çekmek için ihracat bölgelerinden oluşan bir ağ kurdu.
Bugün giysi fabrikalarının büyük çoğunluğu bu bölgelerin dışında bulunuyor. Ama bu bölgeler, ikisi de Hong Konglu şirketler topluluğu South Ocean'a ait olan Rosita ile kardeş fabrikası Megatex gibi yabancı yatırımcılar tarafından tercih ediliyor. Ishwardi benzeri bölgeler, ülke içinde ülke gibi iş görüyor. Bunlar özel bir kurum ve özel yasalar ile yönetiliyor. Kurumun başında askeri bir yetkili var. Birçok fabrikanın güvenlik işlerine, emekli askerler bakıyor.
İhracat bölgelerindeki maaşlar ve koşullar daha iyi. Ama meclisin uluslararası baskılara boyun eğdiği 2004'e kadar sendikalar yasaklanmıştı. Rosita fabrikasının işçileri geçen Aralık'ta, seçimle oluşturdukları 15 üyeli örgütün başına Uddin'i getirdi. Ocak'ta şikâyette bulunan bir kadın işçi, Bangladeşli orta kademe yöneticinin Çinli patronlardan biriyle beraber olması için kendisine baskı yaptığını söyledi.
Öfkeli işçiler, yönetimin hem bu şikâyeti hem d e y ıllık z amlar v e k azanılan izinlerle ilgili usulsüzlükleri ele almasını istedi. Sonraki 6 hafta boyunca çatışma ve kargaşa yaşandı. Şubat'taki öfke patlamasında, Rosita fabrikasındaki araç gereç tahrip edildi. Yaklaşık 300 işçiyle birlikte işten çıkarılan Uddin, geçici olarak hapsedildi. Uddin işe geri dönmeye kalkınca, iki görevli onu küçük bir hapishaneye tıkıştırmış. Bunlar "yaylım ateşi" cinayetleri olarak bi linen çete saldırılarıyla ünlenen, devlete bağlı paramiliter Hızlı Eylem Taburu'nun üyeleriymiş. Görevlilerden biri, istifa mektubunu imzalamasını emretmiş. Görevli, "İmzalamazsan, çapraz ateşe maruz kalacaksın" demiş.
Uddin imzayı atmış. Fabrikalardaki polisler ve tabur görevlileri, işten çıkarma mektuplarını göstermiş. Mesaj açıktı: çalış ya da git. South Ocean'ın bir yöneticisi, işçilerin şikâyetleriyle ilgilenme sözü verdi. Ardından 20 Mart'ta işçiler, müdürlerinin bir tür üretim ikramiyesi olan parça başı ücretini indirdiğini gördü. Yani maaşlar düştü. Bunu bir kilitlenme durumu takip etti. Ama işçiler 25 Mart'ta geri döndüklerinde, maaş kesintisi tamamen kaldırılmadı.
Yüzlerce işçi ani bir grev yaptı. Kısa süre sonra gelen polisler herkesin işe geri dönmesini emretti. Bir polis memurunun kendisini bayılana dek dövdüğünü ve elbiselerini parçaladığını söyleyen bir kadın dikişçi, "Polislere sürekli durmalarını söyledim. Ama yere düştükten sonra bile vurmayı ve saçımı çekmeyi sürdürdüler ". İşçiler taş atmaya başlayınca polisler kaçtı. Birkaç saat sonra daha çok polis geldi. Polis saldırısını yalanlayan polis müfettişi Ekber Hüseyin, "Onlar polise saldırdı" diyor. Cep telefonu görüntülerinde, polislerin plastik mermi attığı ve işçileri sopalarla dövdüğü görülüyor.
GÜÇ DENKLEMİ Ishwardi'deki çatışmadan 3 ay sonra Dakka yakınlarında gösteri yaparak ücretlerinin artırılmasını isteyen on binlerce işçi, ülkenin en önemli sanayi bölgelerinden birini bir haftadan uzun süre boyunca felç etti. Çevik kuvvet polisi, göstericileri göz yaşartıcı gaz ve plastik mermiyle dağıttı. Onlarca kişi yaralandı. Başbakan Hasine 2010'daki büyük gösterilerin ardından konfeksiyon işçilerinin aylık asgari ücretini 20 dolardan 37 dolara çıkarırken, hükümet işçilerin yeni taleplerine direndi.
İsveçli perakendeci H&M'in tepe yöneticileri Haziran'da, işçi gösterilerinin üretimi aksattığından yakınarak Bangladeş'teki fabrikaların durumu düzeltmesini istedi. Büyük markalar olumsuz haberlerden rahatsız oldu. Bu yıl Nike, Puma ve Adidas için üretim yapan beş fabrikada işçilere asgari ücretin altında maaş verildiğini tespit eden Yoklukla Savaş adlı kâr amacı gütmeyen örgüt, işyerindeki şiddetten ve cinsel tacizden yakındı.
Tommy Hilfiger Mart'ta, ABD'deki bir haber programı Bangladeş'te şirkete mal üreten bir fabrikada 29 işçinin öldüğü yangınla ilgili haber yapmadan önce, fabrika güvenliğine yönelik bir girişime 1 milyon dolar bağışladı. ABD Tekstil ve Hazır Giyim İthalatçıları Birliği'nin başkanı Julia K. Hughes, "Bangladeş'teki fabrikaların koşullarının iyileşmesini istiyoruz. Maaşlar kesinlikle artmalı" diyor.
SORUMLULUĞU YAYMAK Ama çoğu fabrika sahibi, alıcıların daha yüksek fiyat vereceğinden şüpheli. Şevket Ali Buyyan adlı fabrikatör, kâr marjı neredeyse kalmadığı için artık Walmart ve Target ile çalışmadığını söylüyor. Bangladeşli bazı işçi liderleri, yabancı markaları işçileri sömürmekle suçluyor.
Nüfuzlu sendika lideri Roy Ramesh Chandra, "Tüm tedarik zincirini düzeltmeliyiz. Markalar ve üreticiler sorumluluklarını yerine getirmeli" diyor. South Ocean yönetiminin Rosita ve Megatex fabrikalarındaki çalışma şartlarını denetlemesi için anlaştığı bir şirket, maaşların artırılmasına ve işçi haklarının korunmasına yardım ediyor. Mart'taki çatışmaya katılan çoğu işçi işe geri döndü. Onlardan birisi olan, polislerin bayılana dek dövdüğü dikişçi, "Çaresizim. Karnımızı doyurmamız gerek" diyor.
JIM YARDLEY/ Newyork Times

0 yorum :

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.

-