-

Aylin Nazlıaka kimdir - Hürriyet gazetesi özel röportajı

10 Haziran 2012 Pazar yazildi.
Sponsorlu Bağlantılar

Hürriyet'ten Faruk Bildirici'nin haberine göre: Aylin Nazlıaka, CHP'nin en aktif milletvekillerinden. İnsan kaynakları alanındaki iş tecrübesini ekibiyle birlikte siyasete taşıyor. Devlet Tiyatroları'nın kapatılmasına karşı çıkmasıyla da kızdırıyor AKP'lileri, Başbakan'ın koltuğuna fidan bırakmasıyla da. Ama en çok da, "Başbakan, vajina bekçiliğini bıraksın" sözleriyle tepkisini çekiyor iktidarın.


"VAJİNA BEKÇİLİĞİNİ" BİLEREK SÖYLEDİM

Başbakan, sanatçılar için, "Onlar da kim oluyor?" dediği zaman bu canımı yakıyor; "Her kürtaj bir Uludere'dir" dediği zaman da... O yüzden Başbakan'a karşı çıkışlar yapıyorum. "Başbakan vajina bekçiliğini bıraksın" sözünü de bilinçli söyledim, ağzımdan kaçırmadım. Pişman değilim. Herhalde yapılanı bundan daha iyi ifade edebilecek başka iki kelime olamazdı.
Telefonla bu demeci verdikten sonra televizyoncular mikrofon uzatıp o sözleri tekrarlamamı istedi. Açıklamamın magazinel bir malzemeye dönüştürülmeye çalışıldığını hissettim, o tuzağa düşmedim. Sözlerimin bu kadar yankı yapmasına şaşırmadım.

KIRILMA NOKTASI

Bakın yapılan araştırmalar hep şunu gösteriyor: Çocuk sayısı arttıkça kadınlar çalışma hayatından çekiliyor. Başbakan'ın zihninde de evde oturan bir kadın
profili var. Kadın-erkek eşitliğine inanmıyor. Öyle ki, bakanlığın isminden bile kadın kelimesini kaldırdılar.
Laiklikle birlikte kazanılmış kadın haklarına ve dolayısıyla laikliğe bir saldırı var.Başbakan bunu hep yapıyordu, toplumu hep ayrıştırıp, çok sert dil kullanıp ötekileştiriyordu. Ancak bu halini biraz 'oy sarhoşluğu' diye görüyorum. Hal böyle olunca da tepeden inme ve totaliter bir yapıya doğru gidiyoruz. Başbakan'ın bu sert söylemi toplum üzerinde derin etki yaratıyor. Bu yüzden Türkiye'nin kırılma noktasına yaklaştığını düşünüyorum.

KIYAFET

Otomobİlİmde başörtüsü bulunduruyorum

Milletvekili seçilince ister istemez giydiğiniz kıyafetlerin fotoğraflarda yanlış görüntü vermemesine dikkat ediyorsunuz. Zaten iş dünyasından geldiğim için etek-ceket, pantolon-ceket giymeye alışığım. Siyasette en zor şeylerden biri de gününüzü planlamak. Onun için otomobilimde her türlü koşula uygun kıyafet var. Maalesef son dönem sıklıkla şehit cenazesi oluyor. Onun için başörtüsü bulunduruyorum. Her an bir yerde eylem olabiliyor, onun için düz ayakkabılarım var.

CHP

Siyasete Genceartı'yla girdim

Gaye Erbatur ile çeşitli panellerde konuşmacıydık. 2010 Haziran ayında partiye davet etti beni. Genel başkanımıza 'Genceartı' projesini sundum. Finansmanını ben sağlıyordum. 10 bine yakın çocuğa kişisel gelişim eğitimleri düzenledik. Hâlâ o çocuklardan mektup alıyorum.

İNSAN KAYNAKLARI

24 yaşında şirketimi kurdum

Koç Holding, ODTÜ'ye gelip birtakım testler, mülakatlar yapmıştı. ODTÜ'den iki kişiden biriydim. 'Yönetici adayı' gibi çok havalı bir isimle başlamıştım. O zamanki adıyla Koç Unisys'te başladım. Bir yıl sonra insan kaynakları dünyasına adım attım. 1992'de kendi şirketimi kurduğumda 24 yaşındaydım. Türkiye'de pek bilinmeyen bir iş alanıydı insan kaynakları. İlk dört yıl, gerçekten kan, ter ve gözyaşıyla doluydu. 2001'de Dünya gazetesinden 'Yılın İşkadını' ödülünü aldım. 2010'dan bu yana yönetimden çekildim. Çünkü siyaset bambaşka bir konsantrasyon gerektiriyor.

FUTBOL

Küfreden erkekler adına da utansın

Ankaragücü eylemi de yine saha çalışmasıyla çıktı. Ankaragücü yönetimi ve taraftarlarıyla toplantılar düzenledim. İşin içine girince de hakikaten o adanmışlık duygusuyla destek verdim. Taraftarlarla aramızda güçlü bir bağ oluştu. Sonrasında maçlara gittim, gidemediğim maçlara otobüsler kaldırdım. Erkeklere yasak olan maçlara kadınları götürdüm. Başbakan diyor ki, "Erkek seyirci yasağı olan maçlarda kadınlar küfrettiğinde onlar adına utandım." Neden Başbakansadece kadınlar adına utanıyor? Erkekler adına da utansın o zaman. Benim de gittiğim maçlarda hep küfredildi. Ben erkekler adına da kadınlar adına da utanıyorum.

EKİBİM

Hiçbir şeyi tek başıma yapmıyorum

İnsan kaynakları alanından da geldiğim için Meclis'te de ekip çalışmasını ön plana çıkardım. Aynı zamanda yüksek enerjili birisiyim. Ondan dolayı hem Meclis'te hem de dışarıda aktifim. Şimdiye kadar biber gazı yemedim, daha bana nasip olmadı! Dil Tarih'teki öğrenci olayına da gidiyorum, hayvan hakları eylemine, sokak çocukları, devlet tiyatroları, her yere yetişmeye çalışıyorum. Hiçbirini tek başıma yapmıyorum. Hemen arkadaşlarla bir araya geliyoruz ve gündemi değerlendirip hızla plan yapıyoruz. 'Üç fidan' eylemi de böyle çıktı. Ekip arkadaşlarımızla konuşurken aklıma 6 Mayıs'ın yaklaştığı geldi. Fidanlı eylem 'Üç fidan'ı da çağrıştıracaktı. O fidanı Meclis'te Başbakan'ın koltuğuna bıraktım.

AİLEM

Kalabalık İtalyan aileleri gibiyiz

Çok güçlü aile bağları olan bir yapıdan geliyorum. İtalyan aileleri gibiyiz. Genelde özel günleri birlikte kutlamayı seviyoruz. Babam bürokrattı, maden mühendisiydi. Evin pencereleri hariç bütün duvarları kütüphaneydi. Bana da, ablama da, "Aile bir insanın en önemli hazinesi, bilgi de en önemli güç" derdi. Bana aldığı ilk kalın kitap, 'Robin Hood'du. Çok etkilendiğimi, kitabın bazı bölümlerinde ağladığımı anımsıyorum. İlginç karakterleri hep babam sayesinde tanıdım.

EVLİLİK

Hayatımı değiştirdi

Annelik hayatımda önemli bir dönüm noktası. O zamana kadar hayatımda hep Aylin ön plandaydı. Anne olduktan sonra hasta olsam bile bir an önce iyileşmem lazım duygusu hâkim oldu. Hatta siyasete girmeme de bu duygu sebep. Çocuklarımın yaşamasını istediğim ülke bu değil dedim. Evlilik de hayatımı çok değiştirdi. Eşim o işkolik tarafımı dizginledi. Eşim konservatuvarda öğretim üyesi. Viyolonsel çalmasını kıskançlıkla izliyorum. Çocuklarımzda da var o yetenek.

ODTÜ

Sosyal demokratlığım okuldan

ODTÜ analitik düşünce yeteneğini bana sağlayan okul. Sosyal demokrat bakış açısının da orada bana nüfuz ettiğini söyleyebilirim. Ama öğrencilikte ne siyasete atılma gibi bir zihin haritam vardı ne de siyasete yakın biriydim. Öğrenciliğimde yapmadığım eylemi milletvekili seçildikten sonra Melih Gökçek'in ODTÜ'den yol geçirme projesine karşı yaptım.

GÖKÇEK

Twitter'dan çekilip Ankara'ya odaklansın

Twitter'daki o tartışma benim üzerimden başladı. Melih Gökçek, Aylinciler-Aylinci olmayanlar diye bir tartışma başlattı. Onun üzerine Gizem Suyolcu bazı mesajlar yazdı. Sonra da Gökçek, "Sen kaç defa kürtaj oldun?" diye özel mesaj göndermiş. Bence Gökçek, Twitter'dan çekilip Ankara'yı yönetmeye odaklanmalı. Çünkü her sözüyle kendisini biraz daha çukura düşürüyor. Gizem Suyolcu'yla da bir araya gelmek, tanışmak istiyorum.

0 yorum :

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.

-