Andrew Finkel, "Türkiye'nin Başbakanı, durum kontrolünü mü kaybediyor" sorusu ile başladığı makelesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kürtaj ile Uludere arasında bağ kurmasına dikkat çekerek"Tek bir vuruş ile Türk kadınının seçme hakkını, daha önce hiçbir zaman yer almadığı, gündeminin ortasına yerleştiriverdi. Bu, trajik sonuçları olabilecek bir hatadır" yorumunu yaptı.
Türkiye'de kürtaj meselesinin hiçbir zaman tartışma konusu olmadığını ifade eden Finkel, Ulude olayının bir türlü yatışmayınca Erdoğan'ın"konuyu değiştirmeye çalıştığı"nı öne sürdü.
Makalede Başbakan Erdoğan'ın kadın hakları konusunu gündeme getirme hakkının bulunduğu vurgulandıktan sonra Hacettepe Üniversitesi'nin raporunun evli kadınların yüzde 22'sinin kürtaja başvurduğunu gösterdiği, sezaryenin de yaygın olduğu belirtilerek şu savlara da yer verildi:
"Ancak bu statistiklerin, Türkiye'nin nüfüsünü sınırlama komplosunun bir sonucu olduğunu söylemek saçma. Kürtajın, hava baskınlarıyla gerçekleştirilen yargıdışı idamlara benzetmek daha kötü. Ve sezaryen olan kadınların gelecekte doğurmaları olasılığının azaldığını ifade etmek, kıt anatomi bilgisine dayanıyor."
Finkel, Erdoğan'ın, geniş ailelerden yana olduğunu ancak Türkiye'de kadınların kürtaja ailelerinin fazla büyüdüğünde başvurma eğilimi gösterdiğini kaydettiği makalesine, "Eğer, daha fazla kadın yasa dışı kürtaja yönelmeye zorlandığı için ölmeye başlarsa o zaman Erdoğan'ın Uludere katliamı ile yaptığı garip benzetme, olması gerekenden çok yerinde olur" uyarısıyla son verdi.
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.