-

Yenilenemez Enerji Kaynaklarının zararları nelerdir?

29 Nisan 2012 Pazar yazildi.
Sponsorlu Bağlantılar


Yenilenemez Enerji Kaynaklarının Çevresel Etkileri

Bugün fosil yakıtların çevre ve insan sağlığı açısından yarattığı olumsuzluklar her geçen gün katlanarak artmaktadır Fosil yakıtlar yakıldığında altı sera gazının açığa çıkmasına neden olur Bunlardan en belirleyici olanları karbondioksit (CO2) ve metandır Diğerleri ise kükürt, partikül madde, azotoksit, kurum ve küldür.

Güneş, gün doğumundan gün batımına kadar atmosfere ısı ve ışık vermektedir Doğal döngünün devam etmesi için bu ısının tekrar uzaya verilmesi gerekmektedir Oysa fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan CO2 ve metan gazı bünyelerinde ısı tutma özelliğinden dolayı ısının bir kısmını atmosferde tutmaktadır Böylece dünya ısınmaya başlamakta ve iklim değişiklikleri meydana gelmektedir

Olumsuz yönlerini bir kaç alt başlıkta inceleyelim ;

Küresel Isınma 
Fosil yakıtların yoğun bir şekilde yakılması ile başta karbondioksit olmak üzere, atmosferde sera gazlarının giderek artması ve buna bağlı olarak dünyamızın ısınması, sera etkisi ( kürsel ısınma ) olarak tanımlanmaktadır

Sera etkisi yapan gazlar arasında, karbondioksit, metan, karbon monoksit, hidrokarbonlar ve kloroflora Karbonları sayılabilir Küresel ısınmanın en büyük etkisinin, kutuplardaki buzulların erimesine yol açması ve denizlerin yükselerek birçok ülkenin sular altında kalması olacağı belirtilmiştir Fosil yakıt tüketiminin aynı hızla sürmesi sonucunda, önümüzdeki 50 yıl içinde dünyamızın sıcaklığının 5 derece artacağını ve bunun da büyük felaketlere yol açacağını göstermektedir Ayrıca, sera etkisi nedeniyle yeryüzü sıcaklığının artması ile denizlerden göllerden ve nehirlerden daha çok buharlaşma olacak, dolayısıyla daha fazla yağmur ve doğal sel felaketleri olacaktır

1900’lerden 2000’lere kadar atmosferin ortalama sıcaklığı 0,5 derece artmıştır ve iklim değişikliğinin zincirleme sonuçları yavaş yavaş yaşamı etkilemektedir Su kaynakları kurumakta, çiçekler erken açmakta, erken yağan karlar tarım ürünlerinde zayiata sebep olmakta, bitkiler zamansız meyve vermekte ya da hiç vermemektedir

Uzmanlar, fosil yakıtların etkilerini kısa ve uzun vadeli olarak değerlendirmektedir Kısa vadede oluşan sonuçlar artık yaşamın bir parçası olmuş durumdadır Sıcaklık arttıkça buzlar ana kütleden koparak erimekte, çığ olayları artmakta, fazla miktarda su dolaşıma girmekte, sel felaketleri, fırtınalar, kasırgalar oluşmaktadır

Küresel ısınmanın, uzun vadede öngörülen sonuçları ise daha vahimdir Ortalama sıcaklık artışı bu hızla devam ederse, 2020 yılında deniz seviyesi bir metreye kadar yükselecektir Bu da dünyanın en büyük kentlerinin sular altında kalmasına yol açacaktır

Asit Yağmurları:Özellikle kömür ve petrol gibi fosil yakıtlardan havaya atılan kükürt dioksit, azot oksitler ve karbon gazları, yağmur damlaları ile birleştirilerek sırayla sülfürik asit, nitrik asit ve karbonik asit oluşturur Asit yağmurlarının zararı, ormanlarla sınırlı olmayıp, canlı varlıkların yanı sıra, demir yolları, binalar, köprüler ve tarihsel kalıntılar üzerinde de etkili olmaktadır Fosil yakıtların yanma reaksiyonu sonucunda atmosferik sera etkisine yol açan CO2 salımı 1990 yılında 0,6 milyar ton/yıl iken, özellikle son 40 yılda büyük bir artış göstererek, 1998 yılında 55 milyar ton/yıl’a ulaşmıştır

Kentsel Hava Kirliliği
1960’lı yılların sonundan itibaren dünyanın her tarafında görülen hızlı nüfus artışı, kentleşme ve sanayileşme, ısınma, trafik, sınai faaliyetler ve buna bağlı elektrik tüketimi için artan bir yakıt tüketimini de beraberinde getirmiştir

Fosil yakıt emisyonları arasında SOx, NOx, CO2 ve çeşitli organik bileşikler, kurum ve partikül maddeler sayılabilir


Yenilenebilen Enerji Kaynaklarının çevresel etkisi

Bugün tüm dünyanın enerji tüketiminde büyük ölçüde bağımlı olduğu enerji kaynakları yenilenemez nitelikte olan fosil kaynaklardır Bu fosil kaynakların çevreye verdikleri zararlarda özellikle şehirlerdeki hava kirliliği olmak üzere tüm doğal ortam üzerinde kendini hissettirmekte ve bu olumsuzlukların en aza indirilebilmesi içinde çareler aramaktadır Ancak henüz yoğun şekilde kullanımı olmayan ve çevre üzerindeki etkileri yeterince değerlendirilmemiş olan yenilenebilen enerji kaynaklarının çevresel etkileri üzerinde ayrı ayrı durulmaktadır

Rüzgar Enerjisi
Rüzgar tribünleri görünüm olarak 20 km lik bir alanda negatif etki yapmaktadır Kuşların takip ettiği göç yolları güzergahında çıkardıkları ses ile bu görüş yollarını değiştirmesi sebep olurlar Diğer enerji kaynaklarına göre rüzgar enerjisi çevreye çok zarar vermediği için vatandaşlar tarafından çevreye verdikleri görüntü bozukluğu gibi şeyleri görmezlikten gelirler Fanatik çevreciler yine de buna karşı tepkilidirler (hoş görülü yaklaşmazlar)
Rüzgar enerjisi üretimi için geniş bir arazi devreye sokulmaktadır 1000 NWp’lik bir enerji üretimi için 100 km2 lik bir alanın kullanılması gerekir Ve burada işgal edilen yüzey % 01’dir Diğer kalan arazilerde zirai açıdan kullanılabilir Buradaki en önemli dezavantaj gürültü rahatsızlığıdır Bu jenaratörlerin 200-300 m kadar ötesine kadar gürültü rahatsızlığı söz konusudur Bunlar estetik açıdan çok arzu edilmeyen tesislerdir
Rüzgar Enerjisi, atmosfer ve suları kirletmemekte, çevreye zararlı olabilecek herhangi bir toksit madde vermemekte birlikte, rüzgar türbinlerinin çıkardığı ses, gürültü rahatsızlığına neden olmakta ve arazi kullanımı açısından da bazı olumsuzlukları beraberinde getirmektedir Özellikle ormanlık alanlarda rüzgar türbinlerinin inşası için ağaç kesilmekte, yeşil alanlara zararlar verilmektedir Yine bu türbinlerin inşası için yollar yapılmakta ve bu yolların yapımı sırasında, ormandaki ağaçlar kesilmekte, bu yollarla orman ve çevre önemli ölçüde zarar görmektedir Rüzgar türbinleri yerleşim alanlarına yakın inşa edilmişse bu alanlarda yol açtığı gürültü rahatsızlığı nedeniyle taşınmazların değerini büyük ölçüde azaltmaktadır

Rüzgar türbinlerinin diğer bir çevresel olumsuzluğu da kartal ve doğan türü kuşların, bunlara çarparak ölmesidir Bu konuda türbini üreten firmalar bir takım önlemler almak için araştırmalarını yoğunlaştırmaktadır

Güneş Enerjisi
Güneş enerjisinde 1000 MWp lik bir enerji için 7-8 km2 güneş panellerine ihtiyaç vardır Bu tür paneller genellikle binaların çatı ve duvarlarına yerleştirilir
Güneş enerjisi üreten sistemler, hava kirliliğine yol açmamakta, sağlığımız üzerinde de her hangi bir olumsuzluk ortaya koymamaktadır Bilindiği gibi, güneş enerjisinin verimi, teknolojisine ve iklim şartlarına bağlı olarak değişmektedir Güneş enerjisi ile ısınan suyun özelliğinde de sağlığımızı olumsuz yönde etkileyecek herhangi bir değişiklik söz konusu değildir

Güneş enerjisi için üretilen malzemelerin bazıları, bunların üretiminde çalışan işçiler ve bunlara dokunan kimseler üzerinde olumsuz etkiler yapmaktadır Özellikle foto voltaik pillerde kullanılan kadmiyum ve arsenik, söz konusu zararlı maddeler arasındadır Yine bazı sistemlerde kullanılan silikon maddesi solunum yolları ile alındığında, burada çalışan işçiler üzerinde kanserojen etki de bulunmaktadır Diğer taraftan, bu foto voltaik pillerden sızan ve çevreye yayılan gazlar yangın olaylarında itfaiyeciler üzerinde de telafisi mümkün olmayan zararlar meydana getirmektedir

Güneş enerjisi üretimi için büyük ölçekte arazi kullanımı gerekmektedir 20-60 mega wattlık bir enerji üretimi için, en azından, bir kilometrekarelik alana ihtiyaç vardır Bu durum sadece güneş enerjisi üretimi için değil, termik santralarda da en az o kadarlık bir alana ihtiyaç duyulmaktadır Nüfusun yoğun olduğu, arazinin kıymetli olduğu yörelerde, bu durum önemli bir olumsuzluktur Diğer taraftan, güneş enerjisinde su kullanılmadığı için suyun olmadığı veya kıymetli olduğu yörelerde, özellikle çöllerde önemli bir avantajsızlıktır

Jeotermal Enerji 
Jeotermal enerji bilindiği gibi yerin içinden elde edilen bir enerjidir Meteorik suların yerin içinde dolaşım yaparken, sıcak magma tarafından ısıtılması ve konveksiyon akımları ile yeryüzüne yükselmesi sonucu ortaya çıkan, sıcak akışkanlar, yenilebilen enerji kaynaklarını oluşturmaktadır Bu konuda sıcak kaya sistemleri de son zamanlarda da etkisini büyütümüştür.


Yenilenebilir ve Yenilenemez enerji kaynaklarının Olumsuzluklarının yanı sıra olumlu yanları ise insanların ihtiyaçlarını karşılamasında ve gelişmesiin sağlıklı olarak sürdürülmesinde gerekli olan enerji özellikle sanayi ,konut ve ulaştırma gibi sektörlerde kulanılmaktadır.


Enerji kaynakları, herhangi bir yolla enerji üretilmesini sağlayan kaynaklardır. Günlük yaşantımızın her anında ihtiyacımız olan enerjiyi bize enerji kaynakları sağlar.Bu enerji kaynaklarının canlılar ve doğa üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri vardır.


Olumsuz etkileri:

Bugün fosil yakıtların çevre ve insan sağlığı açısından yarattığı olumsuzluklar her geçen gün katlanarak artmaktadır Fosil yakıtlar yakıldığında altı sera gazının açığa çıkmasına neden olur Bunlardan en belirleyici olanları karbondioksit (CO2) ve metandır Diğerleri ise kükürt, partikül madde, azotoksit, kurum ve küldür Güneş, gün doğumundan gün batımına kadar atmosfere ısı ve ışık vermektedir Doğal döngünün devam etmesi için bu ısının tekrar uzaya verilmesi gerekmektedir Oysa fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan CO2 ve metan gazı bünyelerinde ısı tutma özelliğinden dolayı ısının bir kısmını atmosferde tutmaktadır Böylece dünya ısınmaya başlamakta ve iklim değişiklikleri meydana gelmektedir Bugün tüm dünyanın enerji tüketiminde büyük ölçüde bağımlı olduğu enerji kaynakları yenilenemez nitelikte olan fosil kaynaklardır Bu fosil kaynakların çevreye verdikleri zararlarda özellikle şehirlerdeki hava kirliliği olmak üzere tüm doğal ortam üzerinde kendini hissettirmekte ve bu olumsuzlukların en aza indirilebilmesi içinde çareler aramaktadır

Ancak henüz yoğun şekilde kullanımı olmayan ve çevre üzerindeki etkileri yeterince değerlendirilmemiş olan yenilenebilen enerji kaynaklarının çevresel etkileri üzerinde ayrı ayrı durulmaktadır Ama tamamının ortak yönleri canlılara, doğaya,havaya ve suya verdikleri zararlardır.Yenilenebilir enerji kaynakları canlılar ve atmosfer üzerinde zararlı etkilere yol açmaktadır.


Olumlu etkileri

İnsanların ihtiyaçlarının karşılanmasında ve gelişmesinin sağlıklı olarak sürdürülmesinde gerekli olan enerji özellikle sanayi, konut ve ulaştırma gibi sektörlerde kullanılmaktadır.
Nüfus artışına, sanayinin gelişmesine paralel olarak kurulan büyük ölçekli enerji üretim ve çevrim sistemleri ekolojik dengeyi önemli ölçüde etkiledikleri gibi sınırlar ötesi etkileri de beraberinde getirmektedir.

Bugünün enerji kaynakları yenilenemeyen enerji kaynakları (kömür,
petrol, doğalgaz ve nükleer enerji) ve yenilenebilen enerji kaynakları
(odun, bitki atıkları, tezek, jeotermal enerji, güneş, rüzgar, hidrojen, hidrolik,gelgit ve dalga enerjisi) şeklinde sınıflandırılmaktadır.
Diğer taraftan gelecek nesiller için fosil yakıt yataklarından, kömürün 250 yıl petrolün ise 50 yıl sonra tükeneceği düşünüldüğünde bunların yerine yeni enerji kaynaklarının ikame edilmesinin ne kadar gerekli olduğu ortaya çıkmaktadır .

Enerji, ekonomik ve sosyal kalkınma için temel girdilerden birisi durumundadır.Artan nüfus, şehirleşme, sanayileşme, teknolojinin yaygınlaşması ve refah artışına paralel olarak enerji tüketimi kaçınılmaz bir şekilde büyümektedir.Enerjinin en tasarruflu ve verimli bir şekilde kullanılması gerekmektedir.

0 yorum :

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.

-