Devletleri yönetme güç ve yetkisine EGEMENLİK adı verilmektedir. Bazı ülkelerde ise yönetme gücü yani egemenlik, Bir gruba veya zümreye aittir. Bu grup veya zümre devleti yönetir. Diğer insanların hiçbir hakkı yoktur. Bu zümre bazen din adamları grubu, bazen bir parti, bazen de bir etnik grup ya da aile olabilir.
Bu tür yönetimlere OLİGARŞİ adı verilir. İran, Sovyetler Birliği, Küba bu tür yönetimlere örnek olarak verilebilir.
Oligarşi, sadece belirli bir zümrenin bir ülkeyi yönetmesiyle ortaya çıkan yönetim biçimidir. Yunancadaki ‘az’ ve ‘yönetim’ kelimelerinin birleşmesiyle oluşturulmuş bir kelimedir.
Genelde yönetimdeki grup, askeri, siyasi veya maddi olarak ülkenin önde gelen gruplarından birisidir. Bazı siyaset bilimcileri, yönetim şekli ne olursa olsun, her devletin yönetiminde mutlaka bir oligarşi olduğunu belirtirler. Oligarşi, küçük bir azınlığın yönetimde olduğu devlet biçimidir. Bu açıdan ele alındığında, oligarşi kavramı, devletin tüm kurumlarının küçük bir azınlığının kontrolünde olması demektir. Oligarşi bütün devletlerin ortak paydasıdır. Demokrasiye göre daha küçük bir grubu yönetime sürerken aslında bir bakıma demokrasiyi de kapsar. Çünkü -demokrasi çok seslilik demektir düşünce çeşitliliğinin olmadığı ülkelerdeki deemokrasilerdeki uygulanış oligarşiyle aynıdır aynı görüşteki (nüfusa göre küçük) bir grup devleti yönetir.
Oligarşi Özellikleri
İktidarın az sayıda ve belli kimseler tarafından kullanıldığı bütün idareler için oligarşi mevzubahis değildir. Müesseselerde, mahdut bir grubun veya bu gruptan bâzı kimselerin idâreci olması zarûrîdir. Bu durum iş bölümü, otorite ve onun kademeleşmesi demek olan hiyerarşi münâsebetlerinin bir neticesidir. Oligarşide esas olan, soru sorma, tenkit etme, hızlı kontrol ve hesap verme müessesesinin tesirli şekilde mevcut olmayışıdır. Bu sebeple meşrûiyeti kabul edilmiş âdil idârelerin oligarşiye dönüşmemesi için güçlü esas ve kâideler konulmaktadır.
Oligarşi çeşitli şekillerde teşekkül edebilmektedir. Siyâsî partilerin bünyesinde güçlü bir grup veya hizbin, partinin faaliyetinde, kademelerinde hâkimiyet kurarak kendi istekleri doğrultusunda yönlendirilmesine “parti oligarşisi” denilir. Bunun zıddı olan “parti içi demokrasi” üyelerin isteklerini ve seslerini kâidelere göre en üst kademelere duyurabilmeleri, parti organlarının baskı olmaksızın faaliyet gösterebilmeleri demektir. “Mâlî oligarşi”, “sanâyiciler oligarşisi” ekonomik hüviyetteki oligarşi çeşitlerindendir. Dünyâ siyâsetinde de ABD ve eski Sovyetler Birliğinin anlaşarak, uzlaşarak istedikleri çözümü kabul ettirdikleri “süper devletler oligarşisi”nden bahsedilmekteydi.
Günümüzde ve târihte çeşitli oligarşik idârelere rastlanmaktadır. Nomenklaturanın Sovyetler Birliğindeki iktidarı, toprak sâhipleri, tüccarlar ve özel gemi imâlâtçılarının bir araya gelerek oligarşik bir idâre kurdukları Kartaca Devleti, Isparta veAtina devletleri misal olarak gösterilmektedir. Osmanlı Devletinde adâlet, devletin dayandığı temel prensiplerden birisi olduğu için, oligarşik bir idâre tarzı teşekkül etmemiştir.
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.