-

Telgrafın İcadı ve Tarihi nelerdir?

23 Şubat 2012 Perşembe yazildi.
Sponsorlu Bağlantılar

Telgrafın icat edilmesi;

Uzun yıllar boyunca çeşitli yollarla uzak noktalardan, başka topluluklarla iletişim kurmaya çalışan insanoğlu farklı metodlar denedi Ateş yakmak, aynalar bunlara örnek olabilir Claude Chappe, 1792 yılında uzak mesafelerden iletişim kurmanın bir başka yolunu buldu Bu yol telgraftı Kulelerde bulunan hareketli kollar sayesinde çeşitli işaretler ile haberleşme sağlanmaya başladı

Claude Chappe, 1792 yılında telgraf adında bir sistem ortaya attı Tepelerin üzerine kurulmuş kulelerden bir ağ oluşturuldu ve her kulenin üzerinde 49 değişik konuma ayarlanabilen iki uzun kola sahip bir makine vardı Her konum bir harfe veya bir rakama karşılık geliyordu Bu sistem çok başarılı oldu 19 yüzyılın ortalarında Fransa'daki kule ağı yaklaşık olarak 4828 kilometreydi

Telgraf iki merkez arasında,kararlaştırılmış işaretlerin yardımıyla yazılı haberlerin veya belgelerin iletimini sağlayan bir telekomünikasyon düzenidir 1830 yılında Amerikalı Joseph Henry (1797-1878), elektrik akımını teller vasıtasıyla uzaklara taşıyıp, oradaki bir zili çalıştırdı Zil bir elektromıknatısa bağlıydı Bu elektrikli telgrafın doğuşuydu Elektrikli telgraflar, bir verici, bir alıcı ve ikisi arasına çekilmiş elektrik hattından meydana gelir Vericiye maniple denir Maniple, telgraf şebekesindeki elektrik akımını açıp kapayan anahtarlardır Manipleye basınca devre tamamlanır ve telgraf şebekesinden akım geçer

Karşı tarafta ise alıcılar vardır Alıcılar, elektro mıknatıs bobinlerden yapılmışlardır Elektro mıknatısın karşısında ileri geri hareket edebilen madeni bir çubuk vardır Bu çubuk elektro mıknatıstan akım geçtiği zaman hareket eder Çubuğun ucundaki mürekkepli kalem bir kağıt şerit üzerine nokta () veya çizgi (-) şeklinde şekiller çizer

Sesle çalışan alıcılar da vardır Bunlar kağıt bir şeride yazı yazmak yerine, sert bir cisme vurarak tıkırtı çıkarırlar Tecrübeli telgraf operatörleri , bu tıkırtıları dinleyerek mesajı çözerlerBurada kısa tıkırtı nokta (), uzun tıkırtı çizgi (-) anlamına gelmektedir

1832 yılında Amerikalı ressam Samuel Morse, bir yolculuk sırasında kendisine elektro mıknatıstan söz eden bir yolcuyla tanışmıştı Telgraf üstünde zaten çalışmaları olan Morse, bu sefer elektro mıknatıslı telgraf için çalışmaya başladı

1835 yılında, Morse ilk elektromıknatıslı telgrafını yaptıO telgrafta bulunan elektromıknatısa başlı bir kalem vardı Bu kalem kâğıt bir şerit üzerine elektro mıknatıstan aldığı hareketle zig zag çizgiler çiziyordu Bu sistem pek başarılı değildi

Daha sonra Morse ve yardımcısı Vail bunu geliştirdiler Nokta ve çizgilerden oluşan bir kodlama sistemi ortaya çıkardılar Bu kodlama sistemi, daha sonra tüm dünyada kabul gören Mors alfabesiydi

O yıllarda telgraf en popüler iletişim aracı oldu İlk telgraf hattı ise 1843 yılında Washington, DC ile Baltimore, Maryland arasına çekildi


Chappe Telgrafı

Bu telgraf şekli en eski zamandan beri uygulanmaktaydı Agamemnon, Truva’nın alındığını Klitemnesr’e böyle duyurmuştu Bu yöntem daha sonra Doğabilimci Enee, Polybe, Çinliler ve Kartacalılar tarafından geliştirildi Sonunculardan da Romalılara geçmiş ve çok kullanılmıştı Hatta işi Clyde’den Tyne’e uzanan surların içine tunçtan akustik borular yerleştirmeye, yani gerçek bir telefon hattı kurmaya kadar vardırmışlar ve haberleri ya da emirleri böylece 1000 metreden 1000 metreye hızla duyurabilmişlerdi

Barbar istilâlarıyla birlikte bütün bu hünerli tekniklerin sonu geldi Ve yeni kıpırdamalar ancak XVII yüzyılda başladı Bunlardan iHc kayda değer girişim Richer ve Gaspard Schott’unki oldu (XVI yüzyılın sonu) Bunu 1684′de daha önce sözünü ettiğimiz ekşi huylu büyük bilgin Hook’un yöntemi izledi Yüksek bir yerden alfabenin her bir harfine karşılığı olan işaretlerin verilmesinden ibaretti bu Dört yıl sonra da Amonson tarafından geliştirildi Ancak, genel bir gösteriye kalkışıldığında müthiş bir fiyasko oldu Gösteri Veliahttın ve saray mensuplarının huzurunda yapılacaktı Şımarık saray züppeleri, üstelik sağır olan zavallı bilim adamını öyle bir alaya aldılar ki adamcağız kurduğu tesisatı işletemedi

Deneyler üç çeyrek yüzyıl sonra yeniden başladı Cenevreli fizikçi Lesage (1774), Latin Belâgati Profesörü Fransız Dupuis (1778), Bastille’e atılan Polemist Linguet (1780) Deniz Subayı Courrejolles (1783), Parisli fizikçi Lomonde (1787), Alman Profesör Bergstrasse (aynı yıl), İspanyol Mühendis Bettancourt (1788), Fransız Abbe Chappe (1790), Alman Reiser (1794)İspanyol Salva (1797) harıl harıl deneylere giriştiler Sonunda çok sayıda ve çeşitli yollar gösterdiler

Ne var ki, bunlardan çoğu fanteziden öteye gidebilecek türden değildi Sözgelişi Bergstrasse, işaretlerin top atılarak verilmesini önermekteydi Bazıları ise, Lesage’ınki gibi zamansızdı, çünkü gerçek bir elektrikli telgraf niteliğinde ve ayrıntılarda bazı gelişmeler gerçekleştirilince, enikonu yararlanılabilecek olgunluktaydı

Claude Chappe (1763 1805), kardeşlerinden uzak kaldığı tatillerini onlarla haberleşebilmek için bir araç bulma çalışmalarıyla geçirirdi Bu bir merkezin çevresinde dönen bir cetveldi, iki ucunda birer cetvel daha vardı Bu araçla işaretler vermekte ve bu işaretler de önceden tespit edilmiş bir kod uyarınca yorumlanmaktaydı Uğraşı Chappe’ı iyiden iyiye sarmış olacak ki, yaşını aldıktan sonra kendini bütünüyle bu konudaki çalışmalara verdi, işe akustik, sonra da elektrik telgrafla başladıysa da, bunlar tatmin edici sonuçlar vermedi Buna karşılık kardeşleriyle giriştiği deneylerden hoşnut kaldı Haklıydı ki, icadını sunduğu Convention Meclisi, deneyin resmen tekrarlanmasını istedi

Bu deney için bir vakitlerin oyuncağı büyütüldü Ufak cetvel, bir direğin ucunda dönen 4 metrelik bir çubuk olmuştu İki ucundan sarkan bir metre uzunluğundaki dal çeşitli şekiller alabilecek gibi konmuştu Ve bu araç bütünüyle bir kulenin tepesine yerleştirildi Alt katta duran bir memur, sicimleri çekerek araca önceden düzenlenmiş kolun tespit ettiği şekilleri verebilmekteydi Araç, 12 Temmuz 1793′te Convention’un komiserlerinin huzurunda işletildi 35 km uzağa yerleştirilmiş öteki istasyona gidecek mesajı ve cevabı 11 dakika içinde gönderip aldı Öylesine beğenildi ki, Chappe “telgrafçı-mühendis” olarak atandı ve ilk hamlede hemen iki istasyon kuruldu

Bu ilk hattın açılışı (Lille-Paris) Fransa’nın ve teknikler tarihinin onurlu sayfalarından biridir 1 Eylül 1794′te Convention’un oturumu açılır açılmaz Carnot kürsüye fırlamış ve “Vatandaşlar!” diye haykırmıştı “Paris-Lille arasında kurmuş olduğumuz telgrafla az önce aldığımız habere göre Conde, Cumhuriyete bu sabah saat 6′da teslim olmuştur” Bunun üzerine Meclis, Kuzey Ordularına bir kutlama ve teşekkür telgrafı gönderilmesine karar verdi Ve bu ikinci mesajın karşılığı geldiğinde meclis hâlâ toplantı halindeydi

1800 yılında Fransa’da üç telgraf hattı vardı: Paris-Lille, Paris-Strasbourg, Paris-Brest Bunların toplam uzunluğu 1253 km etmekteydi Bu sayı 1844′te 5000′e çıktı Ulaşımdaki bu hız insanı şaşırtmayacak gibi değil: Paris-Lille arası (aradan 22 istasyon geçerek) 2 dakika, Strasbourg-Paris 630 dakika, Lyon ya da Brest’ten Paris 8 dakika, Toulon-Paris 20 dakika

Bu sistem yabancı ülkelerde de uygulanmış, ancak görüş uzaklığı ve havanın saydamlığı gibi şartlar göz önünde tutularak az çok değişiklikler yapılmıştı İtalya, Mısır ve İspanya olduğu gibi uygulamaktaydı bunları Almanya ve Rusya da değişiklik yapmadan izledi İngiltere kolların yerine tahta kanatlar taktı Öteki ülkeler ise telgrafı anlayıncaya ve “Chappe” uygulayayım deyinceye kadar bu sistemin modası geçmeye başladı Fransa 1844′te Cezayir’de ilk hattı inşa ederken ülkesinde elektrikli telgraf kurulmaya başlanmıştı Bu sistem çarçabuk yayılıp ötekini silecekti

Morse Telgrafı

1793′te Convention Meclisi, Claude Chappe’inkini resmen tanıdı diye öteki mucitlerin kabuklarına çekildiklerini ve kendilerini yenilmiş saydıklarını sanmamalıyız Mucit her şeyden önce inançlı kişidir Dehasına çılgın bir güven vardır ve hatta bir rakibin başarısı bile kendisinin yanlış yolda olduğuna inanması için yeterli değildir Öyle ki, Chappe şebekesi kurulup işletilmeye başlandığı halde, optik telgrafın en iyi yol olmadığına, ses ve elektriğe dayanılarak daha verimli sonuçlar alınabileceğine inananlar, kanılarına uygun araştırmalarını sürdürmeye devam ettiler

Özellikle elektrikli telgraf birçok muciti meşgul etmekteydi Çünkü gece ve sisten etkilenmeyişi, düzenli kullanılmasını ve güvenilir bir araç olmasını sağlayacak bulunmaz bir niteliktiBöyle düşünenlerin başında Georges Lesage (1724-1803) gelmekteydi Meydana getirdiği her biri alfabenin bir harfini yollayan 24 tellik makineyi 1774′te denemeye koydu Ucuna bağlanan bir elektrostatik makineyle elektriklenmiş olup öbür uçta bulunan ufak bir topu itmekteydi Bu sistem değişik şekiller altında Fransa’da Lomond, Almanya’da Reiser, İspanya’da Bettancourt, sonra da Salva tarafından denendi

Bunların iki ortak kusuru vardı: Önce, elektriklenmiş maddelerin itilmesi makinenin alıcı kısmında karışıklıklar çıkarmaktaydı, sonra daha da önemlisi, elektrostatik deşarj, pratik olmayan bir araçtı Bu, 1800′de Volta pillerinin icadından sonra daha belirli olarak meydana çıktı Bu pil, araştırmacıların emrine sürekli bir akım vermekteydi

Bundan ilk yararlanmasını bilen Bavyeralı bilgin Soemmering oldu Onun da makinesinde Lesage’inki gibi 24 hat vardı ve bunların her birinin karşı ucu bir voltametreye bağlı duruyorduGönderilen harfler, o harflere karşılık olan voltametrenin içinde meydana getirdiği baloncuklardan anlaşılıyordu Makine henüz işe yarayamayacak ilkellikteydi ve kullanılır hale gelmesi için daha birçok icatların yapılmasını beklemek gerekti

Bu buluşlar 1819 -1833 yılları arasında yapılan elektrodinamik konusundaki icatlardır Bu alanda Oersted Ampere ve Faraday gibi büyüklerin adları duyuldu Bu kişilerin araştırma ve icatları sayesinde telgrafçılar elektro-mıknatıs gibi kımıldayan toplarla ya da pilde oynaşan baloncuklarla kıyaslanmayacak duyarlıkta bir araç elde ettiler Mıknatıs konusunda araştırmalar da yapmakta olan büyük Matematikçi Gauss, Fizikçi Weber’le birlikte 1833′te Goetingen’de bu ilkeyle işleyen bir elektrikli telgraf istasyonu kurdu Bu alıcı aynalı bir galvanometre olup mesajları yansıyan ışıklar şeklinde alıyordu Bu ilkeyi Gauss ve Weber’le aynı zamanda başkaları da kullanmaktaydılar: Rusya’da Schilling, (1786-1837), İskoçya�da Ritchie ve Alexander…

Aynı ilkeye dayanan bu çalışmaların ayrı yerlerde ve aynı zamanda sürdürülmesi elektrikli telgrafın verilerinin birleştirilmiş ve kafalarda imgelenmiş olduğunu ispatlamaktadır Bilim adamları gerekli öğeleri getirmişlerdi, iş teknisyenlerin hüner ve yaratıcılığına kalmıştı Güçlü hayal ve hüner sahibi mucitler hemen hemen bütün büyük ülkelerde bulunduğundan telgrafla ilgili bir yığın projeler meydana getirilmekteydi

İngiltere’de, Schilling’in deneylerini izlemiş olan Cooke adlı bir öğrenci Charles Wheatstone (1802-1875) adlı bir bilginin yardımıyla 1837′de kadranlı bir telgraf imal etti Bunda harfler galvanometrenin beş iğnesiyle gösterilmekte ve bu iğneler vericinin maniplesine aynı sayıda telle bağlı bulunmaktaydı

Almanya’da, Münih Üniversitesi fizikçisi Cari Steinheil (1801 -1870) pilin yerine iki yönde akım veren bir endüktör kullandı Ve bu iki akımı bir elektromıknatısın üzerine uyguladı Makine gerektiği gibi işletildiğinde, alıcıda elektromıknatısların karşıtlı sapmaları görülüyordu Bunlara birer kalem bağlanıp önünde bir kâğıt şerit çevrildiğinde, kâğıda şekiller çizilmekte ve bunlar önceden tespit edilen kotlarla yorumlanabilmekteydi 1837-1838 yıllarında Steinheil bunu bir millik uzaklıkta denedi Cooke’unkine olan üstünlüğü tek telle işlemesiydi ve akımın dönüş teli de kaldırılmıştı Mucit-bilgin toprağın dönüş iletkenliği görevini yapabileceğini bulmuştu

Amerika’da telgrafçılık alanına atılan kişi bir öğrenci ya da bir bilim adamı değil, ünlü bir ressam oldu: Samuel Morse 27 Nisan 1791′de dünyaya gelmişti O da Fulton gibi sanata İngiltere’de ve Benjamin West’in desteğiyle atılmıştı Yoksulluk ve türlü mutsuzluklarla geçen yıllardan sonra ABD’nin resmi ressamı olmuştu Tumturaklı ve usta fırçasıyla ülkesinin önemli tarihi olaylarını tuvale aktarmaktaydı Bundan başka Washington, La Payette, Monroe gibi ünlü general ve siyaset adamlarının portrelerini yapmıştı Öyle ki, 1829′da Fransa’ya geldiğinde bir ünlü kişi sıfatıyla akademi artistleri ve siyaset adamları tarafından karşılandı

Bununla birlikte adını ölümsüzleştirecek olan hikâyesi, 3 yıl sonra Amerika’ya dönmek üzere bindiği Fransız gemisi Sully’de başladı Orada, öğrenimini Fransa’da yapmış olup belki de hatıra diye ülkesine bir elektromıknatıs götürmekte olan vatandaşı genç kimyacı Charles Jackson ile tanıştı Bu araç hakkında gemide yapılan tartışmalar Morse’un ilgisini çekti Ancak, bir ressamdan beklenmeyecek kadar bu konulara yakınlığı olsa gerekti ki, geminin kaptanına gerçek bir kehanet diye niteleyebileceğimiz şu sözleri söylemişti:

“Kaptan, günün birinde telgraftan dünyanın harikalarından biri diye söz ettiklerini duyarsanız, onun 13 Kasım 1832′de Sully’de icat edildiğini hatırlayın”

Havadan bir söz mü? Sanatçı düşleri mi? Bunları söyleyemeyiz Çünkü 1837′de, İngiltere’de Cooke ve Wheatstone, Almanya’da Steinheil, kendi icatları olan telgrafların beratlarını alırlarken, New York’ta resim sanatı profesörü olan Morse da aynı formalitelerle meşguldü Makinesi kısa bir süreden beri birçok ülkede kullanılanlara benzer bir mekanizmaya sahipti: Dokunulduğunda elektriklenip devreyi kapatan eksenli bir maniple, alıcıdaysa elektromıknatıs tarafından çekilen oynak bir armatür ve bunun bir kâğıt şeridi üzerinde bıraktığı izler… Çalışmalarına Mühendis Alfred Vail da katılmış ve mucite bazı çok yararlı bilgiler vermişti Bunlardan en önemlisi bugün Morse dediğimiz alfabe konusuyla ilgili olanıdır

Morse telgrafını dünyanın çok kısa bir sürede benimsediği ve fabrikatörlerin imal etmek için birbirleriyle yarışa başladıkları sanılmasın Gerçekten, Cooke-Wheatstone ya da Steinheil’inkinden belli üstünlükleri yoktu Kaldı ki bir ressamın, bilginlerin alanına burnunu sokmasını kimse hoş karşılamıyordu, İngiltere işi teknisyenliğe döküp zavallı Cooke’u uzaklaştırmış olan Wheatstone’dan başka kimseye güvenmeye niyetli görünmüyordu Almanya da yalnız Steinheil’i tutmaktaydı, Fransa ise hâlâ Chappe’dan vazgeçmiyordu Morse’a da başkent başkent dolaşıp hükümetlere, icadıyla ilgilenmeleri için dil dökmek kalıyordu

1848′de İngiltere’deki birçok demiryolu şirketi Wheatstone’un sistemini uygulamaya başlamıştı bile Ve yalnız ulaşımda kullanmakla yetinmeyip halkın hizmetine de sunmuşlardı Öte yandan Bavyera’da Steinheil, Prusya’da karmaşık ve güç bir sistem olan Siemens-Halske kullanılmaktaydı Avusturya, Wheatstone’un bir değişik şekli olan Bain sistemini kabul etmiş ABD’deyse Morse, Senato’yu sonunda ikna edebilmiş ve Meclis, Washington-Baltimore arasında (64 km) bir hat kurulması için 30000 dolarlık kredi verilmesini kabul etmişti

Bu kararın tarihi, deneyin de yapıldığı 24 Mayıs 1844′ tür Morse, jüri ve davetlilerle birlikte Washington’da bulunuyordu Vali ise Baltimore’daydı Genç bir kız İncil’i açtı ve şu başlığı okudu: “Tanrı neyi yarattı?” Morse, Baltimore’a bu cümleyi iletti ve Vail derhal aynı şeyleri geri gönderdi Karşılığın çabukluğu inançsızların duraksamalarını bir anda sildi ve Baltimore’dan bir ailenin, telgrafla akrabalarına sağlık haberini göndermesi üzerine taşkın heyecan gösterilerine dönüştü Morse’un kaderi yeni bir şekil almıştı Elbette, her büyük icattan sonra olduğu gibi aleyhine üst üste davalar açılacaktı, ama mucit başardığına ve zamanın kendi lehine çalışacağına emindi

Morse’un karşılaşacağı en büyük güçlük, kendisinin de tahmin ettiği gibi, kurulmuş olan tesisleri yıkmaktı Gerçekten uygar ülkelerin çoğunda telgraf bir süreden beridir işlemekteydi, öyle ki, büyük masraflarla meydana getirdikleri tesisleri, yeni bir makine için bozmaya hiç biri niyetli görünmüyordu

Steinheil değerli bir bilgin olduğu kadar mert karakterli bir insandı Rakibinin sistemine ilk katılan o oldu Böylece Alman şebekesi Morse’la donatıldı ve 1850′de 2400 km’yi aştıHollanda şebekesi 1845′te ve Morse’un, Wheatstone’u güçlükle yendiği Belçika şebekesi de 1847′de açıldı Aynı tarihte fizikçi ve siyaset adamı Carlo Matteuci (1811-1868) İtalya’yı önce kadranlı bir makineyle, sonra Morse’la bu devreye kattı Onu 1850′de Rusya, 1852′de İsviçre, 1845′te İspanya izlediler

Ya Fransa? Geleneksel Chappe’a sıkı sıkı sarılmış olan hükümet ve yöneticiler elektrikli telgrafın ateşli taraftarlarının şiddetli yermelerine inatla karşı koymaktaydılar, İngiltere’de Wheatstone’un, Bavyera’da Steinheil’in sistemleri güzel güzel işliyor, Amerika’da Morse’un New York-Baltimore hattının başarısının yarattığı heyecanın yankıları ta oradan duyuluyor ve Fransa durmuş, Chappe kulelerini geliştirmeye bakıyordu Bu utanç verici gecikmeye şiddetle dikkati çeken Arago oldu Bu konuda nasıl olduysa, demiryolundakinden daha sağduyulu bir davranışı benimsemişti Böylece, 1844 yılında, Paris-Rouen arasına bir deneme hattı çekilmesi için 240000 franklık bir kredi verilmesi kabul edildi ve işlerin yönetimine Mühendis Louis Breguet (1804-1883) atandı

Bu ad, yüzyılın en ünlü saat ve Chappe araçları yapımcısı Abraham-Louis Breguet’den (1747-1823) ötürü saygıyla anılmaktaydı: Torunu Louis Breguet bu ünü hem pekiştirmiş, hem bilgin soyunun devamını sağlamıştı Oğlu Antoine Breguet (1851 -1882) sanayi elektrikçilikte ün yapmış ve torunu Louis Breguet, havacılığının öncülerinden ve kahramanlarından biri olmuştur

Paris-Rouen hattını kurmakla görevlendirilen Breguet’nin her şeyden önce çetin bir sorunu çözümlemesi gerekiyordu Telgraf idaresi müdürü Alphonse Foy, servislerinin bu faaliyete yardımcı olmalarını ilke olarak kabul etmekle birlikte, kurulacak istasyonun, Chappe’ın işaretlerini vermesini şart koşuyordu Breguet bu kalın kafalıyla mücadeleden yılmadı ve onu, iğneleri Chappe’ın hareketlerini tekrarlayan bir kadranlı makine göstererek kandırdı

Paris-Rouen hattı yenilik taraftarlarını haklı çıkarttı 1846′da yeni bir hattın (Paris-Lille) kurulmasına karar verilmesi, Fransa’nın da elektrikli telgraf çevresine katıldığına işaretti Zaten Foy-Breguet sistemi sekiz yıl sonra değiştirildi ve Morse kabul edildi, öte yandan kadranlı Breguet telgrafı demiryolu şirketlerince yüzyılın sonlarına kadar kullanıldı

ABD telgraf telleriyle örülüyordu Bunların uzunluğu 1855′te 45000 km’yi bulmuştu İngiltere dışında Avrupa ve dünyanın çoğu ülkeleri Morse makineleriyle donanmıştı Yaşlı mucit hayatının son yıllarında üne, huzura ve servete kavuşmuştu Kendisine bir ata gibi saygı gösteriliyor, madalya ve onurlar veriliyor, akademiye seçiliyor, kendi heykel -anıtının açılış töreninde bulunuyordu 2 Nisan 1872′de öldüğünde adı, bir özel ad olmaktan çıkmış, cins ‘isim’ olarak sözlüklere girmişti

A •– N –•

B –••• O –––

C –•–• P •––•

D –•• Q ––•–

E • R •–•

F ••–• S •••

G ––• T –

H •••• U ••–

I •• V •••–

J •––– W •––

K –•– X –••–

L •–•• Y –•––

M –– Z ––••

0 yorum :

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.

-