-

Said Paşa İmamı şiiri anlamı - mehmet akif ersoy

28 Aralık 2011 Çarşamba yazildi.
Sponsorlu Bağlantılar

Said Paşa İmamı



Coşar âvîzeler artık, köpürür kandiller;

Bu ışık çağlayanından bütün âfâk inler!

Yalının cebhesi, Ülker gibi, baştan başa nûr;

Nîm açık pencereler reng ü ziyâdan mahmûr.

Al, yeşil, mâvi fenerlerle donanmış kıyılar;

Serv-i sîmînler atılmış suya, titrer par par.

Dalgalardan seken üç çifte kayıklar sökerek,

Süzülür sâhile, şâhin gibi, yüzlerce kürek.

Bir taraftan bu akın yükseledursun karaya;

Bir taraftan dökülür öndeki saflar saraya.

Rıhtımın taşları, zümrüt gibi, Îran halısı:

Suda bitmiş çemen, üstünde de Sultan Yalısı!



Renk renk açmış o başlar, biriken mahşere bak:

Fes, arâkiyye, sarık, yazma, bürümcük, yaşmak,

Taylasan, takke, nazarlıklı hotoz, âbânî,

Mâvi boncuk, oyanın türlüsü, dal dal yemeni...

Ama birçokları da´vetli değilmiş, kime ne?

Bu açılmaz kapılar, şimdi, açık her gelene.

Avlu, dış bahçe, harem bahçesi, taşlık, yer yer,

Medd ü cezrin ebedî sâhası: Boy boy siniler,



devamı...


http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Said_Pa%C5%9Fa_%C4%B0mam%C4%B1_-_Mehmet_Akif_Ersoy_-_Safahat

0 yorum :

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.

-