1. Giriş
|
Toplumların karşılıklı etkileşim şekillerinden en kanlısı olan savaşlar, ülkelerin, milletlerin ve hükümdarların birbirlerine üstünlük kurması için üretebildikleri her türlü strateji ve taktiklerin denemelerine sahne olmuştur. Tarih boyunca sürekli gelişme içinde olan bu uygulamalar, savaş tarihinin iki önemli parçası olan "savunma" ve "saldırı" ağırlıklı muharebe düzenleri ile pekişmiştir. "Savunma" ve "saldırı" olguları bir çok farklı savaşta birbirine üstün gelseler de, dönemlere bağlı olarak birbirlerine sağladıkları üstünlüklerin aralarında sistematik bir bağ gözükmektedir. Bu durum Roma İmparatorluğu'ndan beri düzenli olarak günümüze kadar gelmiş, savunma ve saldırı olguları birbirlerine ikişer kez üstünlük sağlamışlardır.
|
Roma ile birlikte gelişen sistemin M.Ö. 3. yüzyıldan M.S. 4. yüzyıla kadar sürdüğü göze çarpmaktadır. Askeri Devrime kadar geçen süreyi klasik savaş dönemi olarak düşünürsek, Roma'nın çöküşüne kadar süren ilk dönemi klasik savunma dönemi diye adlandırabiliriz. 4. yüzyıldan sonra süvarinin önemli bir rol oynadığı klasik saldırının üstünlüğü dönemi gelmektedir ki, bu da 14. ve 15. yüzyıllarda başlayan ama asıl 16. yüzyılda iyice su yüzüne çıkan ve klasik saldırı sistemini tamamen yıkan yeni ve modern savunma anlayışı ile son bulmaktadır.
|
Bu durumda modern savunma anlayışı, modern savaşın da miladı olarak kabul edilmekte ve 1930'larda geliştirilen blitzkrieg ile birlikte yerini modern saldırı anlayışına terk etmektedir. Saldırının öne çıktığı bu modern anlayış ise hâlâ üstünlüğünü sürdürmektedir.
Kaynak Pdf
Burak ÇINAR
Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.