Sayfa 180
4. OLAY ÇEVRESİNDE OLUŞAN EDEBİ METİNLER
A.Anlatmaya Bağlı Edebi Metinler
a.Hikaye
Hazırlık
Milli Edebiyat dönemi yazarlarının zihniyetleri ve siyasi görüşleri göz önüne alındığında bu döneme ait hikayelerde milli ve milliyetçi temaların sade bir dille anlatıldığı söylenebilir.
İnceleme
1.Metin:
Sayfa 184
1)-
2)Hikayede anlatılanlar tarihi bir olay üzerine kurulduğu için karşılaşılabilecek olaylar değildir.Hikayenin tarihi bir olayı anlatması evrensel yönünü,Türk tarihine ait bir olayın anlatılması ise yerli yönünü gösterir.
3)Kızıl Elma Neresi adlı hikayedeki Kişiler:
-Kanuni sultan süleyman
-mahmut
-ahmet paşa
-hadım ali paşa
-sokullu mehmet paşa
-haydar paşa
-ayas paşa
-İskender paşa
-Fakih
-Garip
-yeniçeri askeri
-Bostancı
Sayfa 185:
1. Etkinlik= 1. grup : Kızıl Elma Neresi adlı hikayedeki Kişiler olay örgüsüne bağlı olarak yapıyı oluşturan unsurlardır.Bu bakımdan olay örgüsünün birbirine bağlanmasınıda kullanmışlardır.
2. grup :Kişiler olay örgüsü çevresinde bütünlük sağlama bakımından birbiriyle ilişkilidir.
4.a)Yazarın anlattığı kişilerle karşılaşması mümkün değildir.
b)Ömer Seyfettin'in bu kişileri seçmesi milli bir konuyu dönemin zihniyetine uyarak anlatmak istemesidir.
5)Hikayedeki temel çatışma halk-devlet üzerine kurulmuştur.
6)Hikayenin teması , Kızıl Elma'nın neresi olduğudur.Tema ile hikaye adı aynıdır.
7)Hikaye ilahi bakış açısına sahip,herşeyi bilen , olaylardan haberdar olan anlatıcı tarafından anlatılmaktadır.
8)Anlatıcı anlatımda, tasvir ve tahlilde doğal dili,edebi dil haline getirerek kullanmıştır.
9)-
10)Kızıl Elma, türk milleti için fethedilcek son yer ise fetih tarihinin bitmesiyle modern dünya için bilimsel ve teknik alanda varılacak son nokta olarak sayılabilir.
11)Kızıl elma neresi adlı hikayede milli bir konunun işlenmesi,Milli edebiyat döneminin zihniyetiyle ilişkilidir.
12)Kızıl elma neresi adlı hikaye Maupassant tarzı hikayeye göre yazılmıştır. Çünkü yazarın amacı olayı anlatmak , olay üzerine kurmaca bir metin oluşturmaktır.
13)Ömer Seyfettin (1884-1920) Türk edebiyatının en çok okunan hikaye yazarıdır. Asker ve öğretmendir. Türk kısa hikayeciliğinin kurucu ismidir. Ayrıca edebiyatta Türkçülük akımının kurucularındandır. Türkçede sadeleşmenin savunucusudur. Kısa ömrüne çok sayıda eser sığdırmıştır. En tanınan eseri "Kaşağı" isimli öyküsüdür.
1884 yılında Gönen'de (Balıkesir) doğdu. Hatko Çerkezlerindendir. İyi derecede Adige dili konuşurdu. Yüzbaşı Ömer Şevki Bey'le, Fatma Hanım'ın ikisi küçük yaşlarda ölen dört çocuğundan birisidir. Öğrenimine Gönen'de bir mahalle mektebinde başladı. Ömer Şevki Bey'in görevinin nakli dolayısıyla Gönen'den ayrılan aile İnebolu ve Ayancık'tan sonra İstanbul'a geldi.
Ömer Seyfettin, önce Mekteb-i Osmanî'ye, 1893 ders yılı başında da Askerî Baytar Rüştiyesi'ne kaydedildi. Bu okulu 1896'da tamamlayarak Edirne Askerî İdadîsi'ne devam etti. 1900'de İdadî'yi bitirerek İstanbul'a döndü. Burada Mekteb-i Harbiye-i Şahâne'ye başladı. 1903 yılında Makedonya'da çıkan karışıklık üzerine "Sınıf-ı müstacele" denilen bir hakla imtihansız mezun oldu.
Ömer Seyfettin, mezuniyetten sonra piyade asteğmeni rütbesiyle, merkezi Selanik'te bulunan Üçüncü Ordu'nun İzmir Redif Tümeni'ne bağlı Kuşadası Redif Taburu'na tayin edildi. 1906'da İzmir Jandarma Okulu'na öğretmen olarak atandı. Bu, Ömer Seyfettin için önemlidir; zira bu vesileyle İzmir'deki fikrî ve edebî faaliyetleri takip edecek ve bunlar içerisinde yer alan gençlerle tanışacaktır. Nitekim batı kültürünü tanıyan Baha Tevfik'ten Fransızca bilgisini artırmak için teşvik gördü; Necip Türkçü'den ise sade Türkçe ve millî bir dille yapılan millî edebiyat konusunda önemli fikirler aldı.
Ömer Seyfettin Ocak 1909'da Selanik Üçüncü Ordu'da görevlendiridi. Selanik'te çıkmakta olan Hüsün ve Şiir dergisinin ismi Akil Koyuncu'nun istek ve ısrarı üzerine Genç Kalemler'e çevrildikten sonra 11 Nisan 1911'de Ömer Seyfettin'in Yeni Lisan isimli ilk başyazısı imzasız olarak yayımlandı.
Genç Kalemler yazı heyetini oluşturanlar Balkan Savaşı'nın başlaması üzerine dağılmak zorunda kaldı. Ömer Seyfettin yeniden orduya çağrıldı, Yanya Kuşatması'nda esir düştü. Nafliyon'da geçen 1 yıllık esareti sırasında sürekli okumuştu. "Mehdi", "Hürriyet Bayrakları" gibi hikâyelerini bu dönemde yazdı. Hikâyeleri Türk Yurdu'nda yayımlandı. Esareti süresince gerek okuyarak, gerekse yaşayarak yazarlık hayatı için önemli olacak tecrübeler kazandı.
Ömer Seyfettin 1913'te esareti bitince İstanbul'a döndü. 23 Ocak 1913'te Enver Paşa'nın organize ettiği Babıali Baskını'na katıldı. Daha sonra askerlikten ayrıldı, yazarlık ve öğretmenlikle hayatını kazanmaya başladı. Türk Sözü dergisinin başyazarlığına getirildi ve burada Türkçü düşüncenin sözcülüğünü yapan yazılar yazdı. 1914 yılında Kabataş Sultanisi'nde öğretmenlik görevine başladı ve bu görevini ölümüne kadar sürdürdü.
1915'te İttihat ve Terakki Fırkası ileri gelenlerinden Doktor Besim Ethem Bey'in kızı Calibe Hanım'la evlenmiştir. Bu evlilik Güner isimli bir kız çocuğuna rağmen bozulunca tekrar yalnızlığına döndü.
1917'den ölüm tarihi olan 6 Mart 1920'ye kadar geçen zaman birçok acı ve sıkıntıya rağmen verimli bir hikâyecilik dönemini içine alır. Bu dönemde 10 kitap dolduran 125 hikaye yazdı. Hikâye ve makaleleri Yeni Mecmua, Şair, Donanma, Büyük Mecmua, Yeni Dünya, Diken, Türk Kadını gibi dergilerle Vakit, Zaman ve İfham gazetelerinde yayımlandı. Bir yandan öğretmenlik yapmayı sürdürdü.
Hastalığı 25 Şubat 1920'de artınca yazar, 4 Mart'ta hastahaneye kaldırıldı. 6 Mart 1920'de hayata gözlerini yumdu. Önce Kadıköy Kuşdili Mahmut Baba Mezarlığı'na defnedilir. Daha sonra mezarı buradan yol geçeceği veya araba garajı yapılacağı gerekçesiyle 23 Ağustos 1939'da Zincirlikuyu Asri Mezarlığı'na nakledildi.
En yakın arkadaşı Ali Canip Yöntem, onun hayatını ve mizacını anlatan, en kuvvetli hikayelerinİ içeren Ömer Seyfettin ve Hayatı adlı bir kitap yazdı ve bu kitap 1935 yılında yayımlandı. Kısa bir süre sonra da bütün hikâyeleri bir kitap serisi halinde basılmıştır ve bu hikayeler günümüzde de okunmaktadır
A.Anlatmaya Bağlı Edebi Metinler
Milli Edebiyat dönemi yazarlarının zihniyetleri ve siyasi görüşleri göz önüne alındığında bu döneme ait hikayelerde milli ve milliyetçi temaların sade bir dille anlatıldığı söylenebilir.
2)Hikayede anlatılanlar tarihi bir olay üzerine kurulduğu için karşılaşılabilecek olaylar değildir.Hikayenin tarihi bir olayı anlatması evrensel yönünü,Türk tarihine ait bir olayın anlatılması ise yerli yönünü gösterir.
3)Kızıl Elma Neresi adlı hikayedeki Kişiler:
-Kanuni sultan süleyman
-mahmut
-ahmet paşa
-hadım ali paşa
-sokullu mehmet paşa
-haydar paşa
-ayas paşa
-İskender paşa
-Fakih
-Garip
-yeniçeri askeri
-Bostancı
2. grup :Kişiler olay örgüsü çevresinde bütünlük sağlama bakımından birbiriyle ilişkilidir.
b)Ömer Seyfettin'in bu kişileri seçmesi milli bir konuyu dönemin zihniyetine uyarak anlatmak istemesidir.
5)Hikayedeki temel çatışma halk-devlet üzerine kurulmuştur.
6)Hikayenin teması , Kızıl Elma'nın neresi olduğudur.Tema ile hikaye adı aynıdır.
7)Hikaye ilahi bakış açısına sahip,herşeyi bilen , olaylardan haberdar olan anlatıcı tarafından anlatılmaktadır.
8)Anlatıcı anlatımda, tasvir ve tahlilde doğal dili,edebi dil haline getirerek kullanmıştır.
9)-
10)Kızıl Elma, türk milleti için fethedilcek son yer ise fetih tarihinin bitmesiyle modern dünya için bilimsel ve teknik alanda varılacak son nokta olarak sayılabilir.
11)Kızıl elma neresi adlı hikayede milli bir konunun işlenmesi,Milli edebiyat döneminin zihniyetiyle ilişkilidir.
12)Kızıl elma neresi adlı hikaye Maupassant tarzı hikayeye göre yazılmıştır. Çünkü yazarın amacı olayı anlatmak , olay üzerine kurmaca bir metin oluşturmaktır.
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.