Habertürk ekranlarındaki Gündem Özel programında Belkıs Kılıçkaya'nın konuğu olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Kürt meselesi ve son olarak gündeme gelen Devlet - PKK görüşmesinin ses kaydı iddialarıyla ilgili olarak çarpıcı açıklamalarda bulundu.
.
Devletin çeşitli unsurlarının 16 yıldan beri Abdullah Öcalan ve örgütün farklı kesimleriyle görüştüğünü söyleyen Çelik, ancak AK parti hükümetinin hiçbir zaman PKK ile pazarlık yapmadığını belirtti.
Hüseyin Çelik'in Kürt meselesiyle ilgili olarak belkıs Kılıçkaya'ya yaptığı çarpıcı açıklamalardan satır başları şu şekilde;
"TERÖR SORUNU VE KÜRT SORUNUNU AK PARTİ BİRBİRİNDEN AYIRDI"
"AK Parti'den önceki hükümetler bu sorunu bir güvenlik sorunu olarak algıladı. Elini taşın altına koyma yerine maalesef sadece mehmetçiğin elini taşın altına koydular.
Terör dediğimiz meselenin arka planına baktığımızda beslendiği ve ürediği bir ortam olduğunu görürsünüz. IRA meselesine baktığımızda bir asır geriye gittiğini görürsünüz. Dünyada bunun başka birçok örneği var.
Bu ülkede terör meselesiyle Kürt meselesi her zaman aynileştirildi. Yanlışlardan biri buydu ve bunların birbirlerinden ayrılmaları gerekiyordu. İnkar ve asimilasyon politikaları AK Parti ile beraber sona erdi.
Kürt kültürel kimliğinin Türkiye gökkuşağında yer alması için AK Parti elinden ne geliyorsa yaptı. Ana dilde eğitimin dışında olması gereken ne varsa yapıldı.
Eline silah alıp dağa çıkan adam ne diyordu, "benim kimliğimi inkar ediyorlar, benim kendimi ifade etmeme engel oluyorlar." Peki bugün bunlar kaldırıldı. O zaman şiddet, terör bugün kendini ifade etme biçimi olmamalıdır. Eline silah alıp dağa çıkanlar da geri gelsin, bıraksın bu işi.
Habur konusunda BDP'lilerin ve PKK'lı yöneticilerin çok büyük kusurları var. Orayı bir ideolojik propoganda meselesine dönüştürdüler. O Türkiye'de bir kırılma noktası meydana getirdi.
16 yıldan beri devletin çeşitli unsurları Abdullah Öcalan'la da terörün çeşitli unsurlarıyla konuşuyor. Bizim Amerika'yı tekrar keşfetmemize gerek yok. Daha fazla evladımızın ölmemesi için, daha fazla annenin ağlamaması için makul, mantıklı ne gerekiyorsa yapmak zorundasınız.
Net bir iradeyle hükümet ve Başbakan bu işin içine girmişken, çatışmalar olmasın denirken... Ne oldu? Silvan, Çukurca... Niye?
Diyelim ki bir terörist öldürüldü. Bu öldürülen kişi PKK'lı olduğu için birileri 'oh iyi oldu' diyebilir. Onun annesi var, onun kardeşi var, onun halası var. Bu sefer orada kin büyüyor, orada nnefret büyüyor. Bu sözler orada bu yara, bir iz bırakıyor. Öldürerek kalıcı çözüm bulamazsınız.
Dağdaki adam eskiden ne diyordu. Ben istediğimiz konuşamıyorum, varlığım tanınmıyor. Kaba kuvvete başvurmadan, teröre başvurmadan, şiddete başvurmadan gel neyi istiyorsan onu tartış. Federasyonu da tartış, bölünmeyi de konuş.
Deniyor ki ama siyasetçilerimiz tutuklanıyor, hapse atılıyor. Ama orada bir fark var. Birisi terör eylemi yaparken birileri de o teröre lojistik sağlıyorsa, terörü övüyorsa o da terördür.
Terörün bitmesini istemeyen unsurlar var. Bu işi meslek haline getirmişler. Ayrıca bakıyorsunuz, bir taraftan PKK'ya mayın satıyorlar diğer yandan Türkiye'ye mayın detektörü satıyorlar. Üç aşağı beş yukarı dünyada bu tip mühimmatı üreten yerler bellidir.
AK Parti hükümeti hiçbir zaman oturup PKK ile pazarlık yapmadı. Ama devlet çeşitli görüşmeler yapmıştır. Ayrıca bu sadece bizim dönemimizde değil bizden önceki hükümetler döneminde de devlet İmralı ile de başka unsurlarla da görüşmüştür. Ki bu da gereklidir.
0 yorum :
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.