8 Haziran 2012 Cuma

Başbakan Erdoğan özel yetkili mahkemeleri neden kaldırmak istiyor?

Başbakan Erdoğan’ın özel yetkili mahkemeler ile ilgili “düzenleme yapılacak” açıklaması tartışmaların fitilini ateşledi. AKP’de yumuşama sinyali görmek için hevesle bekleyen kesimlerde bu mesajın heyecan yarattığı görülürken bazı ayrıntılara dikkat etmekte fayda var.

3. yargı paketi ile birlikte Özel Yetkili Mahkemelerin de (ÖYM) tekrar düzenlemeye tabi tutulacağının açıklanması ve üstüne Başbakan Erdoğan, Bekir Bozdağ gibi isimlerin konuyla ilgili yorumları tartışmanın fitilini ateşledi.

AKP kurmayları ve Erdoğan’ın açıklamaları bu mahkemelere bir düzenleme yapılacağının kesin olduğu sinyallerini verirken, cemaat medyasının ise bu tasarıdan rahatsız olduğu görülüyor.

Kamuoyunda güvenirliği iyice zedelenen ÖYM’lerin kaldırılması fikrinin AKP’de normalleşme görmek için bekleyen kesimlerde heyecan uyandırdığı anlaşılırken, MİT krizinde olduğu gibi Cemaat-AKP karşıtlığının yine piyasaya sürülmeye başlandığı görülüyor.

Bu noktada ÖYM’lerin geçmiş uygulamaları, AKP’nin bu mahkemelere tüm hukuksuzluklarına rağmen sahip çıktığı hatırlandığında ve Erdoğan’ın son açıklamaları dikkatle okunduğunda yapılan düzenlemenin hukuksal anlamda bir iyileşmeye yol açmayacağı, AKP’nin, iktidar bloğu içinde alanını genişletmeyi ve kamuoyunda güven kaybeden yargının imajını düzeltilmeyi hedeflendiği anlaşılıyor.

“Haddinden fazla yetkili”
Erdoğan ATV’de “Gündem Özel” programında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan özel yetkili mahkemelerin durumu ile ilgili “haddinden fazla yetkili” ifadelerini kullanırken şunları kaydetti:

“… CMK 250’nin kurulması da geçmişteki DGM’lerin yerine ikame edilmiş. MİT Müsteşarımızın Başbakanın iznine tabi olmasına rağmen, bazı gazetelerde çıkan haberler sebebiyle çağrılmasıyla başlayan bir süreç. …Bu çizmeyi aşan bir şey oldu. Eğer alacaksanız o zaman beni alın. Çünkü talimatı veren benim. Ben terörle mücadele ediyorum. Yargı burada kalkıp bu insanlara yardımcı olması gerekirken bizim elimiz ayağımız olan kurumları şüpheye sevk ederse bu insanlar nasıl çalışacak? Ondan sonra çalıştıracak insan bulamazsınız. Demek ki bu madde haddinden fazla bir yetki alanı doğruyor.”

“Ergenekon’da geri basma yok”
ÖYM’ler ile ilgili düzenleme yapılacağının açıklanması AKP adına bazı kesimlerde iyimser bir havanın esmesine neden olsa da, Erdoğan’ın açıklamaları, bu mahkemelerin hukuksuz uygulamalarının, yine bunlar eliyle ya da bir başka yöntem ile sürdürüleceğinin sinyallerini verdi:

“Bu olağanüstü şartların ürünü. Ergenekon’du, Balyoz’du mücadeleyi biz göstermedik mi? Bu adımı biz attık. Geri adım zaten söz konusu değil. Bizim bu işin işleyişi üzerinde düşünmemiz lazım. Bu tür yanlışların olmaması gerekir. MİT’in dışında da bazı birimlerde bu durum söz konusu olabilir. Biz bir defam mücadelemizi vereceğiz.

250. Madde Ceza Hukuku’ndaki yetkileri kendisinde toplamış ve bunu istedikleri gibi kullanıyorlar. Bu çalışmalar bizim önümüze gelecek, değerlendirmesini yapacak adımını atacağız. Ve tabi darbelerle mücadele asla sonlanmaz.”

Cemaat düzenlemeden rahatsız
MİT krizi sırasında olduğu gibi ÖYM ile ilgili düzenlemeler konusunda da AKP-Cemaat çekişmesi tartışma konusu oldu. Cemaat ise düzenlemeye karşı olduğunu açıkça gösteriyor.

Fethullah Gülen’e yakın isimlerden Zaman Yazarı Hüseyin Gülerce dünkü yazısında şu ifadeleri kullanıyor:

“… Şimdi ne oldu da, AK Parti yöneticileri, sanki onlar gitmiş de başkaları gelmiş gibi davranıyor? Evet, ne oldu? AK Parti kendi kurduğu mahkemelere, şimdi "hukuksuz" diyor... Ne oldu, nasıl oldu, neden oldu?

İşin içine başka şeyleri karıştıranlara, artık hüsnüzan ile bakmakta zorlanıyorum. Ters bir rüzgâr eserse, ülke kaybedecek, millet kaybedecek... Demokrasi için tehlike devam ediyor diye siren mi çalınsın illaki?”

Zaman gazetesinden Büşra Erdal ise haber–analiz yazısında “Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 250'nci maddesinde hakim ve savcılara verilen özel yetkileri sınırlamak için düşünülen değişiklikler, yürümekte olan kritik davaları sekteye uğratacak” ifadelerini kullanarak “Değil yargılama yapmak, savcılar delillere bile ulaşamaz” iddiasında bulunuyor.

Zaman gazetesinin dün sabahki manşet haberinde “Avrupa'da, örgütlü suçla mücadeleyi özel yetkili mahkemeler yapıyor” ifadelerini kullanarak bu mahkemelerin gerekliliğine işaret ediyor ve “Türkiye'de, kaldırılması ya da yetkilerinin azaltılması için kamuoyu oluşturulmaya çalışılan özel yetkili mahkemeler, Avrupa'da örgütlü suçlarla mücadelenin en önemli aracı olarak işlev görüyor. “ deniliyor.

AKP normalleştiriyor mu yoksa...
AKP iktidarının olağanüstü bir süreçte kullandığı özel yetkili mahkemelerin aldığı kararların, yürüttüğü operasyonların yargıya karşı kamuoyunda ciddi bir güven kaybına sebep olduğu biliniyor. Ancak birçok tartışmalı uygulama konusunda AKP’nin bu mahkemeleri “yargı bağımsızlığı” gibi bir argümanla savunmaya gittiği de biliniyor.

Erdoğan'ın ise konuşmalarında MİT krizinin altını sıkça çizerek “Burada iyice çizmeyi aşan bir adım atıldı” ifadelerini kullandığı görülüyor. Ancak Erdoğan ÖYM’lerin uygulamalarının en çok tartışıldığı Ergenekon, Balyoz gibi davalardan geri adım atılmayacağını da sözlerine eklemeyi ihmal etmiyor.
Bunlara ek olarak, ÖYM’ler ile ilgili düzenleme konusunda basına yansıyan maddelerin, ÖYM’lerin özüne dokunmak yerine daha çok “bürokrat, bakan, asker, belediye başkanı” gibi kişilerin yargılanmasının hükümetin çeşitli kademelerindeki kişilerin iznine bağlanmasına yönelik düzenlemeleri içerdiği düşünüldüğünde, AKP’nin bu mahkemelerin varlığı ile ilgili bir sorunu olmadığı, yalnızca MİT krizinde yaşandığı gibi kontrol dışı durumlarla karşılaşılmasının önüne geçme gayretinde olduğu tahmin ediliyor.
(soL -Haber Merkezi)

1 yorum:

  1. Yoksa AKP'nin HAS Partiyi bünyesine katma çabası kaybedeceği oyları aza indirmekten mi geliyor?

    YanıtlaSil

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.