13 Haziran 2012 Çarşamba

Andrei Zviaguintsev 'in son filmi Elena hakkında

Andrei Zviaguintsev 'in son filmi Elena.

Rusya'da geçen filmde; Elena'nın günlük ritüellerle dolu hayatının sıkıcılığına,bölünmüşlüğüne tanık oluyoruz.Sabah kalk perdeleri aç ,kahveyi koy .Sabah kalk perdeyi aç yemek hazırla...İlk etapta aynı evde yaşadığı adamın bakıcısı olduğunu düşündürüyor.Son Rusya'nın sosyo ekonomik açıdan bariz uçurumlarını hissederek.Daha sonra iki ikinci evliliklerin yapmış bir çift olduğunu anlıyoruz.Aynı yatağı bile paylaşmayan bir nevi mecburiyet bir evlilik .Elena hemşirelik yaparken tanıştığı zengin adamı tavlayarak hayatını kurtarmış bir kadınmış meğer.Elena'nın bölünmüşlüğü de burada başlıyor ,oğlu ile eşi arasında .Oğul annesinden bir fiil para istiyor,çünkü o bir işsiz.
Sorumsuz bir oğlu olan Elena ,annelik içgüdüsü ile oğluna destek olmaya çalışırken ,eşine karşı bir savunma halinde .Eşinin de kızı ile olan ilişkisini de gözlemliyoruz.Zengin baba ve kızı ile yoksul anne ile oğlu görüntüsü bariz hissediliyor.
Baba, Elena'ya sorumluluk sahibi olması için yalnız bırakmasını,parasal destek vermemesini söyleyip ''senin oğlun'' ayrımını yaparken.Elena'da eşinin kızı ile ilgili yorumlar yapıp aldığı gardla kendisini savunup ,eleştiriler getiriyor.


Bir de üstüne torun Sasha 'nın askere gitmemek için üniversiteye girmesi için lazım olan paranın istenmesi mevzuu ortaya çıkıyor.İyice bölünen Elena eşinin kalp krizi geçirmesi ile ölmesi halinde ne olacağını idrak ediyor.Zira kalp krizi geçiren eş,vasiyetnamesini yazmak istiyor ve mirasını kızına bırakacağını da belirtiyor..Elena kendisine hiç bir şey kalmayacağı gerçeği ile bunca yıl boşa harcanmışlık ,çocuğum ,ailesi ve torunum ne olacak kaygısı ile düşünmeye başlıyor.
Eski bir hemşire de olduğundan çareyi bulması da zor olmuyor tabi.
Vasiyetini hazırlayamadan ölen eş durumu olduğundan ,kanunların yürürlüğe girmesi ile mirası Elena ve kızı Katya arasında pay ediliyor.
Aşağıdaki konuşma baba ile kızı Katya arasındaki hastanede oluşan bir replik. Filmde de en çok kulağıma çarpan bölümü.
''Tüm bunlar nereden çıkıyor?
-Neresi olabilir sence?
Genler baba, kalıtım.
Bozuk tohum. Hepimizin tohumu kötü.
İnsanlık dışıyız.
-Git de biraz çocuk yap.
Belki onlar biraz farklı olur.
-Diğer herkesten mi
farklı olacak? "Farklı" diye bir şey yok.
-Nedir bu anlamı yok takıntın?Budalaca bahaneler.
Sadece sorumluluk almaktan kaçınıyorsun.
-Baba, hasta ve bitmiş bir çiftin
kendileri gibi olacak bir çocuk dünyaya getirmeleri sorumsuzca bir davranış olur.
Çünkü tüm kadınlar böyle yapar...''

Ben yönetmenin daha önceden Dönüş filmini izlediğimden Elena'da çok beklediğimi bulduğumu söyleyemeyeceğim.Zviaguintsev'in diğer filmlerdeki dinginliğini gözlemleyebildim de o içe işleme hallerini göremedim,maalesef.Belki de çok şey bekledim bilemiyorum.Ama en azından torunun sokak kavgasına karışması halinde Dönüş'teki gibi bir gelişme yaşanabilirdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.