9 Mayıs 2012 Çarşamba

Charles Boycott ve boykot kelimesinin çıkış noktası

Captain Charles Cunningham Boycott, İrlanda’da Lord Erne’nin malikane kahyası olarak çalışan bir İngiliz’di. Babası bir rahip olan Boycott, Lord Erne’nin yanında çalışmaya başlamadan önce orduda görevliydi. Uzun süren hastalığının ardından ordudaki görevinden ayrılarak İrlanda’da kalmayı seçmişti. Boycott’un kahyalığını yaptığı Lord Erne bir “absentee lord” yani sahip olduğu topraklarda yaşamayan lorddu ve bu sahip olduğu toprakların genişliği 163 kilometrekareyi aşıyordu.

“Boycott” kelimesinin “direniş” manasında kullanılması da bu toprak sahipliği ile ilgiliydi. 19. yüzyıl İrlanda’sının tarihi geniş toprak sahipleri ile o toprağı işleyenler arasındaki mücadelenin tarihiydi. İrlandalı çiftçiler kendi aralarında “Irish Land Leauge” isimli bir birlik kurmuşlardı. Bu birlikler belki de izleyen yüzyıllarda İrlanda’nın bağımsızlığını savunacak olan başka örgütlerin de atası konumundaydılar.

İrlandalı çiftçilerin isteği belliydi: kira ücretlerinin azaltılması ve şartların düzeltilmesi. Bazı ileri uçlardaki çiftçiler ise toprak sahipliği sisteminin tümüyle lağvedilmesinden yanaydılar. 1880’lerde hazırlanan bir afişte “Kiralamak yok, toprak halkındır” gibi ifadeler yer alıyordu.

“Boycott” işte bu şartlarda ortaya çıktı. Charles Boycott’un vekaleten yönetiminde bulunan bölgede çiftçiler Boycott’a itaat etmemeye başladı. Ücretlerini ödemediler ve tarımsal faaliyette bulunmadılar. Çiftçiler başlarda yüzde onluk indirim kazanmayı başardılar ancak bununla haklı olarak yetinmediler. Bu noktada Charles Boycott’a yönelik “sosyal sürgün” hareketi başladı. İnsanlar Boycott’un emirlerine uymamakla birlikte onun topraklarında dolaşmasını da engellemeye başlamışlardı.

Peki, Yüzbaşı Charles’ın soy ismi nasıl bu eylemin adı oldu? Irish Land Leauge’nin eylemlerini başından beri izleyen gazeteci James Redpath bu kelimeyi bir tartışma sırasında Peder O’Malley’in bulduğunu söylüyor. Gazeteci Redpath, Charles Boycott’a karşı yapılan eylemin “sürgün” (ostracism / ostracise) kelimesiyle tanımlanmasının yanlış olduğunu çünkü bu kelimenin söz konusu eylemler gaspçı bir lorda karşı yapıldığında orjinalinden farklı bir anlam taşıdığını söylüyordu. Bu nedenle farklı bir kelime bulmak gerektiğini söyledi. Peder O’Malley şöyle cevap verdi: “Boycott desek nasıl olur?”

Güzel oldu. Boycott kelimesi kısa bir süre içerisinde Gazeteci Redpath’ın da etkisiyle basının böyle durumlar için kullandığı ortak kelime oldu ve Japonya’ya kadar uzandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.