16 Nisan 2012 Pazartesi

Emre Belözoğlu'nun Türkiye'deki dokunulmazlığı

Yıllar yılı skandalların adamı olarak anılan, yaptığı her terbiyesizlik neden temize çıkarılıyor?

------------------------------------------------------------------------

İŞTE Oray Eğin'in yazısı

Emre Belözoğlu, belki şimdi farkında değil ama, futbol hayatının en büyük hatasını yaptı Fenerbahçe´ye imza atmakla. Kendisi gibi çoğu zaman çığır açan, futbolumuzun çıtasını yükselten bir oyuncu olarak vizyoner olmadığını kanıtladı en başta. Gündelik düşündü, biraz daha paraya geleceğini satıverdi. Anlamaya da çalışıyorum: Belki arka arkaya yaşadığı sakatlıklardan sonra kendisiyle ilgili kimi kaygıları oluşmuş olabilir. Kim bilir, futbolundan çok sakatlıklarıyla konuşulan bir Rıdvan Dilmen vak´asına dönüşmek istememiştir mesela. Bir an önce daha çok para kazanmanın peşine düşmüştür.


Ayrıca, şurası da kesin ki yaşadığı onca sıkıntılı dönemden, yarattığı onca sorundan, mesela ırkçılık suçlanmasından sonra Batı dünyasında rahat rahat barınamayacağı da belli olmuştu. İlla ki Türkiye´ye dönecekti; sonuçta kendi kişisel tarihinde Avrupa macerası pek de görkemli sayılmaz.

Pek çok Galatasaraylı kabullenmiyor Emre´nin önümüzdeki sezon sarı-lacivert forma giyecek oluşunu. Doğrusu, gazetelerde onu Fenerbahçe formasıyla görünce ben de yadırgadım. Hatta bakmak istemedim, o derece itici geldi. Üçüncü sayfada yeterince buzlanmamış bir şiddet fotoğrafı gibi.

Bundan sonra da kabullenmeyecektir Galatasaraylılar onu. Bu bir alışma periyodu değil. Emre´yi sarı kırmızı vicdanımızdan atma süreci sadece. Türk futbolunun en önemli figürlerinden biri olacakken kendi kendini yaptığı hiç de zeki olmayan bir hamleyle birçok başka takımda oynadığı için tarihte o takımla özdeş anılmayacak futbolculardan birine dönüştürdü. Mesela eski takım arkadaşı Fatih Akyel gibi; ne kadar kimliksiz bir futbolcuysa Fatih, Emre de kendisi için bunun yolunu açtı. 

Ne kadar Galatasaraylı Emre Belözoğlu?

Tanju Çolak bile Fenerbahçe´ye transfer olduğu için bu takımda bir türlü koşulsuz sahiplenilmemiştir. Ayhan Akman, ne kadar çalışırsa çalışsın hiçbir zaman Galatasaraylı Ayhan olamaz, taraftar onun hep Beşiktaşlı Ayhan olduğunu bilir. Fenerbahçe´de oynayan Ogün´ü Trabzonlular bir anda kalplerinden sildi mesela. Ve daha bir sürü örnek... 

Oysa mesela Hakan Şükür, o kadar yurtdışına gidip gelse de hâlâ ve hep Galatasaraylı Hakan Şükür kalacaktır. Bugün o yüzden onun heykelinin kulübe dikilmesi tartışılmaktadır.

Futbolun profesyonel bir meslek olduğu argümanını da bir köşeye bırakmak durumundayız. Türkiye´nin futbolu, tıpkı ülkenin geneli gibi duygusal yapıda. Taraftar, her türlü denemeye rağmen bir oyuncunun kulübünü bırakıp bir başka kulübe gitmesini kabullenmiyor. "İhanet" diye bakıyor buna.

Ki Emre, taraftarın gözünde Inter´e gidişinin ardından ikinci ihanetini yapıyor.

Bu Emre Belözoğlu´nu bir futbolcu olarak sevmeyeceğim, onu takip etmeyeceğim anlamına gelmiyor. Ama ben sadece kendi açısından üzüldüm; adına yüklenen payeleri kaldıramıyormuş gibi geldi bana.

Bir de tabii şu çok konuşulan "komplo teorisi"ni de aktarmak istiyorum... Önceki gün bir taksi şoförü söyledi, ben hiçbir şey demeden. Bir taksi şoföründen çıkmışssa bu söz, sokağa yayılmış demektir:

Acaba Emre´yi Fenerbahçe´ye, Galatasaray´ı Hakan´a yaptıklarından dolayı cezalandırmak için Fethullah Gülen Cemaati mi gönderdi?


ORAY EĞİN AKŞAM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.