6 Mart 2012 Salı

Slavoj Zizek, dünyanın hallerini değerlendiriyor - yorumlar - Görüşler

Slavoj Zizek
Slavoj Zizek
Aljazeera TV de Marksist sosyolog, filozof, kültür eleştirmeni Slavoj Zizek dünyadaki karmaşayı yorumluyor Şeylere “yamuk” bakan bir kültür eleştirmeni; Slavoj Zizek, dünyanın hallerini değerlendiriyor…
Slovakya doğumlu (1949)) ünlü Müslüman, Marksist sosyolog, filozof, kültür eleştirmeni Slavoj Zizek’in Yamuk Bakmak kitabını okuduğum şu günlerde, Zezek’in Aljazeera televizyonunda 29 Ekim 2011 de yaptığı söyleşiye rast geldim. Neyin mesajını alıyorum bilmem ama bu hafta üçüncü defadır bana Zizek önerilince üşenmeyip izledim.
Aljazeera televizyonunda Amerika-Avrupa’daki protesto gösterileri ve Çin’in yükselişi hakkında sorulara yanıt vermiş.
Provoke eden tarzı ile Hitler zorba idi ama Gandi ondan da zorba. Çünkü biri inandığı sistemi kurmak, çalıştırmak; diğeri de durdurmak için toplumları zorladı diyebilecek kadar sivri, sıra dışı. Sahiden şeylere; ”yamuk” bakarak, provokasyon yaratıyor.
Söylediklerinden kısa aktarım ve 1-2 ilave yorumumla özet;
-Dünya yeni bir alternatif arayışında
-İnsanların farkındalığı artıyor. Anglo-Sakson, Neo-Liberalizm ya da Asya değerleri ile Çin-Singapur
-kapitalizmi gibi tek alternatifli bir dünyada yaşamak istemediklerini fark ediyorlar.
-Toplumlar adeta açık bir alanda yeni ideoloji, sistem arayışında.
-Yeni çözümler bulamazsak, yapmazsak, korkarım yavaş yavaş yeni bir tür otoriter   toplumun parçası olacağız
-Bugün Çin´de neler olup bittiğine ve dünyanın tarihsel olarak yaşadıklarına bakın.   Tüm dünya Çin’e kitlenmiş ve “dünyanın yeni toplumsal sistemi için oradan bir model çıkar mı?”    diye umutla inceliyor. Oysa consumerization un kışkırttığı Çin’deki gelişmeleri son 60 yılı ele alarak   değerlendirmemiz pek olası ve doğru değil.
-Çin, 5.000 yıllık bir uygarlık yaşayan, pek çok devrim, sivil savaş yaşamış ve her zaman dönüşerek   ilerleyebilmiş bir ülke. Sadece 220 yıllık geçmişe derinden bakarak, binlerce yıldır hayatta kalabilen   Hindistan ve Çin gibi eski kültürleri değerlendirmek o kadar kolay değil.
-Şu anda işbaşında olan hükümet ve kurallar belirleyici olamaz. Eğer insanlar sonunda sistemi    desteklemezse hükümet yaşayamaz, dünya bugünkünden de ciddi sorunlara ve arayışlara gider.   Şimdiye kadar kapitalizm sırtını “er ya da geç demokrasiye ihtiyaç olacaktır…” argümanına   dayıyordu. 
-Asya değerleri ile bildiğimiz kapitalizmin, tüm olumsuzluklarıyla “çok daha verimli ve dinamik hale    geleceğinden” endişe ediyorum.
-Liberallerin “onlara bir on yıl daha verin, her şey güzel olacak” görüşlerine katılmıyorum.
-Hayır! Bence kapitalizm ve demokrasi evliliği bitti. Bundan sonra olsa olsa yeni bir  Tiananmen Meydanı daha yaşanır.
Konuşmasında Türkiye-Avrupa hakkında da şöyle bir bölüm geçiyor;
Avrupa Türkiye’yi yeteri kadar demokrat, insan haklarına saygılı ve en önemlisi Müslüman olduğu için topluluğuna almadı.
Avrupa’nın değerlerini beğenmediği Türkiye’de 19 Temmuz 2011 de Taksim Meydanı’nda “Eşcinsellerin Gurur Yürüyüşü” gerçekleşti. 10.000 Eşcinsel katıldı, tek bir olay çıkmadı.
Size sorarım; aynı yürüyüş sosyalist rejim kökenli bir Avrupa ülkesinde olsa idi ne olurdu?
Yürüyüşçüleri bir o kadar da polis korur, ancak sıkı çemberle güvence altına alınırlarsa gösteri  yapılabilirdi.
Konfüçyüs’ün dediğini hatırlayalım;
“İnsanlar su, hükümet bir tekne gibidir. Su tekneyi ya yüzdürür ya alabora eder”
Vidoyu izlemek için tıklayın
________________________________ http://www.m-gen.biz/detay.asp?id=1908

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.