Pek çoğumuz demokrasinin bir mutabakat üretme zemini olduğuna inandırıldık. Öte yandan, artık mutabakat denilen şeyin bir tasarım ürünü olabileceğini de biliyoruz. Liberaller siyasetten söz ettiklerinde, ekonominin terimleriyle konuşuyorlar ve bu yüzden siyasal olanın belirleyiciliğini gözden kaçırıyorlar. Bu nedenle siyasal olanı belirleyen temel dinamikleri anlamak zorundayız. Bu noktada, her toplumda siyasal olanın, toplumda zaten varolan çatışmalarla ilintili olduğunu düşünüyorum. Çatışma her halükarda kaçınılmazdır.Bu da her hangi bir dışlama içermeyen bir mutabakatın -hegemonik ilişkilerden bağımsız bir şekilde- asla var olmayacağını gösterir.
Ekonomik aldatmacanın yanı sıra kapitalizmin siyasal aldatmacası da demokrasidir. Demokrasi dillere persenktir ama demokrasi anlayışı, demokrasiden beklentiler, uygulama çok farklıdır. Günümüzde demokrasi anlayışı ve uygulaması, sermayenin egemenliğine dayanan örtülü faşizmdir. Kapitalizm, demokrasi maskesi altında, siyasal açıdan kendini meşrulaştırmakta, aklamaktadır. Halkın, çoğunluğun iradesine dayandığı süsü, izlenimini vermektedir. Geniş kitleler bir şekilde güdülenmekte, güdülmektedir. Halkın oy gücü ile gerçek bir demokratik düzen kurma girişimleri, önce yerel kolluk güçleri, daha sonra da emperyalistlerin askeri güçlerince engellenir. Gelişmekte olan ülkelerde askeri darbelerden yakınılır. Askeri darbelerin ardında hangi güçler vardır? Kimler gerekli koşulları yaratır, darbe kundakçılığı yapar? Bu soruların yanıtı pek aranmaz. Düzen halkın oyu ile değiştirilmeye çalışıldığında buna izin verilmez. Kapitalizmin demokrasi alalaması sürer. Aymazlıktan kurtulup, gerçekleri görmeye çalışalım. Kapitalizmde de ise, oyun bitmez.
ucnoktaaforizma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.