“Türkiye kendini laik bir devlet olarak tanımlamayı sürdürdükçe, İslam liderliği onu reddedecektir.
Ama Türkiye kendini yeniden tanımlarsa ne olur?..
“…Türkiye, Balkanlar’daki, Ortadoğu’daki, Kuzey Afrika’daki ve Orta Asya’daki Müslümanlarla sahip olduğu geniş tarihsel bağlar açısından bütün Müslüman ülkeler arasında tek ve biriciktir…
“…Nasıl Güney Afrika, ırk ayrımcılığını terk ederek kendi uygarlığındaki bir parya devlet konumundan, o uygarlığın lider ülkeliğine yükselmişse, Türkiye de kendisine aynı derecede yabancı olan laikliği reddederek bunu gerçekleştirebilir…
“…Laiklik ve demokrasi olarak, Batı’nın kötü ve iyi yanlarını yaşayan Türkiye de aynı biçimde İslamın liderliğine hazırdır. Fakat bu liderliği yüklenebilmek için, Atatürk’ün mirasını, Rusya’nın Lenin’in mirasını reddettiğinden daha kapsamlı olarak reddetmelidir.Türkiye’yi bölünmüş bir ülke olmaktan çıkarıp bir çekirdek ülkeye dönüştürmek, aynı zamanda Atatürk’ün kalibresinde, dinsel meşruiyet ile siyasal meşruiyeti birleştirebilecek bir lideri gerektirir.”
Evet, kitabının 178 ve 179’uncu sayfalarında Huntington aynen böyle diyor. (Simon and Schuster, New York, 1996)
Bir ülke stratejik anlamdaki önem, konum ve durumunu değerlendiremezse birileri gelir size kendi çıkarları adına (sizi düşündüğünden değil a…) böyle bir rol ve senaryo önünüze kor ve hele de bu bir dünya devi ise maalesef bugün olduğu gibide dayatır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.