29 Şubat 2012 Çarşamba

Diyalektik Nedir - diyalektik düşüncenin esasları - marx ve kant

Diyalektik
Diyalektik, Yunanca “karşılıklı konuşma” anlamındaki sözcüğün Fransızcadaki biçimidir. (Dialectique; eytişim.) Batı düşüncesinde tartışma sanatıdır. Doğru olanı elde etmek için, bir kavrama açıkça kavrayıp ortaya koyabilmek amacıyla karşıt kavramlarla karşılaştırarak gelişen düşünme ve konuşma sanatıydı. Diyalektik düşünceye göre gerçek, zıtlaşmadan ve zıtların çatışmasından doğar. Her tezin bir antitezi olduğunu varsayar. Tezle antitezin çatışmasından sentez doğar. Bu sentez de daha sonraki bir gelişmeyi hazırlayan çelişkileri doğurur. Herakleitos’da, kavramsal olan varlık, bilimsel bir nitelik kazandı ve evrenin temel dinamiği biçimini aldı. Karşıtları ortaya koyup çekişmeyi gidererek sonuçlara varma, karşıt güçlerin kavgasına, bu kavgadan da oluşum sürecinin doğmasına dönüştü. Ona göre, evren sürekli bir akıştır ve bunu sağlayan da karşıtlar arasındaki kavgaydı.
Söyleşilerinde diyalektik düşünme yöntemini kullanan Platon’a göreyse düşüncelerin bilgisine ulaşmanm en sağlam yoludur. Aslında düşüncelerin kendileri de diyalektik bir yapı gösterirler. Aristoteles ise diyalektiği kanıtlama yolu olarak gösterir. Ancak bu yaklaşım çözümleyici nitelikten uzak olduğundan bilim dışı bir tartışma yolu olarak benimsenir. Aristoteles’teki bu anlayış, diyalektiğin uzun süre olumsuz bir düşünme biçimi olarak görülmesine neden oldu. Kant ile diyalektik kavramı yeniden ele almdı. Koşulsuz, salt olana, deney alanının dışında bulunana yönelen akıl, ister istemez kimi çelişmelere düşer.
Kant’a göre de diyalektik bu çelişmelerdir. Alman idealist felsefesinde ise Kant’ın Aristoteles’ten gelen çizgide yürüyerek olumsuz gördüğü diyalektik daha başka biçimde ele alınmaya, olumlu bir yoruma sokulmaya başladı. Buna göre; çelişmeler yalnızca salt olanda bulunmayıp her yerdedir; her oluşta, her durumda çelişme vardır. Böylece Kant sonrası felsefede Herakleitos’u andıran bir anlayış belirdi ve bu gelişme Hegel’i hazırladı. Hegel’e göre diyalektik, aklın ve tinsel gerçekliğin karşıtlıklar içinde ilerleyip kendini ortaya koymasıdır. Her tez kendinde antitezi de taşır, birlikte getirir. Tez (sav) ile antitezin (karşısavın) uyuma varması, birleşmesi sentezi yaratır. Her sentez de bir tezdir ve o da antiteziyle birlikte gelir. Hegel’e göre gelişme işte bu diyalektik süreçte aklın kendisini aşmasıyla ortaya çıkar.
Marx, maddecilik (diyalektik materyalizm) anlayışını geliştirerek dünyanın gelişmesinde diyalektiğin taşıyıcılığını, gelişmenin özünde onun bulunduğunu savunur. Marx’ın Hegel’den en önemli aynlığı, diyalektik gelişmenin kalkış noktasındadır; ona göre diyalektik gelişme maddeden yola çıkarak açıklanabilir. Tarih alanında ise diyalektik; ekonomide ve toplumsal yapıdadır. Diyalektik kavramı Antik Çağ’dan başlayan bir çizgide değişik yorumlamalarla günümüze gelir. Bu gelişme sürecinde ister olumlu görülsün, ister olumsuz, ister yalnızca düşünsel alanda görülsün, ister olgulara da sokulsun hep bir işleyişi, bir hareketi gösteren temel kavram durumundadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.