21 Aralık 2011 Çarşamba

Sümela Manastırı’nın inşası ve efsaneleri

Sümela Manastırı bir Yunan Ortodoks manastır ve kilise kompleksidir ve tam adı Panagia Sumela’dır. “Panagia” o bölgedeki derenin, “Mela” da “Kara Tepe”’nin Yunanca adıdır.
Kilisenin MS 375-395 yılları arasında inşa edildiği sanılmaktadır. Anadolu’da sıkça görülen Kapadokya kilise tarzında inşa edilmiştir. Kilisenin ilk kuruluşu ile manastıra dönüşümü arasında 1000 yıllık bir zaman farkı bulunmaktadır. Bu dönemle ilgili kesin bir bilgi mevcut değildir. Kiliseyle ilgili pek çok efsane bulunmaktadı
Sümela Manastırı’nın inşası ve efsaneleri
Karadenizli Rumların arasında anlatılan bir efsaneye göre Atinalı Barnabas ve Sophronios isimli iki keşiş bir rüya görür ve Sümela’ya doğru yola çıkarlar. Burada Bakire Meryem ikonunu görürler ve bu mağarayı bir kiliseye çevirmek isterler. Mağarayı daha da derine doğru kazarak ve yüzeyleri düzleştirerek ufak bir kilise inşa etmişlerdir. Ardından küçük bir şapel de eklenmiştir.Bu kilise manastırın temelini oluşturmuştur.
Yine efsaneye göre Hz. İsa’nın havarilerinden Aziz Luka bir ikon yapmıştır ve ölümünün ardından bu ikon Atina’ya gönderilmiştir. Ancak Theodosius I’in hükümdarlığı esnasında ikon Atina’da ayrılmak istemiştir ve melekler ikonu Trabzon’daki mağaraya getirmiştir. İkonun oldukça eski ve mucizevi bir yapı olduğuna inanılmaktadır.
Sümela Manastırı’nın inşası ve efsaneleri

İnanışa göre manastırın ortasında kutsal bir havuz vardı ve 30-40 metre yükseklikten aşağıya dökülen suların mucize etkisi olduğuna inanılırdı. Sadece Hıristiyanlar değil Müslümanlar da Meryem Ana’nın insanlara sağlık getirdiğine inanmaktaydı. Bu nedenle yüzlerce yıl boyunca her iki dine de inananlar sağlık bulmak için buraya gelmiştir.
Dik bir kayalık üzerinde bulunan Manastır’da mutfaklar, öğrenci odaları, şapeller, fıskiyeler ve kütüphaneler inşa edilmiştir. Manastırın eski fotoğraflarına bakıldığında tahta balkonları olduğu da görülmektedir. Ancak bu balkonlar 1930 yılında çıkan yangında küle dönmüştür.
Sümela Manastırı’nın inşası ve efsaneleri
Türk hükümdarlığı sonrasında Sümela
1461 yılında Sultan 2. Mehmet Trabzon’u fethettikten sonra manastırda Türk tasarım ve sanatının etkisi görülmeye başlanmıştır.
Bu etki şöminelerde, mutfak dolaplarında ve duvarların yapısında fark edilebilmektedir. Kutsal suyun toplandığı arklar da Türk stilini yansıtmaktadır.
Diğer bir Türk etkisi ise duvarlardaki boyalarda görülmektedir. Duvar resimlerinde kullanılan koyu kırmızı renk 18. yüzyıl Türk mimarisinin belirgin özelliklerindendir.
 Sümela Manastırı’nın inşası ve efsaneleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.