23 Kasım 2011 Çarşamba

Başbakan Erdoğan'ın Dersim olayları hakkındaki konuşöşması

Erdoğan’ın konuşmasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na çok sert sözlerle yüklendi. Dersim Belgeleri konusunda CHP liderinin Ermeni diasporası benzetmesine çok sinirlenen Erdoğan, ‘Beni Ermeni diasporasıyla aynı kefeye koyanların anlını karışlarım. Bu senin haddin değil’ dedi.

Erdoğan ardından Başbakanlık arşivlerinden ve yazar Necip Fazıl Kısakürek’in kitabınadan Dersim’de yaşanan katliamlarla ilgili 4 belgeyi tek tek gösterdi. Erdoğan’ın sözleri toplantı salonunda uzun süre ayakta alkışlandı.

İşte Erdoğan’ın toplantıdaki konuşmasının satır başları:

DERSİM BELGELERİ

Tarihi hiç bir olayı siyasi rant olarak kullanmaya tenezzül etmedik. Faili meçhullerle yüzleşmeden, demokrasinin sürdürülemeyeceğini biliyorduk. Siyasi vesayetle yüzleştik ediyoruz. Asimilasyonla yüzleştik, söylenemeyenleri söylemeden Kürt meselesinin çözülemeyeceğini biliyorduk. İnkar politikalarını biz bitirdik. Bu iktidarın politikalarında ne ret ne de inkar politikaları vardır. Biz her şeyle yüzleştik. Kendi tarihiyle yüzleşemeyenler bir gelecek inşaa edemez. Bilinçlerinin altını süpürmeyenler gelecek adına proje üretemez söz söyleyemezler. Kendi tarihini sorgulayamanlar başkalarını sorgulayamazlar. 2009 yılında Meclis’te konuşan CHP Genel Başkan yardımcısı; Dersim isyanında analar ağlamadı mı diyerek tarihi bir acının küllerini kaldırıdı. O dönem CHP grup başkanvekili Kılıçdaroğlu önce sessiz kaldı. Sonra gereğini yapsın etti. Ardından çark ederek Analar ağlamadı mı diyen arkadaşına sahip çıktı. Onun için millet sana çarkçı kemal dedi. Sen klavuzlarını iyi seçemedin. Bizim ile ilgimiz yeni güncel, Dersim üzerinden siyasete bir ilgi değildir.

SENİN ANLINI KARIŞLARIM

size Necip Fazıl Kısakürek’in Son Devrin Din Mazlumları isimli kitabını göstermek istiyorum. Yakın tarihimizin karanlık sayfalarına ışık tutuyor. Resmi tarihin bilinmeyenleri burada gördük. Bu kitap zaman zaman yasaklandı. Toplatıldı. Gençlikten uzak tutulmak istendi. İşte benim de kulaktan dolma anlatıların ötesinde Dersim’le tanışmamız bu eserle olmuştur. Milletvekilimiz sizin aşiretinizden bahsetti. Kürt dememiştir, Ermeni dememiştir. Dersimlileri din mazlumları adı altında insani bir trajediyi bize açıklamıştır. Sen beni Ermeni diasporasıyla aynı yere oturtmaya çalışıyorsun. Sana yazıklar olsun. Beni Ermeni diasporasıyla aynı kefeye koyanın alnını karışlarım.

Dersim’e yapılan operasyon bir isyanın bastırılması olarak vicdanlarda durum farklı adlandırılıyor. Diyap Ağa’dan hiç kimse bahsetmiyor. Dersim’de adım adım çerçevesi çizilmiş bir operasyon var. Bakın şu rapor; sadece 100 adet bastırılarak gizli olarak başka yerlere ulaştırılmıştır. Bakınız Başbakanlığın arşivi açıktır. Sayın Kılıçdaroğlu görmek istiyorsan buyurursun incelersin. Oranın ilkeleri ne ise bu konudaki bilgisizliğini giderirsin.

Ne var bu raporda? Sadece bir kaç cümleyi ifade ediyorum: 1926 yılındaki Hamdi Bey2in raporuna gönderme yapılıyor. Dersim Türkiye için bir çıbandır. Bu çıban üzerinden bir ameliyat yapmak farzdır deniliyor. Adeta olmazsa olmaz olarak ifade ediyorlar. 201′inci sayfasında ‘Dersim, cehalet, ve kürtlüğün bulaştığı tehlikeli bir çıbandır. Ameliyat şarttır. Silah toplamak ve ıslahat şarttır.’ deniyor. Göç ettirilecek aşiretlerin listesi de var.

İŞTE O BELGELER

Belge 1

Yıl 1935. kanunun adı Tunceli vilayetinin idaresi hakkında kanun. O zaman sadece Tunceli’yi de kapsamıyor. Kanun ilk maddesinde şu belirtiliyor; Kor. Komutan rütbesinde bir Vali seçilir ve yasada çok önemli haklar tanınıyor. Gerek görürse aileleri bir yerden bir yere götürülebilir. Hemen infazı da yapabiliyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu haberin var mı bunlarda? Var da cevap veremiyorsun. 1937 1938 1939 yılllarında maalesef Dersim’de büyük bir felaket yaşanıyor. Çocuklar kadınlar katlediliyor.

Muhsin Batur, o dönemde asker. Aynı zamanda CHP’nin.. Yani o dönemde başka partiler yok. Sadece CHP var..

Ben yeni CHP’yim diyorsun ama onu eleştiremiyorsun. Dersim olayları sırasında orada asker olan Batur şu ifadeleri kullanılır: Okuyucularımdan özür diliyor ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum.

Bir köy halkı önce kırşunlarnıyor sonra buğday sapları üzerinden yakılıyor. Mazgirt halkı doğranmakta 20 çocuğu alıp bir derenin kenarında saklıyorlar. Çocukların öldürülme emri veriliyor ama emri yerine getirecek kişi bulunamıyor. Nihayet kara suratlı bir adam bulunuyor ve 20 masumun işi bitiriliyor. Murat suyunun kandan kıp kızıl aktığını görenler olmuştur. Seyit Rıza’nın yaşadıkları yürek burkuyor.

Senin anlayışına bunlar mı ters düşüyor. İhsan Sabri Çağlayangil şöyle anlatıyor: Seyit Rıza: 40 liram var. Oğluma verin. Fındık Hafız’ın idamı sırasında Seyit Rıza görmesin diye ben arabanın arkasına çektim. Evladı kerbalayız. Biz hatasısız. Ayıptır, Zulümdür, Cinayettir diyor. Sayısı bugün dahi bilinmeyen binlerce insan katlediliyor. Binlerce insan batıya göç ettiriliyor. Bu birinci belge. Rahatsız mı oldun Kılıçdaroğlu? CHP’nin geçmişinde bunlar var hamdolsun bizim geçmişimizde bunlar yok.

BELGE 2

DEVLET ADINA BEN ÖZÜR DİLİYORUM

8 Ağustos 1939 tarihli bir belge. Jandarma umum komutanlığından yüksek bir makama gönderilmiş. Dersim’e yapılan müdahalenin bilançocu veriliyor. Ekte de bir cetvel var. Ölü diri teslim olanların rakamları: 1936-37-38-39′da toplam 13 806 kişinin öldürüldüğü ifade ediliyor. Deprem felaketinden bahsetmiyorum. Öldürülenlerden bahsediyorum. Belgenin altındaki imza Dahiliye nazırı Faik Öztrak. Sayın Kılıçdaroğlu nasıl kaçarsın? Devlet adına bir özür dilemek gerekirse ben buradan özür diliyorum

CHP adına özür dilemek zorunda olacak kişi de sensin. Hadi onurunu kurtar.

BELGE 3

23 aralık 1938: Tunceli’den 11 bin 683 kişinin sürüldüğünü belirten 2000 kişinin daha sürülmesini karara bağlayan Bakanlar Kurulu kararı Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve Başbakan Celal Bayar’ın imzası var. anma törenleri yapan sensin. bütün bu sürgün ve ölümlerin altında imzaları var. Havadan bombardımanın altında imzası var. Atatürk’ün ölümünden bir ay sonra İnönü Cumhurbaşkanı Celal Bayar Başbakan.

Alttaki imzalardan birisi de benim dikkatimi çekti: Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya’dır. İskilitli Hoca’yı idam eden Kel Ali lakaplı Hakim.

3 Mayıs’ta ne oldu CHP’li belediye Kel Ali’nin adını parka verdi. CHP lideri de Afyon’da Ali Çetinkaya’ya sahip çıktı. Sizin kahramanlarınız bunlarsa bu ülke biter be. Bizim kahramanlarımızın alnı ak. Hadi bunu da sahiplen bakalım. Ama yüzü yok sahiplenir. Dersim’de operasyonlarında Ali Çetinkaya’nın imzası var.

BELGE 4

27 Eylül 1938. Sason bölgesinde 384 kişinin öldürüldüğü sağ tutulanların ise sürgün için hazır tutulduğu ifade ediliyor. İmza kim biliyor musunuz? İçişleri Bakanı Şükrü Kaya..

Ben fazla vakit almamak için aradan bir kaç tane belge çıktım verdim. Hakkı teslim et. Ama edemezler. Bunların siyaseti doğruluk üzerine değil. Dersim yakın tarihimizdeki en acı olaylardan biridir. Dersim CHP hükümetlerinin 10′larca faciasından en kanlısıdır. Dersim faciası karşısında özür dileyecek olan Ak Parti hükümeti değil CHP’dir. CHP’nin Tunceli vekilleri ve Genel Başkanı’dır.Sayın Aygün çıktı açıklama yaptı linç kampanyası başladı. CHP Genel Başkanı grup kürsüsünden seviyesiz ifadelelerle bu işle yüzleşebileceğini sanıyor. Ak Parti’yi susturmaya gücü yetmez. Biz karanlıkları aydınlatmaya çalışıyoruz. Kılıçdaroğlu CHP için bir fırsattır. Partisinin geçmişiyle yüzleşmelidir. Bir mağdur olarak da bunu araştırmalıdır. Sultan Abdülmecid’le Halife Abdülmecid’in aynı kişi olmadığını anladılar. Burda da bir çark olduğu için iyimser bir gelişme olduğunu görüyorum. Mehmetçiğim sen artık bu topa girme. Gerek yok.

İzmir büyükşehir Belediyesi’ne bir operasyon var. Yargı gereğini yapacaktır. Bu Tayyip Erdoğan’a yapılıyor da sana niye yapılmasın. Benim hakkımda 57-58 dosya hazırlandı.Bütün bunların yanında benim içeri girişimi belediye başkanlığımla ifade etmeye çalışıyorlar. Okuduğum şiir de talim terbiye kurumunun onayından geçerek devletin kitaplarında yayınlanan şiirdi. O cezayı onaylayanlar kimler di? CHP’nin parti üyesi kişilerdi. Onlar da belli bir inanç ve meshebin mensubu kişilerdi.

CHP lideri belediye başkanlığı adaylığı döneminde öyle şeylerle uğraştı ki Kağıthane’ye Kağıttepe dedi. Sonra oyunu kullanmayı unuttu. Daha anlatmayayım dimi kapatayım bunu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.