1 Mayıs 2010 Cumartesi

Diyet yaparken kalori hesabı yapmak

Tam tersi durumda ise günlük ihtiyacınız olan kaloriyi yarıya düşürürseniz, 1 hafta sonra kendinizi 1 kilo zayıflamış bulabilirsiniz. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi’nden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Sezgin Meriçliler, diyet yapanların mutlaka kalori hesabı yapması gerektiğini belirtiyor. Fazla kilolarınız var ve yaz gelmeden kurtulmak istiyorsunuz. Diyete başladınız, daha az kalori alarak zayıflamaya çalışıyorsunuz. Doğru yoldasınız çünkü kilo alıp vermek aslında matematiksel dengeler ve hesaplamalar üzerine kurulu. Yani kilo vermenin de bir matematik denklemi var.

Bu denklemi şöyle düşünebilirsiniz; bir kalori kumbaramız var. Günlük almamız gereken zorunlu kalorinin üzerinde aldıklarımız artı kalori hanesine yazılıyor ve bunlar toplanarak fazla yağlara dönüşüyor. Tam tersi durumda da yani günlük harcadığımız kalorinin altında kalori alırsak aradaki açık eksi kalori hanesine yazılıyor ve dolayısıyla vücudun enerji ihtiyacı için daha önce depolanmış yağlar yakılmaya başlanıyor.

Uzman Dr. Özlem Sezgin Meriçliler, diyet yapanların mutlaka kalori hesabı yapması gerektiğini belirterek metabolizmamızın çalışması, kilo alıp vermedeki matematiksel dengeler hakkında merak edilen soruları yanıtladı:

KALORİ HESABI YAPMAK DOĞRU MU YANLIŞ MI?
Her 7 bin kalori bir kilo demektir. Yani yaktığımızdan her 7 bin kalori fazla aldığımızda bir kilo alırız. Aynı hesaba göre yaktığımız kaloriden her 7 bin kalori az aldığımızda da bir kilo veririz. Vücutta kumbara sistemi vardır, artı ve eksi kalori kayıtlarının olduğu bir kumbaradır bu.

Diyelim ki bazal metabolizmamız 1500 kalori olsun. Günlük hareketle de 500 kalori harcamış olalım. Böylece günde 2 bin kalori yakmış olalım. Eğer günde 2 bin kalori yakan bir kişi olarak, bin kalorilik bir diyet yaparsak,m bir haftada 7000 kaloriyi eksi kalori hanesinde toplayarak 1 kilo veririz. Tersine, her gün yaktığımız kaloriden 1000 kalori fazla alırsak bir haftada artı kalori hanesine 7000 kalori toplayarak 1 kilo alırız.

KALORİ YAKAN BAZAL METABOLİZMA NEDİR?
Metabolizma iki ayrı bölümden oluşuyor. Birincisi bazal metabolizma dediğimiz 24 saat hiç hareketsiz dursak bile böbrek, karaciğer, kalp gibi iç organlarımızın çalışması için vücudun harcadığı enerjidir. İkincisi de hareketle harcadığımız enerjidir, hareketimiz değişken olduğu için hareketle harcadığımız enerji de değişkendir. Bazal metabolizma beyinde bir merkez tarafından kontrol edilir, günlük hareket düzeyimiz, beslenme düzenimiz, günlük kalori alımı gibi faktörlerin etkisi ile bazal metabolizma artabilir ya da yavaşlayabilir.

HANGİ FAKTÖRLER ETKİLER?
Bazal metabolizma pek çok faktör tarafından etkilenir. Halk arasında en çok bilinen ve üzerinde durulan tiroid fonksiyonlarındaki değişkenliktir. Oysa düzenli beslenip beslenmediğimiz, gün içinde aç kalıp kalmadığımız, yediğimiz gıdaların içeriği, günlük hareket düzeyimiz, kullandığımız ilaçların özellikleri, uyku düzenimiz başta olmak üzere bazal metabolizmanın düzenlenmesinde etkili olan çok sayıda faktör vardır.

KİMİN METABOZİMASI DAHA HIZLI?
En hızlı metabolizma sanılanın aksine kilolu olan ve hiç diyet yapmayanlardır. Ne kadar çok yiyorsak aslında metabolizma o kadar hızlıdır, kilomuz ne kadar fazlaysa, hareket ederken taşıdığımız kütle fazla olacağından harcayacağımız enerji de o kadar fazladır.

METABOLİZMASI EN YAVAŞ OLANLAR
• Sürekli diyet yapanların metabolizması çok yavaştır. Bize birçok kişi diyetimi bozmuyorum, ama hiç doymuyorum, kilo veremediğim gibi kilo alıyorum diye gelir. Bunun nedeni sürekli düşük kalorili diyete vücudu alıştırmalarıdır.

• Metabolizmanın yeterli ve sağlıklı çalışıp çalışmadığının diğer belirteci aç kalarak beslenip beslenmediğimizdir. Eğer günde 1-2 öğün yiyorsak, kahvaltıyı atlıyorsak, bütün gün aç gezip sadece akşam yemeği yiyorsak vücut enerji girdisini az olarak algılar ve her şeyi depolamaya başlar. Enerji harcamayı mümkün olduğu kadar azaltır. Açlık metabolizmayı yavaşlatan önemli bir faktördür.

• Birtakım hastalıklar metabolizmayı değiştirir. Bazı hipofiz bezi hastalıkları (agromegali, cushing sendromu vb.), hipotiroidi, insülin direnci gibi. Tiroid hastalıkları ve insülin direnci sık görülmekle birlikte diğer hastalıklar daha nadir karşımıza çıkar. O nedenle ‘benim metabolizmam hiç çalışmıyor, su içsem yarıyor’ cümlesini kuran kişilerin çoğunda esas problem düzensiz beslenme, sürekli aynı kalori ile beslenme, diyet yaptığını zannederek sürekli diyeti bozma gibi beslenme hataları ön planda akla gelmelidir.

DİYET YAPARKEN KİLO TAKILMALARI NEDEN OLUR?
Sürekli aynı diyetle aynı kaloriyle beslenince bazal metabolizma yavaşlar. Bazal metabolizmayı beyinde hipotalamus adı verilen bölüm düzenlemektedir. Hipotalamus bu düzenlemeyi öncelikle günlük aldığımız kaloriye göre yapar. Hep aynı kaloriyi alıyorsak, yaktığımız kaloriyi buna eşitlemek için uğraşır. Diyet yapmaya başlayınca daha önce bahsettiğimiz gibi bir kalori açığı yakalarız, eksi kalori hanesinde biriken kaloriler 7000 kalori olunca 1 kilo veririz.

Ancak aynı diyete devam ederken hipotalamus harcanan kaloriyi aldığımız ile eşitler ve bir süre sonra yaktığımız-aldığımız kaloriler eşit hale gelince eksi kalori hanesinde puan toplayamaz hale geliriz. Bu süreçte ara ara diyeti bozdukça artı kalori hanesine puan atmaya başlarız ve burada toplanan kaloriler 7000 kalori olunca bir kilo alırız. Yani diyet yaparken kilo almaya başlarız. ‘Su içsem yarıyor’ aşaması genellikle bu aşamadır. Tabii yarayan su değil ara ara bozmaların getirdiği kalori birikimidir.

TAKILDIĞIMIZ KİLOLARDAN NASIL KURTULURUZ?
Bu süreci geciktirmenin ya da düzeltmenin birinci yolu düzenli spor yapmaktır. Spor yapmak metabolizmanın yavaşlamasını önler. Ayrıca diyet mutlaka diyet uzmanı eşliğinde profesyonel bir düzenleme ile yapılmalıdır. Diyet uzmanı diyet sırasında kişinin metabolik cevabına göre diyeti değiştirir, kalorinin vücuda giriş şeklini değiştirir ve hipotalamusun diyete uyum sağlayacak şekilde metabolizmayı yavaşlatmasını önler ya da geciktirir. Ayrıca kontrollü diyet yapmanın, diyeti bozma sıklığını azalttığı da gösterilmiştir.

SPORUN SÜRESİ NE OLMALI?
Herkesin spor ihtiyacı farklıdır. Hiç spor yapmayan bir kişi yürüyüş yaparak spora başlayabilir. Gün aşırı 30-60 dakikalık yürüyüş son derece faydalı olabilir. Zaten düzenli spor yapmakta olan bir kişi metabolizmayı daha da hızlandırma ihtiyacı duyarsa yağ yakıcı egzersiz yapması gerekir (step, aerobic, koşu vb..)

Sporun yaşam biçimi haline gelmesini öneriyoruz, eğer yaşam biçimi haline gelmeyecekse kilo vermek istediğiniz dönemde faydası olur, ancak sporu bırakınca metabolizma üzerindeki etkisi kaybolur. Diyelim 10 kilo vermeniz gerekiyor, 3 aylık süre içinde her gün iki saat spor yaptınız ve günlük enerjinizi artırdınız. İstediğiniz kiloya indikten sonra sporu tamamen bırakırsanız, harcanan kalori azaldığı için metabolizmada hemen kalori fazlası meydana gelir ve kiloların en azından bir kısmını geri alırsınız.

Yağ yakıcı egzersiz için gün aşırı yine haftada üç gün yaklaşık 40-50 dakika spor yapmalı. Ancak yağ yakabilmek için bu sürenin en az 20 dakikasında kalp hızının 120’ye çıkması gerekiyor. Step, koşu, aerobik, düzenli yürüyüş yapan kişide metabolizmayı hızlandırıp kilo vermeyi kolaylaştırmak mümkün olabiliyor.

İNSÜLİN DİRENCİ METABOLİZMAYI NASIL ETKİLER?
Kan şekerini kontrol edip şeker hastası olmamızı engellemek için vücudun salgıladığı hormon insülindir. Bazı kişilerde insülin normal miktarlarda şeker kontrolü sağlayamaz, bu kişilerde şeker hastası olmayı engellemek için vücut normalden fazla insülin salgılamak zorunda kalır. Artan insülin kan şekeri kontrolünü sağlar ama birtakım yan etkilere de yol açar. Kan şekeri kontrolünün normalden fazla miktarda insülin ile sağlanmasına ‘İnsülin Direnci’ diyoruz. Artan insülin sık acıkmaya, sofradan yeni kalkıldığında dahi açlık hissine, gece yeme alışkanlığına ve tatlı krizlerine yol açabilir. Bu nedenle ortaya çıkan beslenme düzensizliği kilo almaya yol açar. Kilo almak, yani yağ dokusunun artması insülin direncini artırarak insülin salgısının daha da artmasına yol açar, bu şekilde metabolik bir kısır döngü ortaya çıkar.

FAZLA YAĞ DOKUSU İNSÜLİN DİRENCİNİ TETİKLER Mİ?
Kilo almak, yani vücut yağ dokusunun artması insülin direncini ortaya çıkaran en önemli faktördür. Her kilolu kişide insülin direnci yoktur, ancak insülin direnci olan hastaların hemen tümü kiloludur. İnsülin aynı zamanda yağ dokusunu besleme özelliği olan bir hormondur, o nedenle insülin ne kadar fazla ise kilo alma riski o kadar fazladır. Diyet yapılsa dahi insülin direnci olan bir kişide insülinf sürekli yağ dokusunu beslediği için kilo vermek zorlaşır. Spor insülin direncinin azaltılmasında çok önemli bir rol oynar. Diyetin düzenli uygulanması, sağlıklı beslenme yine insülin direncini en aza indirir.

İnsülin direnci ile ilgili en önemli konu, bu durumun şeker hastalığına zemin hazırlayan metabolik bir durum olmasıdır. Özellikle genetik yatkınlık varsa, yani ailede diyabet öyküsü varsam, insülin direnci varlığında sürekli fazla insülin salgılayan pankreas yorularak insülin salgısını azaltırsa diyabet ortaya çıkar. Bu sürecin insülin direnci aşamasında fark edilerek tedavisi ise diyabet gelişme riskini azaltır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.