24 Aralık 2012 Pazartesi

Freeganizm nedir - nasıl doğmuştur - Freegan kimdir?


"Freeganism" ya da bu kavrama Türkçe bir karşılık bulmaya çalışırsak Toplayıcılık, birebir çevirmeye çalışırsak da Bedavacılık anlamına gelen bu akım esasen kullanılmadan atılmış ürünleri toplayarak hayatın idame ettirilebileceğini iddia etmektedir. Tüketim toplumuna ve kapitalizmin dayattığı bilinçsizce tüketme güdüsüne karşı bir direniştir.

"Freeganlar geleneksel ekonomiye kısıtlı miktarda katılımda bulunup asgari düzeyde kaynak tüketerek yaşamak için alternatif stratejiler kullanan kişilerdir. Freeganlar maddiyatçılık, ahlaki duyarsızlık, rekabet, açgözlülük vb. esas alan bir toplum yerine birlikte yaşam, fedakarlık, toplumsal ortaklık, özgürlük, iş birliği ve paylaşımı kucaklarlar." (1)

"Yaşam tarzları arasında süpermarketlerin çöp kutularından bozulmadan, kullanılmadan atılmış gıdaları toplamak vardır. Freeganlar çöpten gıda toplama işini ihtiyaçtan değil, siyasi bir eylem olarak gerçekleştirmektedirler. "(2)


Atıkların Geri Kazanımı, Atıkların Asgariye İndirilmesi, Çevre Dostu Yolculuk, Ücretsiz Barınma, Yeşile Dönüş, Az Çalışma ilkeleri Freeganizm'in ana çerçevesini çizmektedir. Bunları kısaca açmak gerekirse:

1) Atıkların Geri Kazanımı: Burada kastedilen sadece kağıdın veya alüminyumun geridönüşümü değildir. Hiç kullanılmamış, bozulmamış ürünlerin de çöpten çıkartılarak kullanılması, tüketilmesidir.
2) Atıkların Asgariye İndirilmesi: Birisinin işine yaramayan birşey başka birinin işini görebilir, bu anlamda kullanılmayan şeyler çöpe atılmamalı ama paylaşılmalıdır. Çürümüş gıda ise çöpe atılmak yerine gübreye dönüştürülüp bahçelerde sebze yetiştirmek için kullanılabilir.
3) Çevre Dostu Yolculuk: Otostopçuluk, bisiklite kullanımı, ortak araç kullanımı...
4) Ücretsiz Barınma: "Etrafta bir sürü terk edilmiş boş bina varken niye insanlar evsiz kalsın" düsturu ekseninde kötü durumdaki binalar el birliğiyle düzeltilerek yaşanabilir yerler haline getirilip barınma imkanı sağlanır.

5) Yeşile Dönüş: Tarlalardan gelen ürünlerin hangi aşamalardan geçtiği ve ne gibi çevre zararlarına yol açtığı düşünüldüğünde küçük bahçelerde kendi sebzeni kendin üretmek ana ilkedir.


6) Az Çalışma: Freeganlar herhangi bir işte çalışarak çevreye ve topluma zarar veren ana makinanın dişlileri olduklarını gördüklerinde çalışmayı da sorgulamışlardır. Karnını doyurup barınma sorunu hallettikten sonra bir insan niye daha fazla çalışır? Ailesine, çevresine ve kendisine zaman ayırmak, aktivist olarak çevre sorunlarına eğilmek bu ilkeyi açıklar.

Ayrıca freeganların çoğunluğu vejeteryandır. Et üretiminde hayvanların çektiği eziyet ve ayrıca bu süreçlerde çevreye verilen zarar çoğu freeganı vejeteryanlığa iter. Fakat bazı freeganlar çöpten çıkan ve başka şekilde değerlendirilemeyip atık olacak et ürünlerini de yerler.

Freeganizm, tüketim ve kapitalizm karşıtı olduğu için çevrecilikle pararlellik arzeder. Her iki taraf da Dünya'yı itina göstermemiz ve hayatta kalması için yardımcı olmamız gereken bir canlı olarak görürler.


Referanslar:
1) Freegan.info
2) http://en.wikipedia.org/wiki/Freeganism


kaynak:http://kozmostansesler.blogspot.com


‘Freeganizm’ 1990’lı yıllarda, materyalizm ve tüketim çılgınlığına reaksiyon olarak ortaya çıkan bir akım. Sözcük, İngilizce’de ‘bedava’ anlamına gelen ‘free’ ve hayvansal hiçbir gıdayı tüketmemek anlamına gelen ‘vegan’ kelimelerinin birleştirilmesiyle ortaya çıkmış. Ancak freeganların tümü vegan değil, aralarında hayvansal gıda tüketenler de var. Bu akımın takipçileri hayatlarını, mümkün olduğunca hiçbir şey satın almayarak sürdürüyor. Yemek ihtiyaçlarını, taze olduğu halde çöpe atılan gıdalarla karşılıyorlar. Kıyafetler ve diğer eşyalar da aynı şekilde… İyi durumda olmalarına rağmen çöpü boylamış her şey freeganların. Bu yüzden bazıları onlar için ‘çöpe dalanlar’ (dumpster diver) ifadesini de kullanıyor.
ÇALIŞMAYA KARŞILAR
En büyük düşmanları israf.  Dünyada yüz binlerce insan açlıktan ölürken, başta süpermarket ve restoranların savurganlığına dikkat çekerek, bu kapitalist döngüyü kırmayı hedefliyorlar.
Dertleri sadece bu da değil. Çevre temizliğine de önem veriyor, çalışmayı da sorguluyorlar. Aileniz ve sevdiklerinizle huzur içinde vakit geçirmek varken, çevreye de büyük zarar veren kapitalist düzenin dayattığı bu acımasız rekabet ortamının bir parçası olmaya ne gerek var?
FAVORİ ŞEHİR: NEW YORK
ABD’de ortaya çıkan akım, İngiltere, Brezilya, İsveç, Estonya ve Güney Kore derken tüm dünyada hızla yayılıyor. Freeganların en aktif olduğu şehir ise New York. Günlük gıda ihtiyaçlarını restoran ve süpermarketlerin çöplerinden karşılıyorlar. Daha farklı ihtiyaçları içinse örneğin öğrenci yurtlarına yöneliyorlar. Her yıl çeşitli üniversitelerin mezuniyet töreninden sonra, boşaltılan yurtların önüne gidiyor ve çöp karıştırmaya başlıyorlar. Favorileri ise New York Üniversitesi (NYU) öğrencileri. Çöplerinde çalışır durumda iPod’lardan, fiyat etiketi bile üzerinde duran kıyafetlere ve hiç kullanılmamış vücut kremlerine kadar her şey var. 
Freegan akımının öncülerinden ABD’li Adam Weissman’a göre freeganizm, israfı önlemek, daha az çalışabilmek için para biriktirmek ve tüketimin etkilerini en aza indirgemek için oluşturulmuş bir strateji ve siyasi kültür. Kaynaklar için rekabet etmek yerine paylaşmayı destekliyor. İçinde bulunduğumuz ekonomik sistem, bizi birer köleye dönüştürdüğü gibi, çevreye ve hayvanlara da büyük zarar veriyor. Çünkü kapitalizmin en büyük motivasyonu tüketicilerin ihtiyaçlarını dikkate almadan kâr elde edebilmek.
NASIL FREEGAN OLUNUR?
Weissman, freegan olarak hayatınızı devam ettirmenin hiç de zor olmadığını söylüyor. Çöpte çalışır durumda LCD televizyon bulunabildiği bir tüketim çılgınlığından bahsettiğimizi düşünürsek, haksız da sayılmaz. Özellikle ABD ve İngiltere’de rastlayabileceğiniz; hiçbir ürünün para karşılığı satılmadığı süper marketler, bit pazarları ve çeşitli internet siteleri freeganların uğrak yeri. Freeganizm aslında sistematik bir akım. Felsefeleri gereği hiçbir şeyin atık olduğuna inanmadıklarından, tamir becerisi onlar için çok önemli. Bunu da çeşitli workshop’larda tamir dersleri vererek diğer freeganlara öğretiyorlar. Bu dersler terk edilmiş binalarda gerçekleşiyor. Yaşadıkları yerler de aynı şekilde... Terk edilmiş bunca bina varken, kira ödemeyi akılları almıyor. Akıllarının almadığı bir başka şey ise evsiz bunca insanın donarak öldüğü sokaklarda, hükümet üyelerinin sıcacık evlerinde nasıl rahat ettiği. 
Taşıt ve petrol ekonomisini sosyal ve ekolojik bir felaket olarak niteleyen freeganlar genelde bisiklet kullanıyor. Hem insan sağlığı için iyi, hem çevreye hiçbir zararı yok, hem de masrafsız. Eskidiği veya bozulduğu gerekçesiyle çöpe atılmış onca bisikleti tamir etmek varken, bisiklete para verdiklerini düşünmüyorsunuzdur herhalde. Günlük hayatlarındaysa, kâğıt havlu yerine eski gazete, kâğıt peçete yerine mendil, kağıt bardak yerine cam bardak kullanıyorlar. 
Weissman’a göre gerçek mutluluk alışveriş merkezlerinde değil. Daha az satın alır ve satın aldıklarımıza da iyi bakarsak, çalşmamıza da gerek yok. Ama burada amaç tembellik etmek değil. Zamanımızı kapitalizme hizmetine sunmak yerine, sevdiklerimize ve insanlığa daha yararlı şeylere ayırmak.
‘ÇÖP’ DİYE BİR ŞEY YOK
Freeganlara göre, hiçbir şey çöpe atılmamalı. Sizin işinize yaramayan bir şey, başkasının işine yarayabilir. Çürümüş gıdalar ise gübreye dönüştürülebilir. Freeganlar, trafik problemini de karşı oldukları bu düzenin bir parçası olarak görüyor; bisiklet kullanımını, otostopçuluk ve ortak araç kullanımını hararetle savunuyorlar.
FREEGANİZM BİR YAŞAM TARZI DEĞİL
Freeganlar, bu akımın bir yaşam tarzı olduğunu savunanlara şiddetle karşı çıkıyor. Onlara göre Freeganizm bir felsefe. Amaçları, kapitalizmin dayattığı tüketim çılgınlığa karşı yeni bir kültür oluşturmak. Ancak bunu kürk karşıtı grupların, kürk kullanıcılarının üzerine boya fırlatmasındaki gibi bir anlayışla yapmıyorlar. Daha ‘anlayışlı’ olduklarını söylüyorlar. Kapıları da herkese açık.
Zaten bu yaklaşım sayesinde freeganların hepsi vegan olmak durumunda değil. Çöpten beslenmemize de gerek yok, sadece daha dikkatli tüketim yapmamız bile onlar için yeterli.
ÇEVRECİLİK ‘OUT’ FREEGANİZM ‘IN’
ABD’deki St. Lawrence Üniversitesi’nden sosyoloji profesörü Bob Torres’e göre, freeganizm her geçen yıl popülerleşiyor. Bunda çevreciliğin yarattığı hayal kırıklığının da payı var. Çünkü bazı insanlar, sadece belirli besinler tüketmeyi çevrecilik zannediyor ve hatta bu besinlerin üretimi için ne gibi kaynakların harcandığıyla bile ilgilenmiyor. Torres, özellikle küresel ısınma gibi konularda insanların çok bilinçsiz olduğunu ve önlem olarak çevreci otomobiller satın almaktan daha ileri gidemediklerini söylüyor. Bu noktada, içinde bulunduğumuz sistemin küresel ısınma gibi bir felaketten bile kâr etmeye çalıştığını vurguluyor ve freeganizmin, kapitalizmin fayda yaratabileceği boşlukları bulunmadığına dikkat çekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen Yorumunuzun anlaşılır ve imla kurallarına uygun olmasına dikkat ediniz.